CA- Ciao adios, i'm done.
Bornozumun kuşağını bağlayıp kenardaki saç havlusunu saçıma sürterek banyodan çıktım. Gözlerim ve başım ağrıyor, geceden kalma olduğumu yüzüme sertçe çarpıyordu. Fakat öyle olsa da, güzel bir gece geçirdiğimizi en ince ayrıntılarına kadar hatırlıyor ve ara sıra sırıtıyordum.
Sevgilim benden önce banyosunu yapmış, batırdığımız yerleri toparlayarak hizmetliler gelmeden kirlenen yerleri, ben uyanana kadar çoktan temizlemişti. Evdeki yardımcı az önce gelip kahvaltımızı hazırlamıştı ve sevgilimin söylemesi ile biz dışarıya çıktıktan sonra gelip evi temizleyecekti.
Birden benimle acilen bir yere gitmesi gerektiğini söylemiş, sonra da beni banyoya itekleyerek ortadan kaybolmuştu. Üzerimdeki beyaz bornoza sarınarak yerden ısıtmalı evin iki katını gezmiş olsam da onu bulamamıştım.
Dudaklarımı büzüp salondaki tekli koltuğa otururken, karşımda kalan kanepeye bir bakış attım. Dudaklarım istemsizce gerilirken, neden ergen ve ilk seksini yapmış biri gibi hissettiğimi bilmiyordum. Birden bire dudaklarım geriliveriyordu.
Keyifle bir ıslık tutturup açılma sesiyle beraber ayaklanıp kapıya baktım. Elindeki mama poşetiyle içeriye giren sevgilim siyahlara bürünmüş, bütün seksiliğini yeniden sıfırlamıştı. Onu görünce tekrardan ıslık çaldırıp göz kırptığımda bana gülümsemiş, yanaklarındaki gamzelerini batırmıştı.
"Nereye gideceğimizi bilmediğim için, beni senin giyindirmen daha güzel olur diye düşündüm." Ben konuşurken dibime kadar gelip elimdeki havluyu kaptığı gibi ıslak saç uçlarımın nemini almaya kendisi devam ettirmişti.
"Pekâlâ olur fakat oynaşmak yok, geç kalmamızı istemiyorum." Burnumun ucuna bir öpücük bırakıp geri çekilirken az önce benim yaptığım gibi gülümseyip göz kırpmıştı. Nereye gideceğimizi fazlasıyla merak ediyordum, fakat ne kadar ısrar edersem edeyim asla ağzını açıp tek kelime bile etmemişti.
Dudaklarımı büzüp omuzlarımı düşürdüğümde beni kollarımdan kavrayarak ters çevirmiş, arkamdan ittirerek merdivenlere yöneltmişti. İki vagonlu tren gibi odamıza doğru ilerletirken kıkırdayarak kafa salladım. Durumumuz çok komik geliyordu, kendimi onun yanında ilkokul çocuğu gibi hissediyordum.
Odamıza girdiğimiz gibi büyük sürgülü dolabın kapağını kaydırmış, kıyafetlerimin olduğu kısma ilerleyerek eline geçen ilk siyah pantolonumu, siyah uzun kollumu ve deri ceketimi kavradığı gibi yatağın üzerine bırakmıştı.
Kollarımı göğsümde birleştirip omzumu dolaba yaslayarak onu izledim bir süre. Çok seviyordum, çok fazla seviyordum. Birden nefessiz kaldığımı hissettiğimde büyükçe bir soluk çektim içime.
Çekmecenin içinden çıkarttığı baksırı da bana kaş göz yaparak elinde sallayarak önüme gelmiş, sırıtarak bornozumu omuz kısmından geriye ittirerek beni çıplak bırakmıştı.
Gülerek aşağıya eğilip baksırı bacaklarımdan geçirişini izlerken dudaklarımı ısırıp bıraktım. Gözlerimi kapatıp önümde gerçekleşen sahneyi düşünmemeyi çalışırken, baldırıma aldığım öpücükle, aldığım nefes boğazıma takıldı.
Elimi sarsılan göğsüme koyup sakinleşmeye çalışırken, o kıkırdayıp elindeki iç çamaşırımı popoma geçirmiş ve hafif bir şaplak atmıştı. "Kızardın, eğer işimiz acele olmasaydı seni şu yatağa atıp- Neyse, gel şuraya." Kolumdan tutarak beni yatağa doğru çekiştirirken sırıtıp beni yönlendirmesine izin verdim.
İlk önce pantolonumu, ardından siyah uzun kollumu giyindirirken, göğsüme, kalbimin hemen üstüne sıcacık bir buse kondurdu. Kalp atışlarım anında ritm değiştirirken sırıtıp saçlarımı düzeltmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Divørce [YiZhan ✓]
Fiksi PenggemarO benim ruh eşimdi, her türlü onundum. O da benim. ×Wang Yibo & Xiao Zhan.