SDKMN- You still you close yet so far..
Aciz bir ateş omzumdan aşağısını cildime değerek yakarken ne zamandır cehenneme geldiğimi, ne zaman birisinin beni kucaklamasına izin verdiğimi hatırlamıyordum.Sevmezdim.
Birisi ile ten temasında bulunmak doğduğumdan beri güvensiz hissettirirdi. Çünkü kimsenin niyetinin ne olduğunu bilmediğimden insanlar bana yaklaştığı anda onları dilimle öldürürdüm.
Sesime, mantığıma, sivri dilime karşı koyamazlardı. Hatta bu şekilde benden hoşlanan insanları soğutma yeteneğine de sahiptim. Ondan sonra ise herkesin o soğuk prens lâkabı taktığı sıradan birisi olmuştum ve bu beni gayet iyi hissettirmişti.
Şimdi ise bu kuralımı birkaç saat içinde yıkıp kafasını omzuma dayayarak dudaklarının çıplak omzuma değmesini sağlayan adam yüzünden, dün geceki dileğimi gerçekleştirememiştim.
Uyumak. Bunu sadece o anlardan sonra ancak iki saatliğine gerçekleştirebilmiş, daha sonrasında ise anlayamadığım bir şekilde gözlerim aralanmış, yeni yeni aydınlanmaya başlamış günün içine çekilmiştim.
Bunu düşünürken bile dün gece yaşananlar aklıma teker teker kazınırken bana koala gibi yapışmış ve sıcaklığını benimle paylaşmaya devam eden adama görünmeden tüymek mantıklı gelse de, diğer yandan sabahlara kadar yavaş yavaş seviştiğimiz gerçeği yüzüme sertçe vurup beni yerime oturtmuştu.
Bunun nedenini bilmiyordum fakat ortaya bir tez atacaksam eğer bunun kesinlikle ailem dışından bir insana karşı kurduğum tensel temastan sonra, sıcaklıktan uzaklaşamamanın üşengeçliği diyebilirdim.
Gözlerim tavanda dolanırken içime derin bir nefes çekip soluklandıktan sonra yabancının kafasının altında kalan omzumu hareket ettirip kafasının yavaşça yastığa düşmesini izledim ve onun hâlâ uyuduğundan emin olduktan sonra yatakta doğrulup ellerim ile gözlerimi ovalamaya başladım.
Daha sonra ise arkamdaki bedene bakış attıktan sonra anlık olarak ensemden parmak uçlarıma kadar bir acı gelip geçmişti. Ağzımdan kaçan küçük bir inlemeye engel olamazken yavaşça ayaklanıp kendimi kendime güçlü göstermeye çalışarak odanın ortasını kaplayan halının üzerinde duran, dağınık ve kimin olduğu belli olmayan kıyafetlerden seçip tekrar doğrulmuştum.
Yatakta yatan beden hâlâ uyurken evi biraz dolaşmanın mahsuru olmaz diyerekten odanın içinde, boydan boya dolap olan duvara doğru ilerledim ve hemen önünde duran, kenarları gümüş ve işlemeli boy aynasının önünde durdum.
Köprücüklerim, boynum, dudaklarım, ve göğüs kafesim harabeye dönmüştü. Penisimde bile şu anda yatakta masumca uyuyan adamın eseri vardı. Ellerimi dudaklarıma götürüp dokunduğumda ise onları sadece sızlatmış ve kaşlarımın çatılmasına sebep olmuştum.
Kırmızının en koyu tonuydu, iki diş izi köprücük kemiklerimin üzerinde kendini oldukça belli ederken göğüs uçlarım ise pespembeydi. Kendi vücudumu sanki bir yabancı gibi süzmem olağanüstü gibi dursa da bu gerçekten, benim bir adam tarafından utanmazca yenildiğimi gösteriyordu.
Ay ve yıldızlar da yaptığımız günaha şahit olmuştu fakat bu umrumda bile değildi. Çok güzeldi, efsaneydi! İlk defa yaşadığım seks deneyimi gayet güzel hissettirmişti ve kesinlikle ama kesinlikle bundan pişman değildim.
Sol elimde duran ve benim olmadığını anladığım beyaz, kenarında sarı izlerin bulunduğu gömleği iğrenmeden üzerime geçirirken diğer fark ettiğim şeyin ise çoktan kalçamı sarmış olan boxerın sahibinin Xiao Zhan olmasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Divørce [YiZhan ✓]
FanficO benim ruh eşimdi, her türlü onundum. O da benim. ×Wang Yibo & Xiao Zhan.