zil çaldığında jimin ve çocuk yemek yiyor bir yandan da gülümseme yarışı yapıyorlardı. zil sesi jimin'i birden endişelendirdi. çünkü beklediği biri yoktu.
çocuğa mutfakta kalmasını söylerek kapıya yöneldi.
kapıyı çok az açtıktan sonra apartmandan olduğunu düşündüğü bir kadınla karşılaşınca kapıyı biraz daha araladı.
"merhaba?" daha çok soru sorar gibi konuştu jimin. mutfaktan hareket seslerinin geldiğini duyunca gerildi.
"biri mi var?" diye sordu kadın. jimin reddetmek için kelimeleri aklında toparlarken mutfak kapısından çıktı çocuk ve jimin'in arkasında dikildi.
sorusunun cevabını alan kadın tekrar konuştu: "aa! arkadaşın mı? jimin! sonunda! ders başında kendini çürüteceksin diye korkuyorduk!"
kadının gereksiz samimiyeti ve merakı jimin'i sinirlendirdi. ama bir pot kırmamak için sakinliğini korudu. ardından sahte bir şekilde gülümsedi.
"evet, arkadaşım." çocuğa baktıktan sonra söyledi. çocuk bir tepki vermedi.
kadın bir şey söyleyecekken jimin lafını kesti. "çok önemli bir şeyin ortasındaydık. özür dilerim." kapıyı kapattı.
az önceki kelimeleri söyledikten sonra neden kendini kötü hissetmişti ki?
yanında dikilen çocuğa baktı. hiçbir şey söylemeden jimin'i izliyordu.
gözlerinde çok farklı bir duygu okudu.
moralim bozuk fici de bozuyorum hıh :c
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1 by 1 :: jikook
Fanficjimin; jungkook'a konuşmayı, yemek yemeyi, mutlu olmayı ve aşık olmayı öğretir. # modern frankenstein au!