𝐓𝐡𝐞𝐫𝐞 𝐅𝐨𝐫 𝐘𝐨𝐮 ♡ 𝐉𝐢𝐊𝐨𝐨𝐤

11.BÖLÜM

Upuzuuuun bir bölümle karşınızdayım yazım hataları için üzgünüm şey birde eğer 'ee ama bu kadar da uzun olmaz' diyorsanız yorumlarda belirtin çok sık bölüm atamadığım için uzun atıyorum sindire sindire okuyun byee

Bölüm 3 bölüm uzunluğunda!

Bölüm parçası: Black Swan

|Keyifli okumalar.

On dakikalık koşunun ardından eve vardığımızda kapının önünde durup soluklarımı düzene sokmaya çalıştım. İtiraf etmeliyim ki Jungkook'la geçirdiğimiz her dakika bana bir şeyler öğretiyordu. Saçları koşmanın etkisiyle dağılan Kook bana bir bakış attıktan sonra kapıyı açarak içeri ilk o girdi. Gözlerimi devirip içeri girdiğimde bütün grubu salonda televizyon izlerken buldum. Jungkook kapüşonlusunu çıkarıp tekrar bir köşeye fırlattı.

"Nereye fırlattığına dikkat et bence, sonra bulamıyorsun" dedim ve kapüşonluyu yerden alıp askılığa astım.

"Ne önemi var? Nasıl olsa sen buluyorsun." Çarpık bir şekilde gülümseyerek salona girdi. Ben de peşinden girip kendimi koltuğa atarken, o da yanıma oturup ayaklarını sehpaya uzattı.

"Nereye gittiniz siz?" Kai'nin merak dolu sesini işitince kafamı ona çevirdim. Tam ağzımı konuşmak için açıyordum ki Jungkook benden önce davrandı.

"Bizim cesur serseriyi biraz zorlamak
istedim." Kai güldü.

"Kim kazandı peki?"

"İkimizde kaybettik" diyerek Jungkook'un yerine ben cevap verdim. Jungkook gözlerimin içine bakarken ona baktım kulağıma doğru eğilerek.

"Kaybettiğini kabul etmene şaşırdım." diye fısıldadığında karnımda bir gıdıklanma hissettim ve gülümsedim. Onun yaptığı gibi kulağına.

"Ben kaybettiğimi sadece kendime
inandıramam Jungkook, başkaları umrumda değil" diye fısıldadım kafasını kulağımdan çekerken bende kendimi geri çektim, bana sırıtarak baktı.

"Bu tavırlarını sanırım seviyorum." şaşkınlık yüzüme yansırken Jungkook, tekrar güldü ve kafasınımyana çevirirken kollarını koltuğun arkasına yaslayıp Sugayla konuşmaya başladı.

• • •

Sohbet hala devam ederken zil sesiyle birlikte titreşen telefonumu popomu koltuktan hafifçe kaldırarak kolayca çıkardım.

Annem...

"Efendim?"

"Bugün eve geliyor musun oğlum?"

Sesi biraz yorgun çıkıyordu sanırım sergi ve sonrasındaki çalışmalar onu biraz yormuştu.

"Aslında bugün Tae'lerin evinde kalmayı planlamıştım. " derken dudağımı ısırdım. Jungkook anneme yalan söylediğimi anlayınca kafasını bana çevirip tek kaşını kaldırarak baktı ama ona aldırmadım.

"Tae'lerde mi kalacaksın?" sesi biraz heyecanlı mı çıkmıştı yoksa bana mı öyle gelmişti?

"Evet, planım buydu anne."

Annemle konuştuğumu anlayan Hoseok arkadan seslendi.

"Biralar ısındı Jimin!"

"Hadi Jimin gel artık!" diye ona destek olan Suga'ya gözlerimi devirdim.

"Tamam bebeğim yarın dönersin, o arkadan bağıran arkadaşlarına da selam söyle" dedi ve güldü ama sonra birden sessizleşti. "Neden evden uzak durmaya çalıştığın izlenimine kapılıyorum?" sesi biraz kırgındı yutkundum, bu konuşmayı
herkesin ortasında yapamazdım.