SOYLU YEMİNİ

367 102 158
                                    

Keyifli okumalar ❤️
Satır aralarında bol bol yorum yapmayı unutmayın öpüldünüz. ♥️


12.Bölüm Soylu Yemini:
HAYAT DİYORUM HEP ÇALIŞMADIĞIM YERDEN VURUYOR.

"Bu da Ekine küçük bir uyarı olsun ajanlarını daha dikkatli seçsin," dediğinde telefondan gelen silah sesi ile kafamı telefona çevirdim babamın kafasından kanlar akıyordu heybetli bedeni yerde yatıyordu .

"Hayırrrr!"

Restorandaki tüm gözler üzerimde gezinirken, ben boş donuk bakışlarla sadece telefon ekranına, yerdeki kırmızı kana bakıyordum, yerdeki kan gölü büyüdükçe içimdeki yangında, bu dünyadaki şehirleri tek tek yakabilecek kadar büyüyordu.

"Baban 4 sokak aşağıda ki depoda küçük ajan hadi git kurtar belki ölmemiştir," karşımda duran adamın sözlerini bitirmesiyle boş bakan kahvelerimi siyah alay dolu bakışlarına çevirdim. Hiç bir şey söylemeden masadan kalktım beyaz masa örtüsünün kenarından tutarak masada ki herşeyin yere düşüşünü izledim, daha sonra sessize hiç bir şey söylemeden, koşarak restoranttan çıktım, titreyen bacaklarıma aldırmadan koşabildiğim kadar koştum, aldığım nefes ciğerlerime işkence etmeyi ihmal etmezken , eski karanlık depoların bulunduğu sokağa gelmiştim , karanlığa aldırmadan, koşmaya devam ettim, acı ayağıma yavaş yavaş yayılırken dudaklarımın arasından dökülen acı dolu çığlığı tutamamadım, taşa takılıp diz üstü yere düştüm, avucumda hissettiğim acıyı yok sayarak soyulan dizlerimi temizleyip ayağa kalktım. Gözümden akan yaşları elimin tersi ile silmeye çalışsamda bir türlü durduramıyordum, Bu ağlama canımın acısından çok ruhumun acısındandı.
Biraz daha yürüdükten sonra nihayet deponun önüne gelmiştim, kapıyı hızla iterek içeriye girdiğimde sadece yerde koca bir kan gölü vardı.

**********************************

"Kızım bu bir oyun eğer amcayı tam kalbinden vurursan amca sana çikolata alacak."

"Babacım o zaman amcayı tam kalbinden vuracağım, " babam bana gülümseyerek elindeki oyuncak boya silahı olduğunu düşündüğüm metal soğuk silahı küçük avucuma koydu, bir eli ile saçlarımı okşarken diğer eli ile bana nasıl silahı tutacağımı gösteriyordu. Karşımda duran adamın yüzü çuvalla kapalıydı bir ağacın önünde ayakta duruyordu, babama son kez baktım gülümseyerek kafasıyla onay verdiğinde tetiğe bastım ve büyük bir yankı, daha sonra adamın sol göğsünden kırmızı renk sıvı akmaya başladı. Ben korku dolu gözlerle babama baktığımda ela gözlerinde memnun bir ifade vardı. Ama benim babamın gözleri ela değildi ki.

Omzuma dokunan ellerle, ne zamana ait olduğunu bilmediğim anının etkisinden kurtulmaya çalıştım. Ellerin sahibine döndüğümde endişeli çatık kaşlarla bana bakan Savaşla karşılaştım.

"Sa vaş Ar az babamı vurdu? " titrek kısık çıkan sesim yetmezmiş gibi birde kekelemiştim.

"Başın sağolsun kardeşim," omuzlarımdan tutarak kalkmamı sağladı, başımı göğsüne yaslayrak sarıldığında benim iki kolum önüme düşmüş söylediği sözcükleri idrak etmeye çalışıyordum. Hayır yalan bu olamaz, o ölemez, yani ölmemeli.

Savaşın kollarından kurtulup gözlerinin içine bakmaya çalıştım, gözlerini benden kaçırıyordu, başımı hayır anlamında sağa sola doğru çevirdim. "Yalan söylüyorsun değil mi? Sen onun vurulduğunu bile bilmiyordun ki? Sen buraya öylesine geldin değil mi? O ölmedi ki, o ölmedi savaş ölmedi ölemez, " ses tonumun acizliğini yok sayarak, yumruk yaptığım ellerimi Savaşın göğsüne savurdum.
...

Tüm gece sabaha kadar küçük kan gölünü izledim, tırnaklarımı yara bere içinde olan avucuma batırmaktan avuçlarımın içi sızlıyordu. Kendimi yıkık dökük bir enkaz altındaymış gibi hissediyorum.
Oysaki bu şehre güzel hayallerle gelmiştim , ama olmadı çakıldım kaldım hayallerimle birlikte...

TENİMDEKİ İMZA 🦋(DÜZENLENİYOR) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin