一Neyiz biz?

2.2K 168 273
                                    

Www- What we are?

Kabinde dizlerimi kendime çekmiş, kollarımı ise bacaklarımın etrafına dolayarak küçücük olmuştum. Sinirliydim, terlemiştim ve yorulmuştum.

Akşam yemeği yemek için dışarıya çıkmayı teklif eden Zhan'ı kabul etsem de böyle şeyler duyacağımı tahmin etmediğimden dolayı kendimi sorumlu tutuyordum.

Akşam yemeğini güzel pişmiş birer biftek ve şarapla kapattıktan sonra üzerimize çöken hafif kırgınlığa aldırmadan mağazaları gezmeye başlamıştık.

Yarın için giyebileceğim takım elbisem olmadığı için her istediğimi alabileceğimi söyleyen Xiao Zhan eşeğin kulağına karpuz kabuğunu sokarak kanıma girmişti.

Az önce ise gönderdiğim on ikinci takım elbiseden sonra kendi başıma elimdeki modeli incelemeye döndüğümde çalışan iki kadın sözleri ile beni öyle güzel uyandırmıştı ki uyandığım gibi kendime olan saygımı yitirmiş gibi hissediyordum.

Xiao Zhan bekleme alanında beklerken beni yanına çağırmış, üzerime tuttuğu birkaç takımdan ve bana sırnaşmalarından sonra elime tutuşturduğu takım elbiseyi denemem için beni kabinlere geri göndermişti.

O sırada beğenmeyip geri gönderdiğim takımları yerleştiren kadınların hakkımda söylediği şeylere kaşlarımı çatıp hızla onlara dönsem de fısıltılarla kulaklarıma batan cümlelere sesimi çıkartamamam canımı sıkmıştı.

"Xiao Zhan değil mi o? Büyük Tekstil şirketinin varisi diye duymuştum, yanındaki uzun sarı saçlı çocuk da sürtüğü sanırım. Onunla pek bir ilgileniyor."

Peki ya öyle miydim? Bir anda vücudumun hâkimiyetini kaybedip yüzünü ilk defa gördüğü birisiyle sevişerek böyle bir durumun içerisinde olabilirdim fakat o gece yaşandığı için pişman değildim. Artı olarak onunla para karşılığı birlikte olmamıştım, sürtük sayılmazdım.

Üstelik kafamı karıştıran şeyler bununla da kalmıyordu. Ben onun neyiydim? Biz neydik? Arkadaş mı? Pek yakın olmayan iki arkadaş sık sık kendilerini kaybedip öpüşür müydü ya da birbirinin kucağında uyuyakalır mıydı? Sarılarak televizyon izler miydi?

Xiao Zhan sırf imzalarımızı attığımız bir anlaşmamız var diye benimle öyle mi olacaktı? Benimle işi bitene kadar bu kadar yakın mı davranacaktı? Başka birisini sevebilecekken neden benimle zaman harcıyordu?

Beynimi talan eden sorular beni terletirken kafamı ellerim arasına alıp uzun tutamlarımı karıştırdım. Başımın ağrımaya başladığını yeni fark ediyordum. Alnıma düşen saçlarımı avucumla geriye iterken ayaklarım bağımsızlığını hissederek kapıya doğru uzanmışlardı.

Kendi nefesimi dinlerken kabinin önünden gelen nefes seslerini duymaya başlamam ile kapı tıklanmış, altta kalan küçük boşluktan ise Xiao Zhan'ın siyah spor ayakkabıları görünmüştü.

"Yibo, orada mısın?"

Derince nefeslenip kolumu kenardaki duvara dayayarak ayaklandım. "Buradayım, sen git."

Üzerimdeki kıyafetimin toplanmış kısımlarını indirip aynaya tekrar döndüğümde saçlarımı ayırdığım kısımdan itibaren düzeltmeye çalıştım. Bu sırada aynada gördüğüm yüz ifadem bir şeyleri düşündüğümü açıkça belli ediyordu.

"Hayır gitmeyeceğim, aç kapıyı. Çok güzel bir parça buldum."

Omuzlarımı düşürüp burnumdan bir nefes verirken elim kilide ulaşıp çoktan çevirmişti. Xiao Zhan kapıyı aralayıp kendini hemen içeriye atarken üzerimi süzerek bana yaklaştı.

Divørce [YiZhan ✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin