1.9

1K 94 5
                                        

Uygulamada bir sorun var, bölümü bir türlü yayınlayamadım. Bu sebepten geç geldi. İyi okumalar. 🤞

30 Kasım Çarşamba
15:14

°°°°°°°°°°°°°°°



Çanta askısını parmakları arasında daha çok ezerken listede adının yanına göremediği bir şeyler karalayıp kendisini takip etmesini söyleyen gardiyanın peşinden ilerlemeyi sürdürdü.

Attığı her adımda dikkatle bakışlarını etrafta gezdiriyor, gördüğü her noktayı inceliyordu. Rutubet kokusunun esir aldığı ortamda gri-soluk lacivert duvarlar boyasını ara ara dökmüş, ışıklandırmalar zayıflamış, fayansların çatlayan boşlukları alçı ile gelişi güzel doldurulmuştu.

"Önüne bak velet, hızlı ilerle." Dalıp gittiği duvarlardan irkilerek bakışlarını çekip başını salladığında hızlı adımlar atmaya başladı. Orta yaşlı kadın önüne geldikleri demir kapıyı açıp onun geçmesini beklediğinde hemen ardından girmiş, kapıyı kapatarak tekrar kilitlemişti. Bu şekilde koridor sonunda bulunan demir kapıları aştıklarında artık kulakları suçsuz olduğunu bağıran insanların sesleri ile çınlıyordu.

"Dört numaralı hücrede, on dakikan var." Gardiyan tok bir tonda konuşup parmaklıkların ardında duran masasına yerleştiğinde Chanyeol korkusunu gizleyerek başını sallamış, hücrelerin içine bakmamaya özen göstererek dört numaraya ilerlemişti.

"Chanyeol? Tanrı aşkına Chanyeol! Gerçekten sensin!" Chanyeol duyduğu heyecan yüklü ses ile gevşediğini hissederken parmaklıklara yaklaştı genişçe gülerek. Baekhyun'a bir özür, bir de teşekkür borcu vardı.

"Anlatmam gerken şeyler var, geleceğini hiç düşünmezdim. Tanrım.. Nasıl girebildin hem?" Jay, merakını dindirmesi için sorularını sıralarken Chanyeol parmaklıklar arasından elini sokarak kolunu okşadı. On dakikaya sığmayacak şeyleri vardı şimdi..

Arıyor...
Byun Baekhyun



2 Yeni Mesaj...

Byun Baekhyun:
?

Yaptığım iyilik karşılığında
aramama cevap
vermiyor musun yani?

Park Chanyeol:
Özür dilerim efendim.
Öyle değil.
Yani..
Şeyden açmadım ben
Açamadım
Açmadım
Sizinle telefonda
konuşurken heyecandan
kekelerim diye kor/-
Özür dilerim efendim. 🙏🏻

Byun Baekhyun:
Garipsin çocuk..
Her neyse.
Nasıl geçti?
Gelecektim aslında ama
burada hayli yoğunum.

Park Chanyeol:
Çok teşekkür ederim
efendim.
Onu görmek beni
çok mutlu etti.

Byun Baekhyun:
Pekâlâ.
Bu güzel.
Onunla ne konuştunuz?

Park Chanyeol:
Hm..
Önce ona nasıl
olduğunu sordum.
Hücrede uyumak zordur
dedim ama o aksini söyledi.
Sert zeminde uyumayı
sevdiği için buranın ince
yatakları onun için idealmiş.
Yemek yemeyi pek sevmediği
için burada ne yediğini çok umursamıyormuş.
Sadece ortamın rutubetli
kokusu ve kirli havası onu
rahatsız ediyor,
her gün banyo yapma alışkanlığı tetikliyormuş.
Ama sanırım bu orada
mümkün değil.
Ve şey..
Onun için bir battaniye
götürmem mümkün mü efendim?
Orası geceleri gerçekten
soğuk oluyormuş ve
battaniyesi de hem ince,
hem de kötü kokuyormuş.
Onun dışında..
Sağ tarafında bulunan hücredeki
bey ona arkadaşlık ediyormuş.
Adını hatırlamıyorum ama
o gerçekten yakışıklı
ve havalı efendim.
Tıpkı olmak isteyeceğim
tipte biri.

