Bilincim yavaş yavaş açılırken yumruk yemiş gibi hissettiğim gözlerim , üzerinde binceler ağırlık varmışcasına açılmamak için direniyordu. Sesler yavaş yavaş kulağıma ulaşırken zihmin,beni şimdiki zamana sürükledi ." Neden hastaneye götürmedin?"
Banyodan kaçıp ayaklarımı kesmeden önce Mete'nin mutfaktan kovarken adını söylediği adamın,Ender'in sorusu ile karşı taraftan cavap olarak koca bir sessizlik geldi. 'Neden hastaneye götürmedin?' Unuttun mu ben bir rehineyim ve rehinelerin böyle şeylere hakkı yoktur.
Rehin alındığın andan sonra geriye yaşıyabileceğin bir hayatın yoktur sadece...
Sadece yaşamını istedikleri şeyleri yaşarsın. Aldığın hasar ne olursa olsun denilenleri yaparsın. İstersen yapma, baş kaldır . Ya ölürsün ya benim gibi acıdan bayılacak bir hale gelirsin. Ama sen yine de istersen baş kaldır .
Ben de öyle yapacağım .
Aradan geçen sessiz bir kaç dakika ardından
" Çünkü izin vermezdi!"
Kim?
Büyük patron?
Belki de sadece basit mafya kurallarıdır ,ha?
" Doktoru çağırsaydın ya, o zaman ."
Ayaklarımdan çekilen her bir cam kırığı bedenimden ayrılırken benim de bir parçamı çalıp gitti. Ama şu an beni kimin iyileştireceği tartışılıyor.
" Çok biliyorsun amına koyayım . Beni sinirlendirme , doktoru çağırsam haberdar olmayacak sanki"
Nasıl bir oyun ?
Yanlışsam düzelt ama; rehinelere görevlerini tamamlayana kadar iyi davranılması gerek mi yor mu? Ajan olarak gireceğim eve gidip yapmam gerekeni yapana kadar yaşamam gerek miyor mu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEZA ÇİÇEKLERİ
Roman pour AdolescentsYaraları vardı insanların; hiç kapanmayan fakat çokça kanayan. Yaraları vardı küçük bedenlerin hiç unutamadığı , büyük bedenlerin ise aldırmadığı. Batırdım hafif çengelli olan ip ile iğneyi ,kendi ellerimle açtığım kesiğe.Kendi ellerinle açtığın y...