Hope benim yanıma gelirken sarhoş biri tarafından darp edilmişti. Bunu duyduğumda başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüştü kendimi zor tutuyordum. Hangi hastanede olduğunu öğrenip apar topar evden ayrıldım ve son süratle hastaneye vardım. Joe'da orada olacağını söylemişti. Sekreter hanım ile kısa bir görüşmenin ardından odaya girdim. Tanrıya şükür pek bir şeyi yoktu. Sadece kolunda bir morluk vardı ve şuanda baygın bir haldeydi. Yanına oturup onu iyice inceledim. O kadar korkmuştum ki gözlerimin doluyor olmasına aldırış etmedim. Yanaklarımdan süzülmelerine izin verdim.
Bir kaç saat sonra Hope nihayet gözlerini açtı bir anda panikleyip hemşirelere haber yetiştirdim gelip gerekli kontrolleri yaptılar. Durumu stabildi ve her şey yolunda gözüküyordu. Saçlarını alnından çekip kibarca okşadım.
"Nasıl hissediyorsun?"
"Kötü, vücudumda bir ağrı ya da sızı hissetmiyorum ancak o koku hala kalbimde gibi Karmen."
"Haklısın canım, seni anlıyorum. Birazdan taburcu işlemlerini halledip seni bizim eve götüreceğim tamam mı? Sen iyi olana kadar başından ayrılmayacağıma söz veriyorum."
Kalkıp sekreterin yanına gittim. Gerekli evraklar ve bir sürü ıvır zıvır imzaladıktan sonra onu Joe ile birlikte arabaya bindirdik. Üçümüz eve vardık ve Hope için misafir odasındaki yatağa yeni yıkanmış tertemiz çarşaflar yaydım. Onun rahat etmesini sağlayacak şişkin yastıklar koyup onu odadına getirdim. İyileşene kadar burası onun odası olacaktı.
"Sana yük oluyorum değil mi?"
"Duymamış olayım."
Uzanmadan önce banyoya girmek istediğini söylemişti ve ben de gidip küveti ılık suyla doldurdum. Hope keyifli saatler geçirirken -umarım- ben de Joe'ya döndüm. Ben tüm bunları yaparken o da yiyecek bir kaç şey söylemişti.
"Dolapta pek bir şey kalmamıştı o yüzden ben de hazır bir kaç şey söyledim."
"Teşekkür ederim."
Yanına oturdum ve birlikte bir süre halıyı izledik. Ne kadar da mükemmel bir aktivite öyle değil mi?
Olanların şokundan hala kurtulamamıştım ve ayrıca Joe'nun da panik yapmasına sebep olmuştum. Stres altında olduğumda insanları bezdirdiğimi iç sesim bir kez daha yüzüne vurmuştu.
"Özür dilerim. Seni de endişelendirdim."
İşaret parmağını dudağıma koyup "Şş, her şeyin yolunda olması gerektiğinde ben her zaman burada olacağım Karmen."dedi. Şaşıp kalmıştım ve bu yüreğimi sımsıcak yapmıştı. Her ne olursa olsun yanınızda sizi destekleyip, arkanızı kollayan biri olduğunu bilmek çok mutluluk verici. Hope hazır burada kalıyorken Joe'ya da burada kalmasını teklif ettim. Ben Hope ile ilgilenirken çok faydası oluyordu. Bir kaç günlüğüne ofise gidemeyeceğimi hastalarıma bildirmesi için sekreterle bir görüşme yaptım. Ardından mutfağa dönüp Joe'nun söylemiş olduğu pizzalardan bir kaç dilim alıp tabağa yerleştirdim, yanına içevek koyup Hope'a götürdüm. Tepsiyi görünce gelip bizimle sohbet ederken yemek istediğini söyledi ben de bunda bir sakınca görmediğimden birlikte aşağıya indik. Sohbet ederek yemek yerken keyfinin yerine gelmiş olduğunu görmek harikaydı. Gece odasına çıkıp uyuyacağını, yorgun olduğunu söyleyip gitti. Biz de Joe ile başbaşa kalmıştık. Koltukta öylece oturup filmi izliyordum ama göz ucuyla da Joe'ya bakıyordum. Elini belime koyup beni biraz kendine yaklaştırdı ve saçlarımı kokladı. İçim kıpır kıpır olmuştu kalkıp bağırmak istemiştim ama rezil olamazdım. Kafanı ona doğru çevirmeden filmi izlemeye devam ettim. Daha doğrusu öyle gözükmeye çalıştım, aslında içimde kafamla kalbim kavga ediyordu çünkü kalbim kanı fazla hızlı pompalamaya başlamıştı.
Daha sonra tek kelime etmedik. Gözüm saate kaydığında saatin 2 olduğunu gördüm ve psikolojik olarak esneme isteği gelmişti.
"Uykun geldiyse kapatalım."
"Ah! Yok kapatmamıza gerek yok. Ben burada uyuyabilirim ses beni etkilemez."dedim. Ki öyleydi de ses genelde beni etkilemezdi.
Gözlerimi açtığımda yarım saattir uyuyor olduğumu farkettim. Hem de Joe'nun omzuna doğru kafamı yaslamış halde!
Gözlerimi açtığımı farkedince bana bakıp
"Uyumaya devam et, çok yoruldun. Henüz 1 saat bile olmadı uyuyalı."dedi ve bunu derken nazikçe saçlarımda elini gezdiriyordu. Onun eli saçımda dolaştıkça uykum daha da fazla geliyordu. Gözlerimi kapattığımda işimdeki lanet ses sadece 'öp onu' diyordu. Hayatım boyunca iç sesimi dinlememiş biri olarak bu iç sesini dinlemeye karar verdim. Gözlerimi açtığımda onun yarı açık gözleriyle göz göze gelmiştim. Yüzümü inceleyip gözü dudaklarıma kaydı. Yavaşça ona doğru yaklaşmaya başladım ve yaklaştıkça kalbim hızlanmaya başladı. Elini sırtıma koyup beni kendine doğru hızlandırdı. Dudaklarımız birleştiğinde tüm dünya renklenmiş gibi hissetmiştim ve tüm yorgunluğum gitmiş gibi...Umarım beğenmişsinizdir. Sevgilerimle...
instagram kişisel; sakurapictt
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ REM ~
Romantizm"Alo" "Merhaba Karmen, seninle bir şey konuşmalıyım...Rem ile ilgili. Hatırlıyor musun?" "Ah elbette hatırlıyorum."ellerim deli gibi titremeye başlamıştı. "Onu gördüm Karmen."