"Üzgünüm ama ikimizde aynı yatağı paylaşmak zorundayız."Pek sorun ediyor gibi gözükmüyordu. Depo da kalıyoruz demişti büyük ihtimalle onlarca kişiyle birlikte uyuyordu.
"Sorun değil."
Odaya geldikten sonra yemekhaneye gidip yeni çıkan sıcak yemeklerden Jimin'e getirmiştim. Sonra da kliniğime gidip halletmem gereken işlerimi yapmaya çalışmıştım. Evet çalışmıştım pek başarılı olduğumda söylenemezdi. Aklım tamamen küçüğümdeydi. Bay Kim onu bana getir demişti. Elbette götürmeyecektim. Bu küçük çocuğa ne yapacaklarını bilecek kadar uzun bir yaşantım vardı. Hala çocuktu daha, ama o küçük ellerini tutmayı bırakırsam çabuk büyüyecekti. Zorla büyüteceklerdi benim küçüğümü.
"Jimin."
Yorganı kaldırmış yatağa girerken bana seni dinliyorum manasında ufak bir bakış attı.
"Uyumadan önce bana her şeyi anlatmanı istiyorum böylelikle sana daha iyi yardımcı olabilirim. Bu yaşına kadar neler yaptın? Adamlar seni nasıl buldu? Ve hiç kaçmaya çalıştın mı?"
Üst üste sorduğum sorulara odaklanmıştı bende daha fazla sıkmamak için susmuştum.
"Pekala size her şeyi anlatacağım bayım.
Çocukluğumu çok iyi hatırlamadığımı söylemiştim ama hatırladığım bir kaç şey var. Öncelikle annemi hiç görmedim babamda bana hiç bahsetmezdi zaten.
Afedersiniz ama babam ayyaş herifin tekiydi. Eve alkolsüz tek bir gece geldiğini hatırlamam. Genellikle her yeri dağıtır bana ve anneme küfürler ederdi o zamanlar duvar kenarına pusar sızmasını beklerdim ama bazenleri bana şiddet uygulardı engel olamazdım."Gözleri dolu dolu olunca geçmişininde pek iç açıcı olmadığını anlamıştım.
Belkide küçüğüm dediğim bu çocuk benden daha olgundu."İstiyorsan yarın devam edebiliriz?"
Soru sorarcasına gözlerine baktım. O daha yeni fark edercesine akmak üzere olan göz yaşlarını hızla sildi.
"Hayır özür dilerim. Anlatacağım. 14 yaşımdayken liseye geçmiştim. Yeni okul yeni arkadaşlar bilirsiniz sizde o heyecanı. Daha sonra kendimden 2 yaş büyük bir çocuğa aşık oldum. Nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde onu sevdiğim kulağına gitmiş. Bir gün bana çıkma teklifi etti. Çok aşıktım tabi, çocuk aklımla kabul ettim gerçekten seviyor sanmıştım. İlişkimiz bir süre normal şekilde ilerledi. Bir akşam beni akşam yemeğine çıkarmak istediğini söylemişti. Söylediği yere g-gittim."
Ağzından kaçan hıçkırıkla parkeye diktiğim gözlerimi küçüğüme çevirdim. Ağlıyordu ama sesi çıkmaması için de yumruk yaptığı elini dişleri arasına almıştı. Nazik hareketlerle bileğinden tutup çektim. Eli ağzından çıkmıştı ama bu seferde hıçkırmamak için dudaklarını ısırıyordu. Kendime çektim küçük bedeni, geldiğinden beri yapmak istediğim şeyi yapıp göğsüme gömdüm küçüğümü. Bir yandan da elimle saçlarını okşuyordum.
"Lütfen kasma kendini ağlayabilirsin Jimin. Ağlamak kötü bir şey değil."
Yatıştırıcı olduğunu düşündüğüm ses tonumla kulağına fısıldıyordum. Minik eliyle tişörtümü tutmuş, hıçkırıklarını serbest bırakmıştı.
"Y-yemin ederim ç-çok küçüktüm ne yapacağını a-anlamamıştım."
"Şhh tamam geçti anlatmak zorunda değilsin sonra konuşalım olur mu. Hem benim çok uykum geldi hadi yatalım."
Yüzünün hizasına gelip ellerimle firar etmiş göz yaşlarını sildim.
Kendine gelince o da ayaklarıyla geriye doğru kayıp yorganı üzerine örttü. Kalkıp yanan masa lambasını söndürdüm. Saat gece üçe geliyordu bu saatte ışığımı açık görürlerse kontrole gelebilirlerdi.
Yatağın diğer ucuna gidip bende çokta kalın olmayan yorganımı kaldırdım ve bedenimi küçüğümün yanına bıraktım.
Bir sağa bir sola dönüyordu rahatsız olduğunu anlamıştım. Yatak mı rahatsızdı."Bayım eşiniz var mı? Ya da sevdiğiniz biri?"
Beklemediğim soru karşısında dilim tutulmuştu. Şoku atlattıktan sonra cevap verdim.
"Hayır Jimin yok."
Üsteleyip onu utandırmak istememiştim o yüzden kısa kestim.
"Haddime değil ama merak ediyorum bayım neden buraya gelmeyi tercih ettiniz. Normal bir hastane de çalışamaz mıydınız?"
Konuşmak istiyorken susturmadım onu genel olarak hep susar ve beni dinlerdi. Evet belki sadece sekiz veya dokuz saattir birlikteydik ama insan anlıyordu işte çok konuşkan biri değildi.
"Elbette çalışabilirdim fakat o zamanlar para sıkıntısı çok çekiyordum ve bir an önce iş bulmam gerekiyordu. O kadar üniversiteyi bitirmiştim, başka bir meslekte de çalışmak istemiyordum.
Sonrasını da biliyorsun işte tanrı'nın bile unuttuğu bu yerdeyim, çıkamıyorum da çalışmaya başlamadan önce bir şey imzalattılar iki senem dolmadan gidemiyorum. Buranın daha ne olduğunu anlamış değilim bile askeriye demeye bin şahit ister."Hafif kıkırtısını duydum. Bu yanımdayken ilk gülüşüydü.
"Yarın çok güvendiğim birisiyle konuşmaya gideceğim onun bize yardım edebileceğine eminim."
Cevap vermesini beklemiyordum sabah kalktığında yanında olmazsam bu sebepten dolayı olamayacağımı belirtmek istemiştim.
Rahatsız olmaması için kıpırdamıyordum sırtüstü yatmış gözlerimi kapatmıştım.
Boynumda hissettiğim hafif gıdıklanmayla gözlerimi araladım.
Jimin dibime girmiş göğsüme sokulmuştu. Kokusunu buram buram alıyordum bu haldeyken."Çok üşüyorum böyle durmam sorun olur mu?"
Jimin'den tarafa dönüp bende kolumu ince beline sardım ve kendime daha çok yapıştırdım. Tepkimi belli etmiştim ama yine de sorusunu cevapsız bırakmak istemedim.
"Hayır küçüğüm hiç sorun olmaz. İyi geceler."
"İyi geceler." Düzenli nefes alış veriş seslerini duyana kadar uyumamıştım o gece. Daha da direnmek istediğim. Birazcık daha izlemek istedim o güzel yüzünü ama gözlerim izin vermedi bu sefer bende en huzurlu uykumu çektim o gece.
...
Jimin kadar olmasa da şu küçük yıldızcığa basmayı unutmayın lütfen şimdiden çok teşekkür ederim ⭐️
Bu bölümde birazcık Jimin'in eski yaşantısından bahsetmek istedim. Umarım beğenmişsinizdir. Konulara girince bölümler daha fazla uzayacaktır.
Sizi kocaamann seviyoruummm 💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WABI-SABI |JIKOOK|
Teen FictionKuzey Kore'nin Ryanggang eyaletinde askerlik yapanlara ayın belirli dönemlerinde cinsel ihtiyaçlarını karşılamak üzere fahişeler gönderilirdi. Jeon Jungkook'a gönderilen fahişe ise diğerlerinden çok farklıydı. WABİ-SABI: Japonca"Kusurlar içinde güze...