Kuzey Kore'nin Ryanggang eyaletinde askerlik yapanlara ayın belirli dönemlerinde cinsel ihtiyaçlarını karşılamak üzere fahişeler gönderilirdi. Jeon Jungkook'a gönderilen fahişe ise diğerlerinden çok farklıydı.
WABİ-SABI: Japonca"Kusurlar içinde güze...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İyi okumalar güzellerim🥰 Atıcağınız her bir yorum ve vote için şimdiden minicik parmak uçalarınızdan öpüyorum😘
• • • • •
"Biraz daha oyalayamaz mısın?"
"Oyalayabileceğim kadar oyaladım zaten Kim. Daha fazla diretemem, Jungkook çok değişmiş. Sana söylediğim adrese bugün gelin. Yoksa başka şansınız olmayacak."
"Tamam onları bir kaç saat daha evde tutmaya çalış. Çıkıyoruz."
Uzun boylu çocuk, kendisini kimsenin dinlemediğine emin olduktan sonra telefonunu kapamış ve cebine koymuştu.
"Taehyung kimle konuşuyordun?"
"Hiçkimseyle."
"Kendi kendine konuşuyordun yani?"
"Hayır Seokjin. Sen bir şeyler duydun mu?"
"Mırıldanmaların geliyordu sadece bir şey anlamadım."
"Güzel."
➿➿➿➿➿➿➿➿➿➿➿➿➿➿➿
Gözüme giren güneş ışıklarıyla uyanmamak için direnirken yanımda ki bedenin göğsüne daha çok sokulmuştum. O kadar yorgundum ki kolumu hareket ettirecek halim yoktu. Akşam ki görüntüler bir bir aklıma dolarken istemsizde sırıtmış yanaklarımın kızarmasına engel olamamıştım. Nereden bakarsam bakayım o,benim her şeyde ilkimdi. Canımı acıtma korkusuyla üzerime nasıl titrediğini ve bedenimde gezen naif dokunuşlarını hatırladıkça deli gibi kahkaha atasım geliyordu. Çok, çok güzel sevmişti beni. Bunun için ona minnettardım. Güzel saatlerin sonunda ikimizde harap olmuş bedenlerimizi birbirine dolayarak sonlandırmıştık. Bir kaç dakika o benim saçlarımı okşuyor daha sonra kedi gibi yanıma sokulup onu sevmemi istiyordu. 26 yaşında olabilirdi ama o da benim gözümde küçük bir çocuktan farksızdı. En sonunda da ilk uykuya dalan o olmuştu. Ben de bu saatleri değerlendirmiş yüzünü ve çıplak vücudunu aklıma kazımıştım. Çok korkuyordum. Onu kaybetmekten ölesiye korkuyordum.
"Ne düşünüyorsun. Kaç dakikadır uyandığımı görmeni bekliyorum."
"Sana da günaydın bay tavşan. Sadece.. dün akşamı düşünüyordum. Gece teşekkür edemedim."
"Ne için teşekkür edecekmişsin."
"Beni çok güzel sevdiniz bayım. Bunun için size minnettarım. Hayatımın en güzel saatleriydi."
