Karantina Part 3 ile geldim nasılsınız? iyi olun. Bölüm 10bin kelime yanlış okumadınız cidden 10bin kelime ahbzjaj hızımı alamadım neyse artık karantinada başka işiniz yoktur yavaş yavaş okuyun yorumlarda sohbet edelim :)
Bölüm parçası: Troye Sivan | Talk Me Down
|Keyifli okumalar.
"Bir şey mi aramıştın tatlım?"
Duyduğum ses ile yaşadığım o panik ve şok olma duygusu en üst düzeyin daha da üstlerine yerleşip bana tepeden bakarken, arkamda duran adamın kim olduğunu biliyordum.
Maalesef, o adamı tanıyordum. Fakat o adam, hiçbir zaman bizim tanıdığımız adam olmamıştı.
Derin bir nefes alıp, arkamı
dönmeden dirseğimi arkamdaki
adamın yüzüne geçirdiğimde, adam
acıyla inledi ve karanlıktan faydalanıp yüzümü ona döndüm.Suratına bir yumruk daha geçirdikten sonra karın boşluğuna dizimi hızla geçirdim ve adam yere yığılırken eliyle bir şeye vurunca bütün alarm sesleri birbirine karışmaya başlamıştı.
Bay Shiyuk'un bilinci kapanmış haline son kez bakıp, hiçbir şey alamadan aceleyle odayı terk ettiğimde, Bay Shiyuk bu olaylardaki rolünü ve olan tüm olayları sonra düşünmeye karar vermiştim.
Hızla koridora koştuğumda yüzümden terler akıyordu, alarm sesleri kulaklarımda çınlarken Bay Shiyuk bastığı o düğmenin bir yardım çağrısı olduğunu düşünüyordum.
Mavi-Kırmızı ışıklar yanıp yanıp sönerken hızımı almak için hızla koşmaya başladım ve yukarıdan aşağıya gelen ışınların en tepesine sıçrayıp vücudumu esnek bir şekilde
kıvırdığımda koridorun güvenli
kısmına tekrar iniş yapmıştım. Yerde
olan maskemi alıp tekrar yüzüme
geçirdim, bir maskenin altında
olmak daha iyi hissettiriyordu, ama
hala yalnız olduğumu aklımdan
atamıyordum. Arkamı hızla kontrol
edip birilerinin gelip gelmediğine
bakarken hala kimseyi göremiyordum.Enine doğru giden lazerlere
geldiğimde hiç duraksamadan takla
atarak aralarından hızla geçtim ve
hızla koşarak ızgaralara geldiğimde
bu sefer ne yapacağım konusunda pek bir fikrim yoktu.Jungkook,Suga ve Namjoon'u
parmaklıkların olduğu tarafta görememek gücümden bir parça daha koparmıştı.Neredeyse yakalanmak üzere
olduğumun farkındaydım ve bu
beni daha çok kendime getirirken
vücudumda biriken terleri
umursamadan uzun parmaklıklara
doğru yöneldim ve kalın demirlere
elimi sararak yukarıya tırmandım.
Bacaklarımı da demirlere sararak
kendimi sabitlediğimde kafamı tekrar o aralıktan sokmaya çalıştım.Kısa bir uğraşın sonunda kafamı o
aralıktan geçirdikten sonra bedenimi de geçirip demirlerin üstünden yere atladım maskemin altında saklanarak koridor boyu hızla koşmaya başladım.Buraya girmeden önce kapkaranlık
olan koridorlar şimdi mavi-kırmızı
ışıklar ve gürültülü alarm sesleri ile
aydınlanırken hızla koşmaya devam
ediyordum. Arada etrafıma bakınarak
kimsenin gelip gelmediğini kontrol
ederken, gözlerim Jungkook'u görmeyi arzuluyordu, çünkü şu an onun güvende olduğunu bilmek istiyordum.Koridoru hızla geçip sağa doğru
saptığımda, bu karışık binanın
mimarına içimden küfürler ediyordum. Arkamdan koşan ayak sesleri işittiğimde ayaklarıma iyice yüklenerek tam gaz koşmaya başladım. Arkamdaki ayak sesleri de yükselirken kafamı arkaya çevirip gelenin kim olduğuna bakmaya çalıştığımda, peşimde koşanın göbekli bir adam olduğunu gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐓𝐡𝐞𝐫𝐞 𝐅𝐨𝐫 𝐘𝐨𝐮 ♡ 𝐉𝐢𝐊𝐨𝐨𝐤
FanfictionAcımasız değillerdi, katil hiç değillerdi. Sadece karanlıklardı işte. Karanlığın bile olduğu konumdan utanıp. Kendini sorgulayacağı kadar karanlıklardı. "Boşuna uğraşma, miniğim. Ne dipsiz okyanus ne de sonsuz gökyüzü. Hiçbir şey temizliyemez içimiz...