Jeon Jungkook/Kurtalar ve Vampirler Diyarı

Saç baş değil! Yumruk kavgasına son. 5-4-3-2-1

İyi okumalar...

En son kapıyı çaldığımda bir kız açmıştı. Tabi o sıralar ben! Bela okumaktayım (!)

???: y/n...sen?
Ben: Evet been? Ve sen kimsin?

Saç baş değil! Yumruk kavgasına son. 5-4-3-2-1 veeeeeeeee-

???: Ahh tanımadın mı? Benim ya ben! Bunca yıldır seni ve jimini göremeyen. Jiminin kız kardeşi!

Mina? Nina? Dona? Mona? Yeona? Ne diyorum ya?

Ben: Duur bir dakka... Sen, evet sen MİNAAA!!

Diyerek onun üstüne atladım. Çünkü jimin ile sevgili olmamı bir tek o sağlamıştı, ahh eğer o olmasaydı sanarım hiiç jimin ile sevgili olma hayallerimi gerçekleştiremezdim. Sonuçta kardeşler ve o jimin hakkında herşeyi bilirdi, (!) benim gibi neyse arkama baktım ve jungkook orda bizi izliyordu. Gel işareti yaptığımda sanki zorla gelmesini istemişim gibi yavaş ve ağır adımlarla geliyordu. Yetmiyormuş gibi bana öfkeli öfkeli bakıyordu naptım ben şimdi ya?

Jungkook'dan:
Al işte jimin şerefsizin evine geldik. Ama sen dur şimdi, senin ailen benim ailemi elimden ALDI! Bende senin çevrendeki bütün sevdiklerini senden alıcağım. Gerekiyorsa y/n'yide dahil yapıcağım, ama nasıl? Düşünüceğim...Ben bu düşüncelerdeyken y/n biranda "MİNAAA" Diye bağırmasıyla hemen arabadan indim.

Oraya baktığımda y/n ve yanında Park Jimin'in kardeşi mina ile sarılıyorlardı, şimdi birileri burdan geçse bunları lezbiyen (doğrumu yazdım?) sanır. Ayrıldıklarında y/n bana gel işareti yaptı, bende ona inat ağır ve yavaş adımlarla yanlarına gitmeye başladım. Derken Jimin geldi. Dur, Jimin mi?

Jimin'den:
Odamda y/n ile olan birlikte çekindiğimiz fotoğraflara bakıyordum. Evet onu çok seviyorum, hemde çok. O benim herşeyim, onsuz hayat cehennem gibi oluyor bana ve duygusu çok kötü. Artık siz düşünün sevdiğiniz kişi ile ayrıldığınızda, o tarif edilemez duyguyu...Bana sadece 1 buçuk ay kalıcağını söyledi, umarım o 1 buçuk ay gözümü kapatıp açıyıncaya kadar biter.

Ben böyle düşüncelere dalarken aşağıdan "MİNAA" diye bir ses geldi. Bu ses...Sevdiğim kadın y/n değil mi? Ama ya değilse, ama olabilir. Belki Jimin'nini -yani beni- kıyamayıp gelmiştir. Eh bana kim kıyar, Allah bilir. Boyum da posumda yerimde, cevherim ulan cevher! Hemen odamdan çıkıp aşağıya indim ve dediğim gibi y/n karşımdaydı.

Sen 2 gündür görmeyeli ne güzeleşmisin be!

Ben: Y/n!
Y/n: Jimin!

Hemen ona sarılıldım, ve ayrıldığımızda ben bir anda dudağına yapıştım. Bana karşılık vermedi ama olsun. Ondan ayrıldım.

Ben: Y-Y/n sen daha gideli 2 gün oldu. Ne çabuk döndün? Tabii sen bana kıyamasın ki. Anladım...

Diyerek saçlarımı arkaya attım. Huh eğer biri sizi özlüyorsa varya, bunu ta-

Y/n: Yooo. Bazı nedenlerden dolayı geldim, yoksa emin ol hayla ormanda şuan bu güzelim havada. Kitabımı alıyor ve okuyor olurdum.

Hayal kırıklı dedikleri bu olsa gerek. O kadarda beni önemsiyor diye kendime neler dedim be! Zalımın kızı, nolurdu o ağzındaki baklayı çıkarmasan!

Ben: Peki. Noldu o zaman?
Y/n: Sonra anlatırım aşkım.
M: Öhm öhm tek değilsiniz. Ne bu rahatlık ya!
Jk: Haklısın mina...

O yöne baktım ve jungkook? Onun ne işi var BURDA!!! Bu çocuk yanlış kişilerde, hemde çok yanlış. İntikam acısı gözünü kör etmiş, etrafındaki gerçekleri göremiyor. Umarım en kısa zamanda gerçekler ortaya çıkar, çünkü bizde delil gibi ispat edeceğimiz gibi birşey yok. Bu yüzden jungkook inanmıyor bize.

Y/n'den:
Biz konuşurken jungkook gelmişti. Ve baktığımda bu ne hava? Bas baya havalanarak geliyordu, hayret az önce zorla geliyordu gibi şimdi ise normal. Jimine baktığımda, yok artık buda şimdi az önce mutlu değilmiydi ya?  şimdi ise gözlerinden alev çıkartmakta. Yahu noluyor bunlara! Duur şimdi hatırladım bunların arası bozuktu değil mi? Lanet olsun!

