Smut bu bölüme yazamadım. Ruh halleri ve durum pek uygun değildi dkdkdkddkfkd
Savaş sırasında smut yazma fikrime ne olacak bilmiyorum dmemdmdddkek sonraki bölüme bakacağız
__________________
Koltuğunda oturmuş masanın üzerindeki haritaya bakıyordu Seungmin. Bakışları donmuș, gözleri aklından geçen bin bir çeşit ihtimal ile karanlığa bürünmüştü.
Saat akşam sekizdi. Changbin ve birliğinin 15 dakika önce bildirdiğine göre sahteler geri çekilmişti ve iki taraf da birbirine saldırmıyordu. Bu gece ele geçirdikleri yere kadar olan kısmı koruyacaklardı sadece. Açgözlülüğe gerek yoktu.
Ancak Seungmin'in endişelendiği şey birkaç aptal asker ve sahtelerden ziyade şimdiye eline ulaşmış olması gereken bilginin hala daha ortalıkta olmayıșıydı.
Gerçek Lee Minho neden hala daha geri dönmemiști?
Planları bozulabilirdi. Birkaç hafta önce kendisiyle gizlice buluşup olayı açıkladığında şu an uygulamakta oldukları planı kararlaștırmıștı ikisi beraber. Ancak Minho kendi planına uymuyordu.
Başına bir şey gelmemiş olmasını umarak masanın diğer ucundaki telsize baktı Seungmin.
Tuhaftı. Birkaç hafta önceye kadar düşmanı olduğunu sandığı adamın aslında kendi dostu olması tuhaftı.
Tuhaf olduğunu söyleyemeyeceği şey dostu olduğunu sandığı kişinin düşmanı olmasıydı. Bu tuhaf değildi çünkü, kalp kırıcıydı. Hatanın sadece varlığı bile kalbini kırıyordu Seungmin'in.
Buraya gelene kadar neler yaşamışlardı birlikte. Bir hayalleri vardı. Onu gerçekleștirmek uğruna herkesten ve her şeyden kaçmış, karşılarına çıkanları öldürmüșlerdi. Ancak aralarındaki bir kişi savaşların birisinde kendilerini de öldürmek için fırsat kolluyordu resmen.
Elini ensesine atarak telsizin üzerindeki bakışlarını indirdi.
Acaba sahte Minho ve gerçek Jisung şu anda ne yapıyordu.
Normal şartlarda düşünmeden Minho'yu direkt savaşın ön safına bırakırdı ancak öğrendiğine göre o Minho gerçek Minho değildi ve oldukça güçsüz birisiydi. Jisung'un öldürmek için efor bile harcamayacağı kadar güçsüz birisiydi hem de.
Bu yüzden gerçek Minho'yu sahte gibi davranıp Hyunjin'i kurtarması için önden yollamıştı. Aşırı derecede güçlü olan Jisung'u ise gerçek Minho'yla karşılaşması ihtimaline karşılık Daegu'ya yollamıştı çünkü bir şeylerin farkına varmasını istemezlerdi.
Ancak Seungmin'in de bildiği gibi Jisung salak değildi. Kendi sevgilisini herkesten iyi tanıyordu. Sadece ona duyduğu güven yüzünden Minho'nun sahte olduğunu kabullenmesi zor olabilirdi.
Hiçbir şeyden haberinin olmaması yüzünden sıkıntıyla ofladı Seungmin. İhtimaller ve amaçlar ne olursa olsun bu savaşın sadece bir sonucu olabilirdi, o da galibiyet. Mağlubiyeti kesinlikle kabul edemezlerdi.
Yerinden kalkıp odadan çıktı. Yan tarafta bulunan kamera odasına girdi çabucak. Savaş alanını kontrol eden droneları seyreden adam dönüp kendisine baktığında "Bir şey var mı?" diye sordu Seungmin.
Olumsuz anlamda başını sallayıp "Maalesef efendim" dedi adam. Ekrandan Changbin ve Jeongin'in saklandıkları binanın arkasında birbirlerine bir yerleri işaret edip onayladıklarını ve ihtimalleri tartışırken düşündüklerini gördü. Hala hayatta ve sağlam olmalarının verdiği rahatlama ile gülümsedi zarifçe.
Kameraları belli bir süre izleyip Changbin'i gözetledi Seungmin. Doğrusu Seungmin temkinli birisiydi ve işbirliği yaptığı Minho'ya bile güvenmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
・Alive・[Changlix]
Fiksi PenggemarYaşıyordu Lee Felix Ama nerede olduğunu bilmiyordu [Kitap shipten çok kurguya odaklıdır] Changbin x Felix