12.BÖLÜM

2.8K 217 334
                                    

Upuzuuuun bir bölümle geldim :)  yazım hataları için üzgünüm sindire sindire okuyun byee

Bölüm parçası: Lauv-Never Not

Bölüm parçası: Lauv-Never Not

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

|Keyifli okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

|Keyifli okumalar.

Annemin isteği üzerine deniz kenarındaki bir restorana gelmiştik açıkçası aç değildim ama annemi de kırmak istemiyordum. Boydan boya bir camın denizi sergilediği kısma oturup menüye bakarken gerçekten
bir şey yemek istemediğimi fark ettim. Çenem sağ elime yaslı bir şekilde dalgınca denizi seyrederken derin nefes aldım.

"Jimin... oğlum?" Gözlerimi kırpıştırdım ve kafamı bana seslenen anneme çevirdim.

"Dalmışım affedersin"

"Denizi seviyor musun?" O da elini çenesine yasladı ve gülümseyerek beni izlemeye başladı.

"Evet, huzur veriyor." Omuz silktim.

"Ateş ve Su'yu hatırlıyor musun?"

"Tabiki de" diye hevesle başımı sallayınca nazikçe güldü. Yanımıza siparişleri almak için yaklaşan uzun boylu genç garsona kafamızı çevirdik, konuşmamız yarıda kesilmişti. Siyah papyonlu garsonun bana çevrili rahatsız edici bakışlarına, boş bakışlarla karşılık verdim ve kafamı çevirdim. Annem birisini beklediğimizi söyleyip garsonu geri yolladı.

"Kimi bekliyoruz?"

"Babanı" dedi ve tepkimi ölçmek için bakışlarını yüzümde gezdirdi. Sakin ol Jimin diye mırıldanan bilinçaltımı tekmelemek istedim. Neden o adamla yemek yiyeceğimizden benim haberim yoktu?

"Keşke benim de haberim olsaydı" dedim hislerime ters düşen bir sakinlikle. Omuz silkti bakışlarında hiçbir suçluluk duygusu yoktu. Zaten onlar her akşam başbaşa yemek yiyordu. Neden annem onunla yiyeceğimiz bu yemeğe o adamı da davet ediyordu? Bütün keyfimle birlikte olmayan iştahımda bedenimi terk ederken, buruk bir his hala benimdi ama adının ne olduğunu bilmiyordum.

Keşke benim gibi insanlar için hissetmeyi reddedilen duygular kılavuzu diye bir şey olsaydı. Annemle konuşmak istemediğim için bir kaçış yolu olarak denizi izlemeye devam ettim. On beş dakika sonra masamıza yaklaşan adamın görüntüsünden önce verdiği rahatsızlığı hissetmiştim. Annem sandalyesini iterek ayağa kalkarken ben, arkama yaslanmış kadehimi elimde çeviriyordum. Göz ucuyla
birbirlerine sarıldıklarını ve öptüklerini görünce gün yüzüne çıkan öğürme isteğimi
bastırdım.

𝐓𝐡𝐞𝐫𝐞 𝐅𝐨𝐫 𝐘𝐨𝐮 ♡ 𝐉𝐢𝐊𝐨𝐨𝐤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin