32

47.2K 2.3K 714
                                    

Israrla çalan zille birlikte göz kapaklarım hafifçe aralanırken elimi yanımdaki boşluğa doğru uzatıp hala Eriz'in sıcaklığını taşıyan yastığı kendime doğru çektim ve yastığa yüzümü gömerek Eriz'in kokusunun ciğerlerime dolmasını sağladım. Tüm bedenim aşığı olduğum kokuyla sarmalanırken ise bir kez daha çalan zile lanet okuyarak yatakta doğruldum ve ellerimin arasındaki yastığı yerine koyarak yataktan çıktım. Üstümdeki geceliğin açıklığı yüzünden üzerimi değişmeyi düşünsemde ısrarla çalmaya devam eden zille birlikte bundan vazgeçip üzerime sabahlığımı geçirip yatak odasından da çıkarak kapıya doğru aceleci tavırlarla ilerledim. Sonunda kapıya ulaştığımdaysa daha fazla zile basılmasın diye hızlıca kapıyı açıp karşımda dikilen sabırsız adama kaşlarımı çatarak baktım. Bu adam kimdi? Ve tam olarak neden alacaklı gibi zili çalıyordu?!

"Buyrun?" sesim oldukça sert ve hoşnutsuz çıkarken defalarca çalınan zil yüzünden Eldem'in uyuyup uyumadığını düşünmeye başlarken karşımdaki adamın beni baştan aşağı süzdüğünü fark ederek kapının arkasına bedenimi gizledim. Benim ufak kaçışımla beraber adam sırıttığındaysa sinirli gözlerimi adamın gözlerine çıkardım. Ben karşımdaki adama öfkeyle bakarken adam zaten dağınık olan saçlarını havalı bir şekilde eliyle dağıtıp bana ufak bir göz kırptı ve dudaklarını birbirine bastırarak gülümsemesini engelledi. Onun bu ukala ve hadsiz davranışı sinirlerimi bozarken dakikalar önce söylediğim şeyi olabildiğince normal bir şekilde tekrarladım. Bakışlarıma bu sefer merak tohumları döküldüğündeyse karşımdaki adam sonunda bana bir cevap vermesi gerektiğini anlayarak boğazını temizledi.

"Ben Eriz'i ziyarete gelmiştim. Kendisi kardeşim sayılır. Sanırım sizde onun şu dillere destan karısı Tisya'sınız?" karşımdaki adam hala alayla parlayan gözleriyle bana bakıp ukala ukala konuşurken sakin kalmaya çalıştım. "Evet ben Eriz'in karısıyım da siz kimsiniz tam olarak?"

"Kuzeni. Kuzeniyim ve izin verirsen içeriye girmek istiyorum yenge." karşımdaki adamın bana sunduğu akrabalık bağıyla birlikte tüm öfkem aniden yok olurken sakinleşen halimle birlikte kapının arkasına gizlenmekten vazgeçip kapıyı biraz daha açtım. Benim kapıyı açmamla Eriz'in kuzeni de içeriye girdi. Kapıyı onun içeriye girmesiyle kapattığımdaysa ona elimle salonu gösterdim ve nazikçe geçmesini söyledim. Eriz'in kuzeni lafımı ililetmeden salona geçtiğindeyse onun peşinden gidip koltuğa yayılan adamın yanına doğru ilerledim.

"Şey ben Eriz'i çağırayım. Banyodaydı bir haberi olsun geldiğinizden." ne yapacağımı bilemediğim için adamın karşısında durup öylece onayını beklerken adamın başını iki yana sallamasıyla tekrardan kaşlarımı çattım.

"Gerek yok zaten birazdan seni göremeyince gelir buraya. Karısına ne kadar düşkün olduğunu tahmin edebiliyorum. Sen otursana biraz Tisya niye bu kadar gerildin? Korkma yemem seni." Eriz'in kuzeni alayla bana bakarken iyice bozulan sinirlerime rağmen sakin kalmayı başarıp kafamla onu onaylayarak karşısındaki koltuğa oturdum. Oturmamla birlikte ortamı bir sessizlik kapladığında Eriz'in kuzeni boğazını temizleyerek dikkatimi üzerine çekti ve bundan emin olduktan sonra gülümsedi. Gülümsemesi bu sefer gerçekten insancıl bir halde olduğunda bende hafifçe ona gülümsedim ve o sırada karşımdaki adamın gözlerindeki parıltıyı fark ederek yutkundum. Belki de sandığım kadar insancıl bir gülümseme değildi az önceki gülümsemesi zira bakışlarından bir planı olduğunu anladığıma yemin edebilirdim.

"Adımı sormadın. Yani ben senin adını biliyorum ama sen benimkini bilmiyorsun. Kocanın kuzeni hakkında hiçbir şey mi merak etmiyorsun Tisya?" Eriz'in kuzeni beni dikkatle incelerken gerilmemeye çalışıp olabildiğince normal bir şekilde gülümsedim.

"Kusura bakmayın uykudan yeni uyandım ve henüz ayılabilmiş değilim. Adınız neydi?" sesimi olabildiğince mesafeli tutarken adam tekrar beni baştan aşağıya süzdü. Gözleriyle beni öyle bir inceliyordu ki üzerimdeki sabahlığı sıkı sıkıya kendime örtmemek için kendimi zor tutuyordum.

Tisya +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin