~Yazım hataları için üzgünüm geceleri yazıyorum.
|Keyifli okumalar.
Jungkook'un siyah Range Rover'nın bana doğru yaklaşmış olduğunu görünce şaşırmıştım. Hani Yoongi gelecekti? Araba daha da yaklaşınca sürücü koltuğundaki'nin Jungkook değil Yoongi olduğunu gördüm ön koltukta oturan Tae bana eliyle binmemi işaret etmişti benimde yapmakta olduğum şey buydu kapıyı kapattıktan sonra ikisine de merhaba dedim.
"Merhaba," diyen Sugayla gözlerimiz
dikiz aynasında karşılaştı."Sergi nasıldı?" Tae'nin meraklı sesi,
dikkatimi ona çevirmemi sağlamıştı."Çok güzeldi. Annemin organize ettiği
bir sergiye yakışacak türden. " dedim
gururlu bir gülümsemeyle.
"Annenin sergisi miydi?" diye soran Suga'ya baktım.Aynı grupta olduğumuza göre bir şeyler paylaşabiliriz değil mi?
"Evet, resim sergisi. " diye onayladım onu sessizlik içinde giderken ben yola
odaklanmıştım bir dahakine kendi
başıma gidebilmek için yolları
ezberlemem önemliydi.Suga kafa karıştırıcı dar sokaklardan geçti ve o bomboş sokağın açıldığı geniş alana arabayı park etti. Arabadan inip yürürken yolun, bu kısmını biliyordum dün de Jungkook ile buradan geçmiştik.
Ateşin çevrelediği gruba -grubuma-
yaklaşınca biraz gerilmiştim. Yeni
ortamın getirdiği bir gerginlik elbette
vardı ama her zaman rahat biri olmuştum.J-hope "Oo Mr World mankenimiz gelmiş!" diye beni selamladığında güldüm.
"Hey kendine seksi varlık lakabı takan adam," diye karşılık verdiğimde gözleri kısılana kadar güldü ve Namjoon da ona eşlik etti.
"Biz de tam senden bahsediyorduk,"
diyen Kai'ye kafamı çevirdim anında
gülümsemem durmuştu bu çocuk neden bana kafayı takmıştı?Kaşlarımı kaldırarak ona devam et gibisinden bir bakış attım. Namjoon
boğazını temizlerken rahatsız
gözüküyordu. J-hope Kai'ye gözlerini devirdi ve Jin Tae'yi kolları arasına çoktan almıştı bile Jejoon ve Suga yan yana otururken Jungkook ortalıkta görünmüyordu."Bence fazla uzattın Kai. " diyen Jin'e baktım neler oluyordu?
"Ama ben haklıyım. " diye şımarıkça
sesini yükseltirken alaylı bir şekilde
ona bakmaya devam ediyordum. Ne
konuda haklı olduğunu anlatacak
mıydı acaba? Birkaç adım attı ve önümde durdu benden daha kısaydı ama fazla kısa sayılmazdı.Ellerimi açıp 'ne var?' dercesine bir
bakış daha attım. "Bu grupta olacaksan belli şeyler yapmak zorundasın biliyorsun değil mi?" derken bakışlarıyla beni ezmeye çalışıyordu. Kimse beni ezemezdi bunu anlamamış mıydı bu?
"Bırak da bu konuşmayı Jungkook yapsın!" diye bağıran Jejoon'a aldırmadan Kai'ye bakmaya devam ettim."Sırf o serserilerden korunmak için
buradasın değil mi?" derken gülen Kai'ye bakarken dudaklarımı birbirine bastırdım bütün vücuduma öfke hakim olurken ellerimi birbirine bastırdım yumruk yaptım."Korktuğun için buradasın,peki bizim
yaptıklarımızı yapabilecek misin?""Piçlik yapacağımı hiç sanmıyorum," dedim alayla yüzü düşerken Namjoon'un gülme sesini duydum ama kafamı onlara çevirmeyecek kadar sinirliydim.
"Ve korktuğum için burada değilim.
Sana bu izlenimi veren ne? Bütün gece bir kusurumu bulmak için düşündüğün zaman aklına gelen en iyi suçlama bu mu oldu?"derken ona doğru bir adım attım omuzlarını dikleştirdi güçlü görünmeye çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐓𝐡𝐞𝐫𝐞 𝐅𝐨𝐫 𝐘𝐨𝐮 ♡ 𝐉𝐢𝐊𝐨𝐨𝐤
FanfictionAcımasız değillerdi, katil hiç değillerdi. Sadece karanlıklardı işte. Karanlığın bile olduğu konumdan utanıp. Kendini sorgulayacağı kadar karanlıklardı. "Boşuna uğraşma, miniğim. Ne dipsiz okyanus ne de sonsuz gökyüzü. Hiçbir şey temizliyemez içimiz...