28

56.2K 2.6K 697
                                    

Kollarımdaki kızımın ağlamasını dindirmek için salonda bir sağa bir sola doğru yürümeye başlarken üç gündür evinden ağlama sesi eksik olmayan teyzem aniden salona girdi ve Eldem'le beraber benimde ağladığımı görerek hızla bana doğru büyük adımlarla gelip Eldem'i kucağımdan aldı. Eldem teyzemin kollarında yavaş yavaş sakinleşmeye başladığındaysa olduğum yere çöküp elimi yüzüme kapattım. Yapamıyordum. Kahretsin ki Eriz'siz hiçbir şey yapamıyordum. Hata yapmıştım. Evet ailemin yanında mutluydum ama Eriz olmadığı sürece mutluluğum hep yarım kalıyordu. Üstelik birde kızım babasını oldukça özlemişti. Öyleki üç gündür sadece uyurken gözüme huzurlu gözükmüştü.

"Eh be kızım lohusa halinle ne işin vardı burda bir başına? Üstelik kocanda seni buraya bırakmaya geldiğinde beraber geri dönmenizi istemişti. Niye kendine kızına bu acıyı çektiriyorsun? Senin kocana kızının da babasına ihtiyacı var işte." teyzem kucağındaki sakinleşen kızımla birlikte yanıma çöküp saçlarımı okşarken ona doğru yaslanıp burnumu çektim ve kızaran gözlerimle boncuk boncuk bana bakan kızıma baktım. Sessizleşmiş ve huzura ermişti. Sanırım onu ağlatan benim ağlamamdı. Ne tuhaftı ama o ağlıyordu ben ağlıyordum, ben ağlıyorum diye o ağlıyordu. Resmen kızımla ufak bir kısır döngüye girmiştik ve sanırım kızım onu babasından ayırdığım için bu kısır döngüyle beni cezalandırıyordu. Üstelik haklıydı da. Kabul etmeliyim yanlış bir karar vermiştim. Buraya gelirken sadece ailemle olup biraz Eriz'den ve o lanet geceden uzaklaşmak sonucunda da iyileşmek istemiştim ama olmuyordu. Ben Eriz'siz hiçbir şey yapamıyordum. Öyleki onu aklımdan çıkarmak için bile ona ihtiyacım vardı. Teyzem sonuna kadar haklıydı bizim Eriz'e ihtiyacımız vardı.

"Haklısın teyze ama biraz aklım dağıtmak istedim. Ben çok zor zamanlar yaşadım ve bunun sorumlusu Eriz'di. Ben de belki ondan uzaklaşırsam her şey düzelir sandım." gözyaşlarım dinerken bakışlarımı kızımdan teyzeme kaydırdım ve onun bana anlayışla baktığını görerek burukça gülümsedim. Anlamıştı. Eriz'siz düzelemeyeceğimi o bile anlamıştı.

"Madem yanlış yaptığını fark ettin ara gelsin alsın seni kocan güzel kızım." teyzem samimiyetle bana bakıp saçlarıma dudaklarını bastırırken titreyen dudaklarımı birbirine bastırıp kafamı iki yana salladım. Yapamazdım. Eriz zaten şirketle ilgili bir çok sıkıntısı varken beni Rize getirmek için buraya kadar gelmişti şimdi yine onu arayıp gel beni al diyemezdim. Onca işinin arasında ona bir iş daha çıkaramazdım. O yüzden Eriz bir haftanın sonunda gelip beni alana kadar beklemek zorundaydım.

"İşi çok sıkıntılı şimdi onu arayıp boş yere nazlanamam. Hem altı üstü 4 gün kaldı 4 gün sonra gelip alacak beni zaten. Bu arada bende sizinle biraz daha vakit geçiririm hem." teyzem gözlerimden gitmek istediğimi anlasada üstelemeyip beni başıyla onayladı ve ayağa kalkarak Eldem'i yatıracağını söyleyip gözden kayboldu. Onun salondan çıkmasıyla bende Elis'i kontrol etmek amaçlı bahçeye çıktım ve Elis'in Meriç'le birlikte arabalarla oynadığını görerek kocaman gülümsedim. En azından aramızdan biri mutluydu. En azından hastalığının iyileşme sürecinde olmasına rağmen Elis hala gülebiliyordu. Üstelik Elis'in burayı çok sevdiği de her halinden belliydi.

"Abla! Sende bizimle oynasana." Meriç onları izlediğimi fark edip elindeki en sevdiği arabasını kaldırıp bana bakarken kocaman gülümseyip onlara doğru ilerlemeye başladım fakat tam o sırada bahçeye giren kişiyle birlikte duraklayıp kapının önünde bekleyen Ayşin'e parlayan gözlerimle baktım. Ayşin göz bebeklerine yansıyan özlemle beni incelediğindeyse hızla koşup onun boynuna sarıldım. Ayşin'de kollarını bana sardığında uzun bir sarılma yaşadık. Sonunda sarılmamız bittiğindeyse Ayşin bana halimi hatrımı ayak üstü sorduktan sonra Meriç'in yanında oynayan Elis'i fark edip gözleriyle prensesimi işaret etti. "Bu kim?"

Tisya +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin