Gözlerimi açtığımda başımda Dedektif Gordon ve Bullock vardı.
Büyük ihtimalle değil kesinlikle bana Jerome'un yaptıklarını soracaklardı. Ama söylemek istemiyordum onun yakalanmasını istemiyordum ve bunun için de güçlü bir yalan söylemek zorundaydım."Neredeyim?" diye sorduğumda dedektif Gordon yanıma gelip konuşmaya başladı. "Hastanedesin, gördüklerinden sonra tedavi olman gerekiyor. Şimdi bize neler gördüğünü ve neler olduğunu anlat."
Derin bir nefes verip yalan söylemeye başladım, "Ama ben bir şey görmedim. Tek hatırladığım şey Jerome'u karşılamak için koridora çıktığım sırada koluma bir iğne vurmasıydı." Bana ters ters bakıp dedektif Bullock'a döndü. "Bu da demek oluyor ki koridorda ki cinayetleri seni bayılttıktan sonra yaptı."
Onlara baktığımda onlar da şüphelenmiş bir biçimde bana bakıyorlardı.
"Hey! Bir katile neden yardım edeyim? Şimdi beni görmediğim bir şey için tedavi etmekten vazgeçin ve gidip lanet doktorla konuşun. Beni kimse psikoloji açısından yıkamaz neden biliyor musunuz? Size hatırlatayım, ah evet. Çünkü ben de bir psikologum!"Dedektif Gordon, dedektif Bullock'a kapıyı işaret etti. "Pekala River, Harvey halletmeye gitti fakat, eğer yalan söylüyorsan.." konuşmasını kesip gözlerimi devirdim, "Sıktın artık Jim! Bir katile yardım etmek yapacağım en son şey bile değil beni anlıyor musun!" yataktan kalkıp soğuk zemine ayaklarımın deydiği sırada botlarımın odamda olduğunu hatırladım fakat orası çoktan polis inceleme yerine dönüştürülmüştür bile.
Derin bir nefes alıp vererek kenarda ki çantamı aldım ve kapıya doğru yöneldim. "River d-" lafını bölüp aynı zamanda yürüyerek ona seslendim.
"Sakın bir şey söyleme!" hızla olduğum hastaneden çıktım ve soğuk havanın içinde, ıslak kaldırımlara çoraplı ayaklarımla basarak ilerledim.Buz kütlesine dönüşmeye başlayarak sokakta yürümeye devam ediyordum ki yanımda ki sesi duyunca yan tarafıma döndüm. "Hey merhaba! Ben Victor." yanımda ünlü seri katil Victor Zsasz olamazdı değil mi? Katilleri tedavi ettiğim için beni öldürmeye mi gelmişti yoksa? Hızlıca ona dönüp iki elimle kendime savunma yaptım.
"Lütfen beni öldürmeyin Bay Zsasz yalvarıyorum!" yavaşça bileklerimden tutup aşağı indirdi ve güldü. "Hayır korkmana gerek yok seni öldürmeyeceğim." ona korktuğumu belli eder bir şekilde bakış attığımda beni süzmeye başladı.
Neredeyse siyah olmuş ıslak beyaz çoraplarıma bakarak konuştu, "Hey ayakkabıların nerede?"Siyah topuklu botlarım Victor'un kafasına sertçe düştüğünde kafasını tutup acıyla inleyerek yukarı bakınca ben de yukarı baktım. "İşte burada seni kel kafa!" Bu Jerome'du! Yüzü kanlar içindeydi, beyaz eldivenleri, lacivert kareli pantolonu, bembeyaz botları, ten rengi ceketi. Tanrım çok yakışıklı olmuştu!
Yüksek bir binanın çatıkatında garip kahkasını yüksek sesle duyurarak görünürden uzaklaştı.Yere düşmüş botlarımı alıp giydim ve Victor'un kafasına baktım. "Acıyor mu?" uzun boyuyla bana yukarıdan bakıp ellerini cebine koydu. "Pek sayılmaz." Telefonumu çıkarıp saate baktığımda saatin gece 3 olduğunu gördüm.
"Benim yolum buradan ayrılıyor Victor." gideceğim sırada bileğimden tutup kendisine çevirdi ve konuştu.
"Seni bir daha görebilecek miyim?"
Ona gülümseyerek cebimden kartımı verdim, "Arkham Asylum'a gelirsen neden olmasın?" gülümseyerek kafasını salladığında bende ona gülümsedim ve köşede ki sokaktan dönüp evime yürümeye devam ettim.
Tanrım! Öleceğim sandım!Aklım Jerome'daydı. Bir yandan evime yürüyor bir yandan onu düşünüyordum, acaba yakalanacak mıydı? Acaba benim yalan söylediğimi anlayacaklar mıydı? Hasta bir şekilde yalan söylediğim için pişman değildim hatta şuan bir olay olsa ve yalan söylemem gerekse yine söylerdim. Peki ya yüzü? Yüzü neden kanlar içindeydi? Yine mi bir cinayet işlemişti? Yaralanmış mıydı?
Kendine gel River! O senin sadece hastan! Yani hastan-dı. Artık gelmeyecek ve onu göremeyeceksin. Yani düşünmene gerek yok.
Acaba bir daha görebilecek miydim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝒑𝒂𝒓𝒕𝒏𝒆𝒓 ッ 𝘫𝘦𝘳𝘰𝘮𝘦 𝘷𝘢𝘭𝘦𝘴𝘬𝘢
Fanfiction"𝘞𝘦 𝘢𝘳𝘦 𝘯𝘰𝘵 𝘫𝘶𝘴𝘵 𝘢 𝘱𝘢𝘳𝘵𝘯𝘦𝘳𝘴, 𝘥𝘰𝘯'𝘵 𝘺𝘰𝘶 𝘶𝘯𝘥𝘦𝘳𝘴𝘵𝘢𝘯𝘥?"