S- You know I think your skin's the perfect color.
"Friolero, neredesin?"
Aynanın karşısındayken çatılmış kaşlarım ve istemsizce dudaklarımın arasından sızdırdığım dilim ile beni oldukça sinir eden o iğrenç şeyi nasıl yok edeceğim konusunda kendimi gözlemlerken Xiao Zhan'ın sesi olduğum banyoya ulaşmıştı.
Dedenin beni kabul edip aileden sayılmamdan sonra aradan üç hafta geçmişti. Xiao Zhan ve Luhan'ı bugün şirkete çağırıp Sehun ile beraber aynı evde kalırken sıkıntıdan ölmüş, ardından birbirimize vurduğumuz yastıkları içindeki tüyler etrafa saçılana kadar birbirimizin kafasına indirmeyi durdurmamıştık.
Sakinleşince dağıttığımız salon ikimizin de yüksek desibelli bir kahkaha tufanına girmesi oldukça hızlı olmuştu. Xiao Zhan'ın kızacağını düşünmesem de benim için hizmetlilerin telefon numaralarını mutfağın giriş kapısının kenarında bekleyen küçük tahtaya tebeşirler ile iliştirmiş olması işime birkaç dakikalığına yaramıştı.
Tabii bu evde görevli olan hizmetlilerin yaşını bilmeden birisine mesaj atıp yaşlı Xiejun teyzeyi yarım saat içerisinde evde bulduğumde ise üzgün olduğumu belirtip onu çalıştırmayacağımı söyleyerek en temiz koltuğa oturtmuş, ardından onun için çağırdığım taksi gelince onu evine yolcu etmiştim.
Bu kadar yaşlı insanların hâlâ ekmek parası için çalışıyor olması beni gerçekten üzen bir konuydu ve bu konu hakkında elimden bir şey gelmemesi sinirlerimi bozuyordu.
Onu gönderdikten sonra açık renkli uzun saçlarımın arasına kaçan görebildiğim birkaç tüyü çıkarttıktan sonra eğilip teker teker toplamaya başlamıştım tüğleri. Sehun ise toza olan alerjisini düşünemeyip soluğu banyoda kafasını ıslatırken bulmuştu.
Onunla eğlenmek güzeldi, kafa bir adam olması ve Luhan'a karşı bakışları bile beni ona karşı yumuşatıyordu. Her ne kadar bacaklarımı yakmış olsa da ona kızamıyordum ve sanırım, o arkadaşım olabilecek ilk kişi kategorisine girmişti.
Umursamaz bir yapısı olduğunu düşünsem de sessiz kaldığı zamanlarda birden fazla şeyleri düşündüğünü biliyordum çünkü ben de öyleydim. Beynim algılarını kapatana kadar düşünür dururdum fakat neyi düşündüğümü bile seçemezdim.
Onunla aramızdaki benzer şeyler yüzünden yakın hissettiğim için ise kendimi onun yanındayken tamamen açıyordum. Kendimi açmam sadece onun yanındayken de değildi.
Luhan ile de gayet iyi anlaşmaya başlamıştım çünkü onlar bana alışmak için sürekli olarak eve gelip geç saatlere kadar da gitmiyorlardı. Bu durumdan başlarda biraz sıkılsam da sonralardan boşverip kendimi onlarla playstation oynarken bulmuştum.
Xiao Zhan ise henüz tanımlayamadığım bir kişilikti. Bazen tehlikeli bir canavar, bazen üç yaşında minik bir çocuk oluyordu ki o anlarda onunla uğraşmaktan gerçekten zevk alıyordum.
Sehun banyodan gelip uzaktan bana bakarken kaçacağını düşünüp hemen masanın üzerinde hazır ettiğim bir çamaşır mandalını kaparak onun üzerine koşturmuştum.
Ne yaptığımı anlamazken o kocaman burnuna mandalı geçirmiş, kolundan çekiştirerek onu tüğ dolu alana getirdikten sonra ıslak saçlarıyla birlikte kanepeye ittirmiş, ardından diğer yanımda olan çöp poşetlerinden birini de eline tutuşturmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Divørce [YiZhan ✓]
FanfictionO benim ruh eşimdi, her türlü onundum. O da benim. ×Wang Yibo & Xiao Zhan.