Lacivert saçlı ikisine de keskin bir bakış atarken Felix'e doğrulttuğu silahını öz güvenle tutuyordu. Elindeki ipleri Minho'ya fırlattı
"Çocuğu ve kendini bağla. Sıkı olmasına gerek yok"
Minho iplerle Felix'e ilerledi. Çatılmıș kaşlarla geriye adımladı Felix "Neler oluyor burada?"
Ellerini yakalayıp ipi bileklerine dolarken "Sonra anlatacağım" dedi sessizce. Sanki adamın duymasını istemiyormuș gibi söylemişti bunu. Tek kaşı şüpheyle havaya kalkarken ellerini bağlamasına karşı çıkmadı Felix
Felix'in ellerini hallettikten sonra kendi ellerine doladı ipleri. Düğüm atma gereği bile duymamıştı. Adam ikisini de süzdükten sonra silahını cepliğine yerleștirdi. Siyah maskesini tekrar suratına geçirdikten sonra trenin koridorunda yana çekildi
"Inin"
Minho güven vermek istercesine Felix'e kısa bir bakış attı. Usulca önden ilerlediğinde onu takip etti Felix. Ikisi de trenden atladığında adam peşlerinden geldi. Kapının hemen önünde duran arazi aracına ikisini zorla sokuyormuș gibi yaptı. Kapıyı arkasından kapatır kapatmaz şoför gaza yüklenmiști
Kurak alandaki kuru otların arasından hızlıca ilerlemeye başladıklarından kısa bir süre sonra arkalarında kalan trenin parçaları büyük bir ses eşliğinde havaya saçıldı. Felix dönüp arkasına bakmış ama Minho pek oralı olmamıştı
Minho ile diğer adamın arasında oturuyordu. Adam öne eğilmiş ve kolunu arkasındaki koltuğa yaslamıștı. Gözleri etrafı tarıyordu ama Felix bunu göremiyordu elbetteki. Adamın siyah maskesinin ağız kısmı yoktu ve göz kısmında iki tarafı da birleştiren büyük, şeffaf bir tabaka vardı. İçini göremiyordu
Arazide bir müddet ilerledikten sonra ikinci bir tren görüş açılarına girdi. Hızla trene yaklaştılar. Yük vagonlarından birisinin kapağı açıktı. Yanında durduklarında "İnin" diye emir verdi adam. Kendi kapısını açıp dışarı çıktı. Felix ve Minho, Minho'nun tarafından inmişti. Kapısı açık vagona tırmanarak bindiler. Trenin motoru çalışmaya başlarken adam vagona atladı. Sürgülü kapıyı çekip kapatmadan önce şoföre teşekkür ettiğini belli eden bir işaret yaptı
Sonunda kapıyı kapattığında tren harekete geçti. Kapının kapanması ile etraf karanlığa gömülmüștü. İçeri girerken fark ettikleri birkaç şarap kasası hariç etrafta ne olduğunu bilmiyordu ikili. Adam küçük bir gaz lambasını yakıp ortaya koydu. Felix hemen gözlerini vagonda gezdirdi ama birkaç kasadan başka hiçbir şey yoktu
Yere otururken boğucu maskesini çıkardı tekrar adam. Nefessizlikten kızaran yüzü yere bakıyordu. Keskin bakışlarını ikiliye çıkarırken ellerini lacivert saçlarından geçirdi
Adam uzun ve yapılıydı. Sert birisi olduğu belliydi ve üzerindeki kıyafetler ona özel harekatçı izlenimi veriyordu. Ikisine de otoriter bakışlar atarken vagonda bir yere fırlattığı maskesi ile kıyafetleri Felix'in gerilerek yerine sinmesine sebep oldu
Minho gülümsedi "Sence de biraz geç kalmadın mı?"
Adam ona aynı ses tonuyla karşılık verdi
"İşlerim uzadı"
Iki Minho birbirlerine bakıp yandan gülümsedi
Șu anda karşısında iki Minho oturuyordu ve Felix bununla ilgili ne hissetmesi gerektiğinden emin değildi. O Minho'lardan birisi Sahte Minho'ydu. Yani Felix'in dostu olan Minho. Ama ikilinin birbirine olan düşman olmadıklarını belirten davranışları aklında şimşeklerin çakmasına sebep oluyordu
"Ellerin..." Lacivert saçlı sarışın olana hamle yaptığında ellerinı uzattı sarışın. Diğerinin bileklerini çözmesine izin verdi. Minho'yla işi bitince Felix'e döndü diğer Minho. Onun da bileklerini açtığında tekrar yerine kuruldu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
・Alive・[Changlix]
FanficYaşıyordu Lee Felix Ama nerede olduğunu bilmiyordu [Kitap shipten çok kurguya odaklıdır] Changbin x Felix