f i f t e e n

355 39 10
                                    

tutarsızlığın mide bulandırıcı, ashton,” dedi irene bavuluyla içeri girmeye çalışırken. her zamanki gibi sıkılmış görünüyordu. “önce beni reddediyorsun, sonra da vazgeçmem için ikna etmeye çalışıyorsun.” başını onaylamayarak iki yana salladı.

ashton içini çekti. “sadece bir teşekkür yeterli, bunun farkındasındır umarım.

gelmem için neredeyse ayaklarıma kapanan sendin, neden teşekkür etmemi istiyorsun?” yüzünü buruşturdu. “sürekli bir teşekkür ve saygı peşindesin, bu garip.

insanlar eksikliğini çektikleri şeylerin arkasından koşarlar çünkü.

koşmaktan nefret ederim ben,” dedi irene omuz silkerek. “bir şeyin kendiliğinden önüme gelmesi daha sevindirici. otobüs gibi. ben çağırmıyorum, kendisi geliyor zaten.” yüzünde saf bir gülümseme vardı.

ashton kıkırdadı ve irene’e sarıldı. “demek istediğim bu değildi,” dedi. “bazen haddinden fazla şirin oluyorsun, küçük sevgilim.

şirin olmak istemiyorum, ashton.

irene’i bıraktıktan sonra elinin tersiyle kızın beyaz ve yumuşak yanağını okşadı ashton. içini çekti ve irene kendinden geçercesine gözlerini kapattığında eğilip dudaklarında solgun dudakların yumuşaklığının farkına vardı.

common [a.f.i + i.t.w]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin