~Yazım hataları için üzgünüm geceleri yazıyorum.
//2 bölüm olarak düşünün bu bölüm diğerlerinden uzun kendinizi yormadan dinlenerek okuyun..//
|Keyifli okumalar.
Dün gece Jungkook'un kendisine gelmesi için ona fırlattığım suyu o sözleriyle bana fırlatmıştı ve ben tamamen kendime gelmiştim.
'Çünkü sen, olmaman gereken yerde, soğuktasın Jimin'
Soğuk. Evet. Peki üşüyor muydum?
Hiç sanmıyorum. Jungkook beni soğukla yüzleştirirken neye bulaştığımı farketmemi sağlamıştı.. Hırsızlık uyuşturucu ve daha pek çok şey demişti değil mi? Bana aslında kötü bir insan olmadığımı söylemişti sahi ben daha önce hiç bu tarz işlere bulaşmamıştım ki.. Ama bunun geri dönüşü yoktu, geri
dönüşü olmamasından ziyade ben
dönmek istemiyordum aslında.Çünkü içimde iyi bir tarafın olduğuna inanmıyordum. Annemin dün gece söylediği sözler aklıma geldi.
"Yardıma muhtaç insanların yanı
sıra, yardıma muhtaç olan ruhlar da vardır. Bu ruhlar en çok yardıma
ihtiyacı olmayan bedenlerin altında
bulunurlar. O ruhları görmek zordur.
Çünkü kendilerini gizlerler. Güçlü insanlar, yenilmez profiller ve cesur
bakışlar."Bu sözleri gözlerimin içine bakarak
söylemişti, kastettiği ben miydim?
Güçlü bedenimin ardındaki ruhumun güçsüz olduğunu mu söylemek istemişti? Duygularımı arkasına kilitlediğim o kapı bu kadar sağlamken ben, nasıl güçsüz olabilirdim ki?Hayır ben güçlüydüm, düştüğümde
yeniden kalkıp yürüyebilecek kadar... Her düştüğünde daha fazla güçlenerek kalkan biri düşünün. İşte o kişi bendim, ben düştükçe ayağa kalkmayı başaran ve her adımında daha da güçlenen bir biriydim.Belki de bu grupta olmayı bu kadar
istememin sebebi buydu, birilerine
kendimi kanıtlamak istiyordum. Tek
başımayken bu mümkün değildi.
O zaman elimde olan tek şey gizemken, şimdi birçok duygunun keyfine varabilirdim. Bu, tek başıma bir şeylerle başa çıkamamamla ilgili değildi. İnsanların benim nasıl biri olduğumu görmesini istiyordum sadece.Zaten grubu sevmiştim. Birkaç sorun çıkaran parça vardı ama yine de alışmam uzun sürmeyecek gibiydi. İçten içe bu grupta Jungkook kadar sözümün geçmesini istiyordum.Belki de hayal kuruyordum ama bu istediğim gerçeğini değiştirmezdi.
Üzerimdeki siyah yatak örtüsünü kaldırdım, yatağın deri başlığına sırtımı yaslarken bacaklarım öne doğru hafif bükülmüş bir şekilde uzanıyordu ellerimle saçımı düzelttikten sonra kollarımı dizlerime yasladım ve başımı sağ tarafta bulunan kahverengi çerçeveli büyük cama çevirdim ince gri tül içeri
güneşin ilk ışıklarının girmesini
engellemeye çalışırken bulutlar bu görevi çoktan üstlenmişti ama yağmur yağmıyordu.Bugün Jungkook'un hangi yüzüyle karşılaşacağımı bilemiyordum dengesizin tekiydi, bunu doğrulamıştım bunu anlamak için fazla zeki olmaya gerek yoktu,telefonumu elime aldım ve saate baktım.Saat sekiz civarıydı.
Sanırım kalkıp elimi yüzümü yıka-
malıydım içimde yataktan şimdi
kalkmamı söyleyen bir taraf vardı.
Ona uyarak bacaklarımı yataktan
sallandırdım kapıyı açıp geniş koridorun karşısına geçip banyonun kapısını tıklattım, ses gelmedi.Bu kalabalık evde banyonun boş olması benim şanslı olduğumu gösteriyordu hemen içeri girip kapıyı kilitledim ve kilitledikten sonra kapının açılıp açılmadığını kontrol ettim, hayatıma resmen şüphe yer etmişti bu yüzden yaptığım her şeyi kontrol etmek benim için günlük bir aktivite gibi bir şey olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐓𝐡𝐞𝐫𝐞 𝐅𝐨𝐫 𝐘𝐨𝐮 ♡ 𝐉𝐢𝐊𝐨𝐨𝐤
FanfictionAcımasız değillerdi, katil hiç değillerdi. Sadece karanlıklardı işte. Karanlığın bile olduğu konumdan utanıp. Kendini sorgulayacağı kadar karanlıklardı. "Boşuna uğraşma, miniğim. Ne dipsiz okyanus ne de sonsuz gökyüzü. Hiçbir şey temizliyemez içimiz...