Jm: Ne arıyorsun burda?
Jk: Bilmem sence neden?
Jm: Bana bak burdan hemen defolup git yoksa ben götürmesini bilirim...
Jk: Hm ayy çok korktum...sen benle gelsene bir

Lütfen kavga etmesinler. Lütfen kavga etmesinler. Lütfen kavga etmesinler. Lütfen kavga ermesinler. Lütfen kavga etmesinler. Lütfen kavga etmesinler. Sonumuz hayri alamete gider. Umarım...

Jungkook'dan:
Jm: Y/n içeriye geçin Jungkookla birlikte konuşup geliceğiz.
Y/n: Hayır diyeceğim ama sözümü dinlemiyeceksin. Diğer yandan şansımı deniyeceğim. Kesin ve net! Hayır.
Jm: Y/n!
Y/n: Neeee?

Hadi ama! Bu kızın derdi ne?

Ben: Gidicekmisin yoksa kendimce yöntemlerle mi götüreyim?
Y/n: Size iyi eğlenceler.

Diyerek gitti. Tanrııım!

(...)

Jimini onların uzağına yani bir tane kapalı bir araziye götürdüm. Çünkü onu bahçeye götürsem, y/n ve mina dayanamayıp geliceklerdi. O yüzden uzağa götürdüm, hemen konuya girelim. Buraya boş iş için gelmedik ya.

Ben: Ne istiyorsun?
Jm: Allah halla. Ne istiyormuşum ben?

Deliriceğim!

Ben: Bana bak! Bilmemezlikten gelme. Kızdan ne istiyorsun? Y/N'DEN NE İSTİYORSUN!!?
Jm: Onun aşkını istiyorum. Sevgisini istiyorum. SUÇ MU?!

Vay be! Vampir prensimiz aşık olmuş, kesin yalandır. Ama gerçek olsa neye yarar ki?

Ben: Yaa öylemi? Ben izin vermiyorsam ya bende ona aşıksam? O nolucak peki?
Jm: O sadece bana aşık ve hepte öyle kalıcak. Hiç kimse aramıza girmiycek bu kadar!
Ben: Ahh jimin hep boş hayallere dalıyorsun. Maalesef o benim olucak ki senden intikamımın yarısını almış olucam diğer yarısıdaaaa...süpriz ahahaha.
Jm: BANA BAK!! BEN SANA NAPTIM HA?!! NAPTIM!

Dediği anda biraz duraksadım. Ne mi yapmıştı? Ailesi ailemi katletti, hatta ben daha küçüken! Bu 2 şey az değil etkisi büyüktür! Jimin'in her iki yakasına yapıştım, sakin olmalıyım, biliyorum. AMA BU DURUMDA ASLA!

Ben: Hayla ve hayla yalan söylüyorsun Park Jimin. SENİN AİLEN BENİM AİLEMİ KATLETİ, ANLIYORMUSUN?!! BEN SENİN AİLEN YÜZÜNDEN KÜÇÜK YAŞTA AİLESİZ KALDIM!! ve buna karşılık öylece dikiliceğimimi sandın?! HAYIR dikilmiyeceğim, ailemin intikamını senden ve ailenden söke söke ALICAĞIM, HEMDE MİSLİNE. O yüzden önce y/n prensesimizden başlıcam kurtların prensesinden ya.

Bunu bilerek söyledim. Artık haberi varmıdır bilmem.

Jm: Ne? Kurtların prensesi mi?
Ben: Evet.. hııı ops maalesef ya, üzgünüm yanlışlıkla azımdan kaçtı.

Diyerek yakasını bıraktım belliki çok şaşırmıştı ki hiç cevap veremiyordu. Umrumda değil, bilmemesi benim sorunum da değil. Sadece tek isteğim onları harab etmek!

Ben: Noldu? Konuşmayımı unutun? Hadi konuşsana, konuş hadi prens jimin?
Jm: Hıh sence bunu dert ediceğimimi sandın? Hayır, ama o kurt değil, yani kurta dönüşmüyor hatta dönüşemiyor. O yüzden hiç birşey fark etmez o benim.
Ben: Farkındaysan sen bir vampirsin ama. Biliyorsun vampirler aç olduğunda karşındakini hiç önemsemeden öldürür, hı ya yaparsan o nolucak? Hadi onu bunu geçtim prens hazretleri, ya o senin bir vampir olduğunu öğrendiği gün seni affetmezse. Ve kurtlar ve vampirler arasındaki anlaşma?...Sonuçta ne zamandır bu konuyu ondan sakladın, herkez bunu bilir ki hiç bir sır sonsuza kadar gizli kalmaz. Kalamaz ve bir gün y/n'nin öğrendiği gün bilki seni affediyormu? Yoksa affetmiyormu? Kim bilir...ahh hadi jimin gidelim y/n bizi bekliyor.

Diyerek oradan uzaklaştım. Aslında doğruyu söylemek gerekirse ben gerçekten y/n'ye hoşlantımıdır nedir, ona karşı bu duyguyu hissediyorum, galiba. İşte ama ne varki bir türlü doğru sonuç bulamıyorum. Oda yetmiyormuş gibi, başımıza jimin çıktı üstelik o bir vampir y/n'ye zarar vermesinden biraz korkuyorum. Ya benim olmadığım zaman ona dokunursa? Ya ona karşı beni kötülümeye kalkışırsa?! Ahh gerçekten en kısa zamanda y/n'yi jiminden almam gerek en kısa zamanda... Peki y/n kabul edermi?

Bu günlükte bu kadar umarım beğenmişsinizdir yorum atıp beğenmeyi lütfen unutmayın. Sizi seviyorum...