jimin dün gerçekleşen ağır konuşmadan sonra kalbi su dolu küvetin içinde bir tuğlayla sabitlenmiş gibi hissediyordu.
çocuk söylediklerinde haklıydı. ona asla bir isim vermemişti. onu asla bir birey olarak da görmemişti.
çocuk gerçek gibi gelmiyordu. belki de bu yüzdendi onu öyle görmemesi. başka biri tarafından görülünceye kadar çocuk da öyle hissediyordu demek ki.
masasını toplarken çocuk elinde bir kitapla geldi. bir sayfa açıktı. jimin'in gözünün önüne tuttu kitabı.
jimin bu ani davranış karşısında tökezlese de çocuğun açtığı sayfayı okumaya başladı.
'jungkook'un parmakları tişörtün içindeki kolyeyi bulduğunda konuştu: "senden hoşlanmıyorum çünkü ejderhaları sevdiğini söylüyorsun ama onların kanını da bir madalya gibi boynunda taşıyorsun."'
ejderhalar hakkında bir kitaptı. neyi anlatmak istediğini anlamamıştı. ve bu kitabı ne zaman aldığını bile hatırlamıyordu jimin.
"jungkook." dedi çocuk. yüzünde uzun süreden sornra ilk defa heyecanlı bir gülümseme görüyordu jimin. bunun için tanrı'ya şükredebilirdi.
"jungkook? isminin bu mu olmasını istiyorsun?" jimin aynı heyecanla karşılık verdi.
"hayır." çocuk kafasını salladı. "ismim her zaman buydu zaten."
çocuk ilk defa düzgün cümle kurdu diye düşünürken kelimelerin anlamı yavaşça yüklendi jimin'e
ismim her zaman buydu zaten.
breezeblocks çok dinliyorum bu sıralar ilk paragraftaki benzetmemi mazur görün lütfen :p veee bölüm isteyen sevdiceklerimi kırmamak için hızlı bir bölüm oldu,, sizi seviyom bu bölüm size 🥺💖💗💓🥺💗🥺💗
tame a prince'e de selam çakalım burdan<3333 ficception gibi bir şey oldudhjdjxjd
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1 by 1 :: jikook
Fanfictionjimin; jungkook'a konuşmayı, yemek yemeyi, mutlu olmayı ve aşık olmayı öğretir. # modern frankenstein au!