"merhaba!" jimin yumuşak bir ses tonuyla konuştu. karşısındaki şeyin ona nasıl bir tepki vereceğini ölçmek istiyordu.
çocuk anlamsızca bakmaya devam etti.
"beni anlayabiliyor musun?"
bu sefer göz kırptı.
"beni anlıyorsun?" jimin tekrar sordu. gözünü kırpması tesadüf müydü yoksa anladığını mı belli ediyordu?
yine göz kırptı.
"tamam. beni anlıyorsun. güzel." derin bir nefes aldı. "konuşabiliyor musun?"
çocuk tekrardan anlamsızca baktı. jimin'i anlıyordu ama cevaplayamıyordu. beyninin wernick bölgesinde bir sıkıntı olabilirdi. incelemesi gerekiyordu.
"şimdi sana bu serumları vereceğim. hem dikişlerine iyi gelecek hem de vücudunun gerekli protein ihtiyacını karşılayacak." jimin kenardaki dolaba yöneldi. gerekli malzemeleri aldıktan sonra yatağa döndü ve çocuğun yerinden kalkmış olduğunu gördü.
"hey,hey! bu kadar kısa sürede hareket edemezsin. dikişlerin açılabilir. çok fazla var onlardan." çocuğa canlandıktan -evet bunu söylemek cidden garip geliyordu- sonra ilk defa dokundu. ardından geri yatmasını sağladıktan sonra serumlarını yaptı.
birkaç gün uyumasını sağlardı bu doz. bu süreçte jimin de onu inceleyebilirdi.
serum etkisini gösterirken ve çocuğun gözleri yavaşça kapanırken jimin, cidden tam zevkine göre bir erkek yaptığını düşünüyordu.
aaaaakndnsndns biliyorum hiçbir interaction falan yok büyük ihtimal sıkılıyorsunuz ama cidden ywzarken eğleniyorudmdkjfjdj
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1 by 1 :: jikook
Fanficjimin; jungkook'a konuşmayı, yemek yemeyi, mutlu olmayı ve aşık olmayı öğretir. # modern frankenstein au!