0.7; Buttocks

2K 355 109
                                    

Bütün gücüyle koştururken yolları hatırlamaya çalışıyordu Felix. Ne kadardır baygındı bilmiyordu ama kısa olduğunu tahmin ettiği bir zaman önce buralardan geçmişti. Telaşla bir sokaktan öbürüne girdi. Eşyalarını koyduğu oteli bulabilse rahatlayacaktı

Ciğerleri ve boğazı ağrıyordu. Soğuk hava bedenini tahriş ediyordu sanki. Sonunda bacaklarında güç bulamadı. Yalpalayarak yavaşladı. Elini yanındaki duvara koyarak soluklandı. Bir dakika bile sürmeyen o molası boyunca etrafını inceleyerek doğru yolu hatırlamaya çalıştı. Ne kadar zayıf düşse de buradan hemen uzaklaşması gerekiyordu. Gece olduğu için etrafını çok net göremiyordu ve el fenerini de açamazdı

Peşinden gelen adım seslerini işitebiliyordu. Toplu ayak sesleri değildi ama tek başınaydı gelen

Yerinde doğrulup tekrar ilerlemeye başladı. Koşmasa bile hızlı hızlı attığı adımlar sayesinde koşuyor gibiydi

Boş yolun ortasında duran arabasını gördüğünde sevinçten çığlık atmak üzereydi. Arabayı otelin önüne park ettiği için kendisine defalarca kez teşekkür etti. Otele girdiğinde asansöre yöneldi direkt. En üst kata bastıktan sonra yere yığıldı. Bacaklarında güç kalmamıştı artık. Odaya kadar olan o kısa mesafeyi bile gidebileceğini sanmıyordu

Asansörün kapısı açılınca güçlükle yerinde doğruldu. O kalkana kadar asansörün kapısı tekrar kapanmıştı. Bir daha açıp dışarı çıktı. Paytak adımlarla odasına girerek kapıyı kilitledi

Kendisini yatağına attığı an vücudundaki bütün yorgunluk hissi ortaya çıkmıştı. Her tarafı ağrıyordu, kalp çarpıntısı vardı ve ciğerleri patlamak üzere gibiydi. Gözlerini yumdu ve sadece kendine gelene kadar soluklandı. Kalbinin çarpıntısına kulak verdi

15 dakika sonra ancak kendisine gelebilmiști. Buzdolabından çıkardığı açılmamış su şişesini alıp bitirdi. Kollarını iki yana açarak tekrar yatağına uzandı. Şimdi fark edince isyanın sesini buradan duyabiliyordu. Uzaktaydı ve boğuktu ama duyulabiliyordu

Rahatladı. Güvendeydi artık. Bedeninin gevşediğini hissetti. Uykuya dalacaktı biraz daha burada kalırsa. Kalayım diye düşündü

Birazcık daha dinleneyim

Nefesi düzene girdi, uykuya daldı, tavana bakan başı yan yattı. Zamanı gelmişti

Artık onu rahatça kaçırabilirdi, Pizza

__________________

Gelen destek ekibi isyanı bastırdı. Yanlarında getirdikleri sakinleştirici takılı silahlar sayesinde insanlar yere serilmişti. Yaralı olanlar sadece isyanı bastırmaya çalışanlardı

Nefes nefese etrafına bakındı kedi. Her şey kontrol altına girmiş gibiydi. Hemen gidip sevgilisini kontrol etmeliydi

Arkasını dönüp koşarak duvarın arkasında kendisini bekleyen sevgilisinin yanına gitti. Bir eli karnında acıdan kıvranırken görünce şoka girdi. "Sen-"

Kendisine gelerek hemen yere oturdu. Yarasını açtı. Yarayı gördüğü an çıldırdı

"Bana iyi olduğunu söylemiştin!"

"Yaralı olduğumu söyleseydim gitmeyecektin çünkü!"

"Tanrım, ölebilirdin!" ona cevap vermek için hazırlanmıștı ki yarasına bastırması ile acı ile inledi

Sinirli olmasına rağmen yarasıyla ilgilendi. Yarayı sardıktan sonra telsizini çıkardı. Rapor vermesi gerekiyordu

"Kedi. İsyan bastırıldı, sincap yaralı. Merkeze dönüyoruz"

"Sivil ne durumda?"

Şimdi düşününce sivili görememişti kedi. Kaşlarını çatarak sincaba baktı. Oldukça yorgun bir sesle "Kaçtı" dedi

Kedi iç çekmişti ki "Ama pizza peşinden gitti" diye devam ettirdi

Kedi öfkeli bakışlar ile telsizi dudaklarına yaklaştır tekrar "Peşindeyiz"

O sırada hatta kanguru girdi

"Sivil elimizde. Şu an pizza ile birlikte merkeze dönüyor"

"Ah, rahatladım"

"Öldürecek miyiz?"

"Sicilini kontrol ettikten sonra ormana yollayacağız. Devlet için çalışıyor olabilir"

"Tamam" Kedi telsizi kapatmıştı ki sincap eliyle ona vermesini işaret etti. Telsizi aldıktan sonra güçlükle rapor vermeye başladı

"Sivil, turist gibi davranıyor. Sakın ona kanmayın."

"Anlaşıldı"

"Sana da mı Korece bilmiyormuş gibi yaptı"

Telsizi alıp arka cebine yerleştirdiği sırada sincap başını salladı

"İngilizcesi baya iyiydi gerçi"

Alayla sırıttı "İyi oynadı"

Nefesini verip ayağa kalktı "Gidelim artık. Acilen bir doktor bulmalıyız"

Sincabın kolunu omzuna atıp beline sardı tek kolunu. Yürümesi için yardımcı oldu

"Seni kucağıma almamı ister misin?"

"Olabilir"

Kocaman gülümsedi bu sefer

"O zaman kalçalarını ellememe izin verecek misin?"

Ona baygın bir bakış atıp yürümeye devam etti sincap "Şu durumda bile nasıl hala daha kalçalarımı düşünebiliyorsun?"

Omuz silkti sadece "Kalçaların güzel"

Güldü dediğine. Bu psikopat adamın onun kalçalarıyla bir alıp veremediği vardı

・Alive・[Changlix]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin