"Ulan başlayacağım şimdi inadına ha! Ben seni burada korumaya çalışıyorum, sen bana naz yapıyorsun! Söylemezsen söyleme! Nasıl olsa senin başın belaya girecek."
"Ben senden beni korumanı istemedim tamam mı?! Ben senden hiçbir şey istemedim!"
"O zaman neden gecenin bir vakti kapımı kırarcasına çalıyordun?"
"Çünkü yaralıydım! Yardıma ihtiyacım vardı! Beni buraya attıklarında da senin evinden başka bir ev yoktu yakınlarda!"
"İyi tamam. O zaman geldiğin gibi git şimdi. Daha fazla huzurumu kaçırmana izin vermeyeceğim."
"Ben senin huzurunu mu kaçırıyorum?"
<•••>
Uzun zamandır yazmak istediğim fakat profilimde bulunamayacağını düşündüğüm için yazamadığım bir hikaye. İlk başlarda pek okunmayacak belki ama ben inanıyorum büyüyeceğimize.
Farklı iki karakter.
En sevdiklerim.
İki atarlı giderli insanlar.
Biri sevilmeyen, diğeri de sevmeyen.
Karaca Koçovalı; yanlış yerde yanlış kişilerle tanışan ve zorla kötülüğün pençesine düşen genç kız.
Azer Kurtuluş; omuzlarındaki ağır yükten dolayı çocukluğunu yaşayamamış ve ailesi dışında kimseyi düşünmeyen genç çocuk.
Yıllar evvel yaşanan olaylar nedeniyle büyük savaş başlatılmıştır.
İki güçlü aile.
Biri İstanbul'u, diğeri ise Adana'yı kontrol altına alan iki tehlikeli aile.
Koçovalılar ve Kurtuluşlar.
Büyük savaş çıkacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVMEK SADECE
RandomSevmek sadece bizim gibilere mi günah Söyleyemediğim ufak tefek bir itiraf Böyle masum bir aşkı itiraz edemiyorsan Sende de var en az benim kadar yalan dolan.