"Ben, dostlarımı korumak için her şeyi yapmaya hazırım"
Bir süre karşıdakini süzdü Minho. Dudakları sarkastik bir gülümseme ile yukarı kıvrılırken alayla baktı "Yani? Ne yapacaksın? Beni mi öldüreceksin?"
"İș birliği yapmak istiyorum"
"Öyle bir şey olmayacak"
Saniyesinde cevap vermesi ile sahte Minho yere çökerek alnını yere yasladı. Ayağına kapanmasına şaşırarak ona baktı Gerçek Minho
"Yalvarırım!"
"Yalvarman umrumda değil! Arkadaşlarıma ihanet etmeyeceğim!"
"Ihanet et demiyorum zaten!"
Anlamayarak kaşlarını çattığında Sahte Minho başını kaldırdı. Doğrudan sarışın olanla göz teması kurdu
"Paralel evrenden geldiğinizi biliyorum! Ve buradan gitmeye çalıştığınızı da! Sizin gitmeniz demek hatanın da gitmesi demekse size yardım etmek için her şeyi yaparım"
Gözyaşları yanaklarını bulduğunda boğazından kuru bir hıçkırık kaçtı "Sadece arkadaşlarımı hatadan kurtarmak istiyorum. Hata sizi de öldürmeye çalışıyor, bizi de. Birbirimize yardım edebiliriz..."
Sonlara doğru umutsuzca kısılmıștı sesi. Küçük bir çocuk gibi ağlarken gözlerindeki acıya baktı gerçek Minho. Derin bir iç çekișin ardından birkaç adım arkaya gidip banka oturdu. Sarı saçlarından ellerini geçirdi. Sahte Minho bir umut kabul etmesi için bekliyordu. Çaresiz duruyordu, tek dayanağı bu gibiydi
"Ne yapayacağız yani? Seni üssümüze falan götürmeyeceğim bunu bil"
"Şey..."
Bir süre yere bakıp düşündü
"Yer değiştirelim?"
Kaşları çatıldı hemen "Ne?"
"Eşit takas" dizlerine vurarak diz kapaklarındaki tozu temizledi. Banktaki gerçek Minho'nun yanına oturdu
"Sen benim yerime geç ve ben gibi davran, ben de sen gibi davranayım"
Uzunca gözlerine baktı. Yüzündeki hiçbir mimik oynamıyordu. Baygın bakışlar karşısında konuşmaya devam etme ihtiyacı duydu Sahte Minho
"Sen bizim hakkımızda bilgi al. Benim ihtiyacım yok zaten. Sadece gitmenizi istiyorum"
Gerçek Minho yine hahladığında devam etti "Tek şartım ikimizin de diğer tarafın üyelerine hiçbir zarar vermemesi" gözlerini kaçırıp kendi kendine konuştu "Zaten sizden birisine bir şey yapabileceğimi sanmıyorum... Hepiniz çok güçlüsünüz"
Gerçek Minho'dan ses çıkmadı. Bakışları boşlukta gezinirken teklifini değerlendiriyordu
"Hem yer değiştirdiğimizde ben senin dostlarınla olacağım, yani oradaki herkes benim düşmanım olacak. Istesem de hiçbir şey yapamam. Benim yabancı olduğunu fark ettikleri an öldürmeye çalışacakları için seni ifşa da edemem"
"Bunların aynısı benim için de geçerli olacak"
Sahte Minho omuz silkti "Eşit takas"
Çenesini eline yaslayıp teklifini düşündü. Aklına yatmayan şeyler vardı. Doğrudan düşmanın ortasına atlamak ve onu tanımayacaklarını ummak aptallıktı
"Nasıl yer değiştireceğiz peki?"
Dönüp diğerine baktı. Başını işaret etti "Saçlarımız farklı"
"Boyayabiliriz"
"Ne zaman? Yer değiștirmek için vaktimiz yok. Boyayı da düşünürsek en az 1 saatlik zamana ihtiyacımız var"
"Aslına bakarsan...."
Sustuğunda devam etmesi için bacağını dürttü Gerçek Minho
"Sizi durdurmak için buraya yollanmıștım. Sangju'da bekleyen bir bölüğüm var şu an... "
Gerçek Minho'nun kaşları çatıldı ama onu dinlemeye devam etti "Yarın akşam saldırmayı düşünüyorlar. Eğer Jisung'u ikna edip Sangju'yu ele geçirmeye giderseniz oradaki kargaşada yer değiştirebiliriz"
Çenesini tutarak bir süre düşündü Minho. Jisung şu anda içeride uyuyordu. Yanında silah yoktu ama isterse şu anda Sahte Minho'yu yakalayabilirdi. Yarın ilk trenle onu merkeze gönderip ağzından laf çıkana kadar dövdürebilirdi
"Aptalsın"
Teklifin reddedilmesi korkusu ile endişeli gözlerini ona dikti Sahte Minho. Bakışlarını yerden çekip ona baktı diğer Minho da "Çok gevşek davranıyorsun. Şu an tek başınasın ve dediğin gibi ben en güçlü olanım"
"Evet ama..." parmaklarıyla oynadı bir süre "Aslında hata sen misin diye düşünmüștüm ama sen olamazsın. Çünkü biz aynı kişiyiz ve benim başka bir evrenden gelen halim olsan bile arkadaşlarına ihanet edecek birisi olmayacağını biliyorum"
Gözlerini buluşturup samimiyetini görmesini istedi "Kendime, yani sana güveniyorum"
Gülerek önüne döndü Gerçek Minho. Ayağa kalkıp şortunu temizledi
"Yarın iki gruba bölünerek saldıracağız. Ben B takımında olacağım, ikinci saldıran grup. Gelip beni bul. Boyaları hazırlat ve yanından ayırmaman gereken eşyaların olduğu bir çanta hazırla. Benimkileri de sana getireceğim"
Gözleri mutluluk ile büyürken "Tamam!" diyerek ayağa fırladı. Yüzündeki aptal sırıtış ile Gerçek Minho'nun binaya ilerleyişini izledi. İçeri girdiğinde koşarak bahçe duvarına gitti ve içeri girdiği yerden tekrar dışarı çıktı
Merdivenlerden yukarı çıkarken hala daha bu fikri aklında tartıyordu Gerçek Minho. Yer değiştirmeleri demek ne kadar aynı kişi olsalarda aslında yabancı olan o adamın Jisung'un yanında olması - hatta öpüşmesi - demekti
Odanın kapısını açıp içeri girdi. Hala daha yani pozisyonda yatan Jisung'un huzurlu yüzüne baktı
Jisung'un her zaman ona söylediği ve genelde bu konuda kavga ettikleri bir sözü vardı
'Bireysellikten çıkıp grubu düşünmelisin'
__________________
Öyle işte
Bir bölüm daha flashback olacak. Yer değiştirme anlarını anlatacak
ŞİMDİ OKUDUĞUN
・Alive・[Changlix]
ФанфикYaşıyordu Lee Felix Ama nerede olduğunu bilmiyordu [Kitap shipten çok kurguya odaklıdır] Changbin x Felix