jimin sabah alarm sesi duymadan uyanmaya bayılıyordu. gözlerini yavaşça açtıktan sonra esnemek ve ardından hiçbir şey düşünmeden aptalca tavana bakmak en zevk aldığı şeydi.
bunun keyfini çıkardı.
ardından kafasını yan tarafa çevirdi. jungkook'un yerini boşluk almıştı. kendini yataktan kalkmaya zorladıktan sonra deney odasına ilerledi. jungkook orda olmayı seviyordu. araştıracak çok şey vardı çünkü.
kapı açıktı güneş ışığı tam jungkook'un yüzüne vuruyordu. geçen günkü öpücükten sonra jimin, jungkook'un çekiciliğini düşünmeden edemiyordu. zaten kendi zevklerine göre olmuştu, evet. ama günler geçtikçe daha da yakışıklı bir hâl alıyordu sanki.
birkaç kitap dizmiş ve kafasını ona yaslamış uzanıyordu. ve elinde de bir kitap, içine dalmış görünüyordu. üstünde sadece eşofmanı vardı, tişört giymemişti. jimin yutkundu. derin bir nefes aldıktan sonra içeri girdi.
jungkook kitaptan başını kaldırmadı. jimin yanına uzandı. göğsüne uzanmaya cesaret edemedi. edgar allan poe okuyordu. jimin'in sevdiği bir yazardı.
"yüreğimi nasıl tutabilirim?" jungkook kitap hâlâ elindeyken konuştu. jimin gözlerini jungkook'a çevirdi. "neden yüreğini tutmak istiyorsun?" kıkırdarken sordu.
"sevilmek istiyorum çünkü." gözlerini jimin'e çevirdi.
"sevilmek mi? öyleyse bırakma yüreğini
şimdiki yolundan yolundan ayrılmaya.
...
aşkın güzelliğin, sonsuz bir
övgü konusu olacak yeryüzünde,
ve aşk, basit bir görev."şiiri ezberlemiş olması ve jimin'in gözlerine bakarak okuması nefessiz bıraktı jimin'i. son zamanlarda jungkook'a karşı verebildiği tek tepki kalbinin hızlanmasıydı.
"aşk, basit mi görev sence?" jungkook gözlerini çekmemişti hâlâ.
jimin yattığı yerden kalktı ve jungkook'un saçını okşadı. yumuşak bir gülümsemeyle konuştu:
"poe'yu severim, ama aşk basitten çok uzak, karmaşık bir reaksiyon."
"siz bilimciler!" jungkook kaşlarını çattı. jimin kahkaha attı söylediği şeye.
"sanatçılara da söyle! kendilerine acı çektirmeye bayılıyorlar!"
"hayır! ben bir sanatçıyım ve basit bir şekilde seviyorum seni. bak! kolay."
ardından jimin'in dudağına bir öpücük kondurdu ve geri yattı. bir anlık gelen cesaretle jimin de onun dudaklarına bir öpücük kondurdu. geri çekildiğinde bu sefer jungkook'un göğsüne uzandı.
jungkook kitabı kaldırıp jimin'e baktığında gülümsüyordu.
aklımda iki kurgu oluştu. ve biri mutsuz bir son. o yüzden ben de değerli okuyucularıma sormak istiyorum.
# bir düşün içinde bir düş
# eldorado
bu iki poe şiirinden
birini seçin
ve
sonu siz belirleyin
💖
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1 by 1 :: jikook
Fanfictionjimin; jungkook'a konuşmayı, yemek yemeyi, mutlu olmayı ve aşık olmayı öğretir. # modern frankenstein au!