İyi okumalar
Jimin'den...
Ben: Beyler, hoperlörlerde bir sorun yok değil mi?
Adam: Yok efendim. Herşey istediğiniz gibi, siz istediğiniz gibi dizay edin diyince bizde bahçenizin giriş bölümünün sol tarafına yaptık. Ben: Harika olmuş. Teşekkürler, size gereken para miktarını hesabınıza yatıracağım.
Adam: Peki efendim. İyi eğlencelerÇok yoruldum. Süstür, mekandır, davetlilerdir derken son gram derman kalmadı bende. Etrafa bir göz attım, herşey harikaydı. İçecek servisleri bütün davetliler geldiği an başlatıcaktım, gerekli atıştırmalar zaten yuvarlak masada vardı. Bir anda Jin hyung elinde tatlı kaşığı ağzında eme eme geldi, yutkundu ve kaşığı ağzından çıkardı.
Jn: Bu pasta hiç olmamış! Kreması fazla kaçmış, oysa ben yapsam bu kadar krema asla koymam. Hay önünüzde ayı yok ki bu kadar krema koyuyorsunuz.
Ben: Jin hyuuuuung!Dedim bıkınlıkla. Geldiğinden beri ağzı bir boş kalmadı.
Jn: Ne? Yanlış birşey mi dedim!
Ben: Tamam. Sorun etmiyeceğim, diğerleri nerde?
Jn: Geldiler.Dedi ve giriş yerini gösterdi, herkez etrafı süzüyordu.
Jh: Woow Jimiin. Burası harika, süper olmuş
Tae ellerini cebine koydu ve etrafı süzmeye devam etti.
Tae: Hyung'a katılıyorum. Müthiş.
Sg: Çok iyi bencede, ama biraz fazlamı masa var.
Ben: Gerekli miktarda yaptım ama...bakarız ya.
Sg: Neyse ama yinede harika.
Jk: Eğer olurda bir gün parti yaparsam. Parti yardımı alacağım kişilerin 1'inci sırasında sen varsın, haberin olsun.
Ben: Teşekkürler beyler. De. Namjoon hyung?Dedim ve onlara baktım. Niye gelmediki?
Tae: Hatırlamıyormusun? O kahin ile birlikteeee.
Diyerek sinsi sinsi sırıttı.
'Haa' dedim ve Jungkook'a baktım.Ben: O zaman siz istediğiniz masaya geçin. Herkez yavaştan gelir artık.
Herkez kabul edilir mırıltılar çıkartılar. Ahh umarım gelirsin sevgilim, umarım gelirsin...
Jn: oha! Çikulata şelalesimi o? Yoksa ben mi yanlış görüyorum? Bide yanında bir kase çilek!
Dalgınlığımdan çıkıp jin hyunga baktım.
Tae: Kesinlikle hyung. Hayal değil, gerçek!
İkisi bir süre birbirlerine baktılar. Ben ise olacaklar için sesli bir şekilde yutkunmuş, tam itraz ediyorken de. İkisi bağrarak yaptırdığım çikulata şelaşesine koşdu, bende peşlerinden. Çocuklarını yaramazlık yaparken yakalamak isteyen, bir ebeveyin gibi peşlerinden koştum. Gitti güzelim görsen şölenim!
Y/n'den..
Mutant cadımAranıyor...
Ben: Of kahin aç şu lanet telefonu!
'Dııt dıt'
Sinirle telefonumu koltuğa fırlattım, nerde bu kadın? Hay anlamıyorum ki, şimdiyedek gelmeliydi? Üstümü giyinmiştim, saçımda hazırdı. Makyaj desem, yarıda bıraktım. Çünkü sabahtandır kahini arıyor, ama hanımefendi açmıyordu?! Sinirden salondo bilmem kaç tur attım, ama yinede kahinin olmaması beni iyiden iye tedirgin hale getiriyordu.
Kahin: Uh gellldiiim! Geldim, geldim geldim.
Kapının açılıp-kapanma sesi gelince, o yöne doğru baktım. Ben ona inanmaz bakışlar atarken, o telaşla ayakkabılarını çıkarıp rastgele biryerle attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jeon Jungkook/Kurtalar ve Vampirler Diyarı
Hombres LoboGenç kız artık bıkmıştı karmaşık hayatından, yaşamından ve kendisinden...Geçmişindeki sırlar perdesi teker teker aralanıyordu, gizlilikler açağa vuruluyordu artık. Geleceğinde büyük karmaşık bekliyordu onu. "Bu yük...Fazla" dedi kendine bedeni her n...