15 | Final: Family Story

1.9K 118 103
                                    

3 yıl sonra.

Namjoon uykusunun arasında bir bebeğin küçücük eliyle parmağını sardığını hissetti. Gözüne gelen ışıkların ve bu küçücük elin varlığıyla gözünü hafifçe araladı ve yanında mışıl mışıl uyuyan bebekle küçük bir not kağıdı buldu.

Boşta olan eliyle uzanıp kağıdı aldı ve karısının zarif, inci gibi yazısını daha yazanları okumadan tanıdı.

'Ben derse gidiyorum. Bugünlük idare edebilir misin? Seni seviyorum!"

Namjoon'un gözleri fal taşı gibi açıldı. Sooyoung'un sabah dersi vardı. İyi de, Namjoon onsuz ayvayı yerdi!

Önce yataktan kalkıp gerindi. Sonra uykusuna devam etmekte olan Minjae'nin yanağına küçücük bir öpücük bıraktı. Ses etmeden aşağı inip kahve suyu koyacaktı ki yukarıdan gelen ağlama sesiyle tekrar yukarı koşturdu.

Ağlamakta olan Minjae'yi kucağına alıp zıplatırken bir yandan da bebeğin mis gibi kokusunu içine çekiyordu.
Sonunda bebek sakinleşip kafasını babasının omzuna yaslayıp derin nefesler alarak etrafı incelemeye başladığında Namjoon'da odadan çıkıp alt kattaki koridorun sonundaki odaya yöneldi. Kapıyı yavaşça açtığında küçük kızının yatağında güzelce uyuduğunu fark etti. Hala kucağındaki oğluyla yatağa oturup boştaki eliyle Minseo'nun saçlarını okşarken seslendi. "Bebeğim, uyanma vakti!"
Küçük kız önce bir gözünü aralayıp baktı, sonra hala uyku mahmuru tavırlarıyla bir süre etrafı izledi. Neden sonra babasına baktı ve sordu. "Annem yok mu?"

"Yok tatlım. Annenin derse gitmesi gerekti. Hadi bakalım gidip güzel bir kahvaltı yapalım."

Namjoon kahvenin suyunu da daha koymamış olmasından dolayı önce Minseo'nun beyaz ahşaptan yapılma, şık dolabına yöneldi ve kızı için mor kadife bir pantolon ve limon sarısı bir kazak çıkarttı.
"Kendin giyinebilir misin? Eğer yapamazsan Minjae'yi giydirdikten sonra seninle ilgilenirim."

"Hallederim baba!" Kızı tapılası gülüşünü sununca Namjoon atılıp kızın yanağına hafif bir öpücük kondurdu. "Gamze yakaladım!"

Minseo çevik davranıp, öne atıldı ve babasının yanağına öncekinin aynısı bir öpücük bıraktı. "Ben de yakaladım ki!"

Namjoon gülerek odadan çıktı ve yukarı çıkıp keyifli mırıltılar çıkartan bebeğe orman yeşili bir tulum giydirdi. Aşağı inip Minseo'yu da kontrol ettikten sonra hızla süt hazırlayıp, sütü biberona koydu.

Kahvaltı hazırlayarak risk almayacaktı. Direk kahvaltıya gideceklerdi. Sıfır risk.

Minjae'nin montunu giydirip, daha sonra onu arabasına bıraktıktan sonra Minseo'ya seslenen Namjoon kızın montunu da eline alıp kızı giydirdi. Akan zaman onu duygulandırıyordu. Kızı gözlerinin önünde kocaman olmuştu ve oğlunun doğduğu gün bile aklındayken şimdi bebek emeklemeye bile başlamıştı. Biraz tembeldi ama olsun.

Bebek arabasını iterek verandaya çıkardı, oradan da aşağı indirdi ve Minseo'nun da elini tutarak yürümeye başladı. Yakınlarda güzel bir kafe açılmıştı ve kahvaltısını denemek istiyordu o yüzden oraya ilerlemeye başladı. Giderken Sooyoung'a planın kısa bir özetini geçmeyi ihmal etmedi. Sooyoung evlendikten sonra yarım bıraktığı eğitimine devam etmek istemişti. Namjoon ise onu seve seve destekleyeceğini söylemişti. Sanat Tarihi'nde eğitim almaya devam eden kızı bu kadar hevesli ve mutlu görmek Namjoon'u da çok mutlu ediyordu. Sabah derslerinin olduğu gün iki veletle uğraşmak zorunda kalsa bile.

Kafenin önüne geldiğinde kapıyı itip içeri girdi ve boş bir masaya yerleşti. Menüye bakarken Sooyoung'u da getirmeyi aklına koydu. Son derece az kalorili şeyler yapıyorlardı. Sooyoung hala doğum kilolarını veremediğinden yakınıyordu. Burayı görürse mutlu olacağını düşünen Namjoon sipariş verirken bir yandan da biberonun kapağını açıp mama sandalyesinde oturan bebeğin önüne bıraktı. Baba olduktan sonra üç dört işi aynı anda yapabilmesi iş hayatına da katkı sağlamıştı. Hem Daehyub'u azarlayıp, hem Miso'ya emir verebiliyor, eşzamanlı olarak bilgisayardan boş odaları kontrol edip, rezervasyonları onaylayabiliyordu. Kesinlikle otele ciro kazandırıyordu, saniye başı.

Oh!Baby Series: My Little Bird ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin