Satır arası yorumlarınızı bekliyorum güzellerim💕
İyi okumalarr...•••••
"Nerdeydin?"
"Sıkıldım hava almak için çıkmıştım"
"Kafana göre istediğin zaman çıkamazsın biliyorsun değil mi Jimin?"
Konuşmamayı tercih etmiş kafasını yavaşça aşağı yukarı hareket ettirmişti. Sarı saçlarının alnına dökülüp havalanmasını izlemiştim.
İki haftadır yanımdaydı bu minik adam. İçimde ki onu koruma iç güdüsü bir gram eksilmemiş aksine günbegün artmıştı. Varlığına mı alışıyordum yoksa uzun zamandır yalnız olmamın nedeniyle mi hislerim böyleydi anlayamıyordum.
Yanımdan ayrılmasını istemiyordum başkalarıyla konuşmasını, dışarıya çıkmasını, insanların onu beğenecek olma korkusuyla yaşamak da istemiyordum. Bencillik miydi bu. Belki. Ama en çokta kendime kızıyordum. Hala yaptığım şeyin doğruluğundan emin değildim. Hayatını kısıtlıyor muydum yoksa benim yanımda değilde başka bir yerde olsaydı canı daha fazla yanar mıydı. Ben kendimi buradan kurtaramıyorken küçüğümü nasıl herkesten sakınacaktım. Buradan çıktıktan sonra ne yapacaktı başının çaresine bakabilecek miydi. Kafamda dönüp duran ve her seferinde beni çıkmaza sokan sorulardan birkaç tanesiydi bunlar.
"Benden habersiz bir daha çıkma."
Biraz sert çıkışmıştım ama ne kadar net olursam küçüğümü o kadar iyi korurdum ya da sadece benim kuruntu yaptığım saçma bir şeydi.
"Tamam"
"Söz mü."
Sesimi yumuşatmıştım. Yavaşça yanına süzülmüş hiçbir zaman kaldırmadığı kafasını parmak uçlarımla çenesinden tutarak hafifçe kaldırmış bana bakmasını sağlamıştım.
"Çok düşündün sanki."
Hafifçe tebessüm etmiştim gözlerine bakarak. Onun da gülmesini istiyordum. İlk günlere nazaran benden gittikçe soğuduğunu anlamak zor değildi. Ben ona çekildikçe o benden uzaklaşıyordu. Yanlıştı. Hele ki böyle bir ülke de onu sevmem çok yanlıştı. Bu hissettiklerim ilk değildi. Kimden hoşlanacağımı ve nasıl tepkiler vereceğimi bilecek kadar geçmişim vardı. Hoşlantı. Evet en doğru kelime buydu sanırsam. Jimin ilgi çekici bir çocuktu solgun yüzü, dolgun dudakları küçük burnu, ince ve kıvrımlı vücudu ve o tapılası güldükçe kısılan gözleri, konuşurken istemsizce irislerinizin kapanmasını sağlayan o naif ses tonu . Tanrım! Jimin gerçekten çok güzeldi.
"Siz yokken çok sıkılıyorum."
"Sık dişini üç gün kaldı zaten."
"Haklısınız ama ya planımız istediğimiz gibi gitmezse o zaman ne yapacağız."
Kendime sormaya korktuğum ve Jimin'den de duymak istemediğim soruydu bu. Kötü düşünmek istemiyordum. Bay Kim acımasızdı. O iğrenç adamın bize yapabileceklerini düşünmek dahi istemiyordum. Başaracaktık. Jimin özgürlüğüne kavuşacak ben burada yine gün sayacaktım. Ama mutlu olacaktım en azından. Küçüğümün huzurlu olduğunu bilerek uyuyacaktım. Jimin'in yokluğu fark edildikten sonra da Bay Kim'e söyleyeceklerimi şimdiden kafamda kurmuştum. Her şey kusursuzdu. Öyle miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WABI-SABI |JIKOOK|
Roman pour AdolescentsKuzey Kore'nin Ryanggang eyaletinde askerlik yapanlara ayın belirli dönemlerinde cinsel ihtiyaçlarını karşılamak üzere fahişeler gönderilirdi. Jeon Jungkook'a gönderilen fahişe ise diğerlerinden çok farklıydı. WABİ-SABI: Japonca"Kusurlar içinde güze...