Belki onun gibi yakışıklı ve onun kadar uzun olsaydım beni sever, konuşmak isterdi/-

Onun gibi olmamak üzücü.
Ben sadece büyük kulaklara
ve iri gözlere sahip biriyim.
Okuldakiler yodaya
benzediğimi söylüyor.
O çok çirkin efendim..
Ona benziyor olmak üzücü.
Ama şey, konumuz bu değil?
Üzgünüm..

Byun Baekhyun:
Yakışıklı ve hoş bir yüze sahip
olduğunun cidden fark|-

"Jongdae!" Silmek üzere olduğum mesaj yarısında gönderildiğinde yaptığından keyif alan bedenin bacağına tekme attım.

"O çocuk senden güzel bir şeyler duymayı hak ediyor. Jongin bana özet geçti olan biteni."

"Siz işsiz gibi beni mi konuşuyorsunuz?" Bilmem, dercesine omuzlarını kaldırıp güldüğünde göz devirip el yordamıyla bedenini kendimden uzaklaştırdım.

Park Chanyeol:
fark-?
Oh..
Teşekkür ederim efendim.
Sanırım..

Byun Baekhyun:
Başka ne konuştunuz?

Park Chanyeol:
Teyzesi hakkında
konuştuk efendim.
Ne zaman koğuşa
alınacağını da sordum,
mahkeme karşısına
çıkacakmış önce.
Onun dışında okuldan
birilerini sordu.
Ne yapıyor, nasıl gibisinden..

Byun Baekhyun:
Bu kadar mı?
Bana söylemek istediğin
bir şey var mı çocuk?
Belki eklemek istediğin
bir nokta?
Önemli olduğunu düşündüğün.

Park Chanyeol:
Bilemiyorum..
Ne gibi bir şey efendim?
Aklıma önemli olabilecek
bir şey gelmiyor.
Ama siz sorarsanız cevaplarım.

Byun Baekhyun:
Altı boş bir soruydu çocuk.
Kasma kendini.
İşe dönmeliyim.

Byun Baekhyun kişisi çevrimdışı..


"Tam olarak öğrenmek istediğin neydi?" Telefonu masaya bırakıp sırtımı esnettiğimde kulaklarıma ulaşan kütleme sesleri ile rahatlık çökmüştü.

"Kyungsoo hakkında herhangi bir şey, onu yakalamama yardım edecek türden."

"Jongin ses kayıt cihazı yerleştireceğini söylemişti. Jay ona bir şey söylediyse bile zaten dinlediğinde öğreneceksin." Jongdae masama oturup dosyaların birini aldığında askıların rahatsız ettiği omzumda gezdirdim parmak uçlarımı.

"Öğrenemeyeceğim. Çünkü öyle bir şey yapmadım. Chanyeol.." Kaşlarımı çatıp gözlerimi boşluğa diktiğimde kayda değer bir sebep düşündüm. Neden yapmadığımı ben dahi bilmiyordum. "O garip bir çocuk. Saf ve kararlı. Sır saklayabiliyor, ama sırrı olduğunu saklayamıyor. Çok kısa bir zaman dilimi oldu belki ama ben de insan zarrafı sayılırım. Onu bu süreçte az çok tanıyabildim. Kyungsoo hakkında kayda değer bir şey bildiği yok."

"Pekâlâ dostum. Haklı olduğunu umuyorum. Şimdi iyi polisciği oynamam gereken bir sorgu bekliyor beni." Etrafına bakıp kulağıma eğilmişti. "Hatun yıkılıyor."

"Yavşak herif." Gülerek omzuna vurduğumda buna aldırış etmediğini belli ederek tüm dişlerini gözler önüne seren bir gülüşle masamdan kalkmış, benden uzaklaşmıştı...

Berceste [BaekYeol]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin