İyi okumalar güzellerim🥰
Jimin'in ağzından
•
•
•
•
•Sıkılmıştım. İstediğim ve hedefim olan tek şeye ulaşamamak canımı epey sıkıyordu. Çok bir beklentim yoktu ki zaten, niye hiçbir adım katedemiyordum. Neden bu kadar güçsüz ve zayıfım diye her zaman kendime kızardım. Şimdi ise kollarında sığınabileceğim şu hayatta güvendiğim tek insan yanımdaydı ama ben hala rahat değildim. Kendimi daha da güçsüz görüyor onun beni koruması yetmiyor aksine bütün kötülüklerden ve bu pislik yerden çıkarmak istiyordum onu. Ve evet hala daha kurtulduğumuzu düşünmüyordum.
Zaman kavramını yitirmiştim ama tahmini sabahın yedi veya sekiz sularıydı. Gece hiç rahat uyuyamamıştım hep bir şüphe vardı içimde. Bir kaç defa da aşağıya inip Jungkook'u kontrol etmiştim. Şimdi ise Seokjin'in dün akşam verdiği pijama takımını çıkarmış topladığım yatağın üzerine katlayıp koymuştum. Odamdan çıkıp Jungkook'un kaldığı oturma odasına yöneldim, bir an önce yola koyulmamız gerekiyordu. Görmek istediğim beden görüş açıma girdiğinde onunda çarşaflarını katlamış, koltukta düşünceli bir şekilde oturduğunu gördüm.
"Günaydın."
Dalmış olduğu düşüncelerden sesimi duyup kafasını kaldırmıştı.
"Günaydın. İyi uyudun mu?"
"Sayılır. Seokjin uyanmadı mı?"
Hem sorup bir yandan da Seokjin'i evin içinde arıyordum.
"Hayır. O uyanmadan çıksak iyi olur Jimin."
Hafifçe başımı onaylar şekilde salladım. Sana ayak uydurmaktan başka hiçbir şey yapmıyordum Jeon.
"Şey Jungkook."
Bugün diğer günlere göre daha ciddi görünüyordu. Düşünmesi gereken çok konu olduğunu biliyordum fakat bu durum beni biraz çekingenliğe itiyordu. Sert bakışlarının hedefi olmak içimi titretiyordu ama isteyerek öyle bakmadığını biliyordum, elinde değildi.
"Evet?"
Cevap bekler şekilde kafasını salladı.
"Bir şeyler yiyip çıksaydık daha iyi olurdu."
Bir kaç saniye durdu ve ve tüm seçenekleri kafasında tarttı. Artık onu dışarıdan çok kolay analiz edebiliyordum.
"Evet Jimin haklısın ama bilemiyorum. En doğru seçenek bir an önce bu evden defolup gitmek. Fakat bir daha ne zaman yemek yeriz onun da sözünü veremiyorum."
"Hemen bir şeyler atıştırıp çıkarız. Seokjin'in sorun edeceğini sanmıyorum."
Tam Jungkook konuşacaktı ki içeri giren Seokjin ile susmak zorunda kaldı.
"Günaydın. Erkencisiniz çifte kumrular. Aç mısınız? hemen sofrayı hazırlıyorum"
Peş peşe kurduğu cümlelerden çifte kumrular demesi gözümden kaçmamıştı fakat üstelemeyecektim. Çocuk gibiydi çünkü anlatamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WABI-SABI |JIKOOK|
Roman pour AdolescentsKuzey Kore'nin Ryanggang eyaletinde askerlik yapanlara ayın belirli dönemlerinde cinsel ihtiyaçlarını karşılamak üzere fahişeler gönderilirdi. Jeon Jungkook'a gönderilen fahişe ise diğerlerinden çok farklıydı. WABİ-SABI: Japonca"Kusurlar içinde güze...