Kayıp

341 20 3
                                    

Hastaneye gidene kadar Eylül bayılmıştı. Hastaneye gittiğimizde hemen tomoğrafiye aldılar. Keremde benim yanıma gelmişti.
Ali:Niye çıkmıyorlar?
Kerem:Ali sakin olsana
Ali:Eylülü o adamla ben gönderdim o şerefsizi de girdiği delikte bulucam.
Kerem:Tamam gel otur şuraya
Ali:Yok oturmam
Doktor çıkınca hemen yanına gittik
Masal:Nesi var kardeşimin?
Doktor:Beyin kanamasından şüphelendik ama beyin kanaması yok. Şimdi normal odaya alıcaz yarın da çıkabilir
Görkem:Tamam teşekkürler

Odanın önünde Eylülün uyanmasını bekliyorduk. Uyanınca ilk Görkem ve Masal girdi. Onlar çıkınca da ben girdim
Ali:Eylül
Eylül:Sende mi buradaydın?
Ali:Seni buraya kim getirdi sanıyorsun
Eylül:Teşekkür ederim
Ali:Teşekküre gerek yok
Eylül:Mert nerede?
Ali:Kaçtı nerede olduğunu bilmiyoruz
Eylül:Sen gelmeseydin belki de
Ali:Şş ben geldim ve öyle bir şey olmadı tamam mı? Bir daha ağzından böyle bir şey çıkmayacak.
Eylül:Sen ben gözümü kapatmadan önce bir şey dedin
Ali:Ne dedim?
Eylül:Tam hatırlamıyorum seni kaybedemem falan dedin
Ali:Demişimdir herhalde
Eylül:Kafasını çarpan benim Ali sen değil
Ali:Seni kaybetme korkusu yaşayan da benim Eylül
Eylül:Hala anlamıyorum bana neden bu kadar ilgilisin? Tamam şuanda hastanede olduğum için olabilir ama benim için korkman bana yakın davranman.
Ali:Zamanı geldiğinde öğrenirsin.

Başucuna gidip alnına bir öpücük kondurup odadan çıktım. Hastaneden çıkıp eve gittim. İçeri girdiğimde annemin yani ağlamaklı sesini duydum.
Ali:Anne noldu yine?
Kader:Baban yine beni
Ali:Yine mi dövdü? Anne neden boşanmıyorsun bu adamdan boşan kurtulalım artık. Hem şirketin %75i de senin.
Kader:Ben ondan boşanamam
Ali:Ya neden anne?
Kader:Çünkü beni tehdit ediyor
Ali:Kanıtın var mı?
Kader:Bana inanmıyor musun? Annene
Ali:Ben inanırım da polisler inanmaz var mı yok mu?
Kader:Var
Ali:Tamam polise gidiyoruz
Annemi de alıp polise gittim. Önce annemin ifadesini sonrada benim ifademi aldılar. Babama uzaklaştırma verdiler anneme yaklaşamayacak eve giremeyecek artık. Boşanana kadar bu böyle devam edecek boşandıktan sonra da tehditler devam ederse hapse atacaklardı.

ERTESİ GÜN
Elimde çiçeğimle Eylülün attığı konuma geldim kapıyı parkta gördüğüm Rüzgar açtı.
Rüzgar:Aa merhaba abi
Ali:Merhaba canım ablan nerede?
Rüzgar:Yukarıda odasında gel götüreyim
Rüzgarı takip ederek Eylülün odasını buldum. İçeri girince Eylül yatağında doğruldu.
Ali:Hangi çiçeği seversin bilemediğim için ortaya karışık bir şeyler yaptırdım.
Eylül:Hiç gerek yoktu
Ali:Olur mu hiç? Hasta ziyeretine eli boş gelinmez.
Cebimden çıkardığım çikolatayı da kapının önünde bize bakan Rüzgara verdim.
Ali:Bu da senin ödülün ufaklık
Rüzgar:Abla yiyebilir miyim?
Eylül:Ye ablacım.
Ali:İyisin dimi Eylül?
Eylül:İyiyim Ali saol
Ali:Sizden bir söz istiyorum hanımefendi
Eylül:Ne sözü?
Ali:Okula geldiğiniz ilk günün akşamında yemek sözü
Eylül:Peki tamam söz
Ali:Ama tutacaksın
Eylül:Ben hiçbir sözü tutmamazlık yapmam
Ali:Görücez.
Telefonum çalınca açtım annem arıyordu.
Ali:Buyur kraliçem
X:Alo beyefendi
Ali:Siz kimsiniz annemin telefonu niye sizde
X:Beyefendi lütfen sakin olun anneniz silahlı saldırıya uğradı.
Ali:Ne ne diyorsunuz ne saçmalıyorsunuz siz?
Eylül:Ali
X:Üzgünüm beyefendi başınız sağ olsun
Ali:Ne?
Telefon elimden kayıp düştü. Kendimi Eylülün başucuna bıraktım.
Eylül:Ali noluyor?
Ali:Annem
Eylül:Ne-ne olmuş
Ali:Ö-Ölmüş
Eylül:Ne!
Ali:Eylül o benim tek varlığımdı.
Eylül:Ali ben
Ali:Napıcam ben Eylül napıcam bir şey söyle bana lütfen
Başımı omzuna yasladı ve sadece "Geçicek" diyebildi.
Eylül:Geçicek Ali geçicek.

EYLÜL
Bugün Alinin annesinin cenazesi var. Babası öldürmüş. Bu ülkede kadın cinayetleri ne zaman son bulucak. Ne zaman biz daha rahat olucaz bu ülkede. Bizim ne zaman bağırışlarımız kesilecek.Bugün yine bir katledilen kadın toprağın altına girdi. Ardında hapse giren bir eş gözleri yaşlı bir evlat bırakarak. O kadının tek isteği boşanmak kocasından dayak yememekti. Ama ölümü kocasının elinden oldu. Ne yazık!

Ali annesinin mezarı başında öylece duruyordu. Yanına gidip koluna girdim.
Eylül:Ali artık gitmemiz lazım
Ali:Gitmeyelim onu yalnız bırakmayalım Eylül. O burada üşür. Benim annem çok titizdir orada yapamaz. O orada hasta olur Eylül gitmeyelim
Gözyaşları içinde dizlerinin üstüne düştü.
Eylül:Ali nolur yapma? Annen seni böyle görürse çom üzülür lütfen yapma gel gidelim.
Kerem:Kardeşim kalk hadi.
Zor da olsa kaldırıp evine götürdük Aliyi. Odasında başında uyuyana kadar bekledim
Ali:Eylül
Eylül:Efendim
Ali:Sende gitmezsin dimi
Eylül:Ne
Ali:Sende beni bırakıp gitmezsin dimi Eylül? O zamanki gibi ayrılmayız dimi?
Eylül:Gitmem
Diyebilmiştim sadece
Eylül:Sen iyi ol ben hiçbir yere gitmem.
Ali:Tamam
Eylül:Şimdi aşağı iniyorum tamam mı?
Ali:Tamam

Kapıdan çıkınca gözyaşlarımı daha fazla tutamadım. Aşağı inip Ayşeye sarıldım.
Eylül:Özür dilerim. Sana o kadar tepki gösterdiğim için çok özür dilerim.
Ayşe:Bende onlara anlattıklarım için özür dilerim kardeşim.
Masal:Ay bende sizi daha önce barıştıramadığım için özür dilerim.
Eylül:Gidelim mi artık?
Görkem:Ben sizi bırakırım
Ayşe:Tamam

Evin önüne gelince bizimkilerle vedalaşıp içeri girdim.
Melek:Annecim
Eylül:İyiki varsın annem
Melek:Canım kızım

1 HAFTA SONRA
Alinin evinin önünde beklerken sonunda çıkmıştı.
Eylül:Sonunda geldin
Ali:Buradayım işte. Zor uyandım ya
Eylül:Belli oluyor hadi önce kahvaltıya sonra okula. Ya kıyamam sen çok zayıflamışsın.
Ali:Kıyamaz mısın gerçekten?
Eylül:Yok kıyarım ama şimdi değil yürü yürü

Aliyle önce kahvaltımızı yaptık sonra da okula geldik.
Ali:Bu akşam seni alıyorum.
Eylül:Aa o nereden çıktı?
Ali:Söz verdin ya
Eylül:Hee o tamam anlaştık
Ali:Ha şöyle

Sevimli bir gülücük atıp sırama oturdum. Ayşe ve Masal da gelmişlerdi.
Masal:Ali iyi mi?
Eylül:İyi iyi
Ayşe:Ee sen bir ara samyeliyle görüşüyordun
Eylül:Hala görüşüyorum.
Masal:Aynı zamanda bu Aliyle akşam yemeğe çıkıcaksın
Eylül:Evet ne var bunda
Ayşe:Hiiç canım nolucak ki?

AKŞAM
Hazırlanıp aşağı indim Ali kapının önünde bekliyordu şoförüyle gelmişti.Arabadayken Aliden mesaj gelmişti sonra cevap veririm diye açmadım
Ali:Çok güzel olmuşsun
Eylül:Teşekkür ederim
Yemek yiyeceğimiz mekana geldiğimizde sandalyemi oturmam için çekince bende praya oturdum.
Ali:Ne yersin?
Eylül:Hmm köfte
Ali:Bakar mısın? Bize iki köfte bir de ortaya güzel meze falan getir.
Ali:Beni kırmadığınız için teşekkürler hanımefendi
Eylül:Ne demek beyefendi.
X:Buyurun beyefendi
Garson elindeki tabağı masaya koyacakken Ali elini çarpınca üstüne döküldü
X:Çok afedersiniz efendim ben hemen telafi edicem
Ali:Yok yok sıkıntı yok sadece ufak bir leke heö benim hatam zaten Eylül ben bir lavaboya kadar gidip gelicem
Eylül:Hay Allah tamam
Ali gidince bende onu beklerken telefonuma bakmaya başladım. Alinin mesajına cevap verdim.
AliS:Naber?
Eylül:İyi senden?
Ben cevabı gönderir göndermez masanın üzerindeki telefona bildirim geldi. Tesadüf olup olmadığını anlamak için birkaç mesaj daha yazdım
Eylül:Kusura bakma
Eylül:Biraz geç
Eylül:Görmüşüm
Her mesaj attığımda bildirim geliyordu. Telefonu elime alıp bildirim ekranına baktığımda attığım mesajların bildirimlerini görmemle şok oldum. Telefonu masaya bırakıp montumu giymeye başladım
Ali:Eylül noldu?
Eylül:Sana güvenmemekle haklıymışım Ali Göktürk. Bir daha sakın bana yaklaşma

ALİ
Eylül son söylediklerinden sonra mekanı terk etmişti. O sırada bıraktığım gibi durmayan telefonumu gördüm. Bildirimlere baktığımda Eylülün mesajını gördüm. Eylül her şeyi anlamıştı...

Çocukluk-BİTTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin