#9

411 26 0
                                    

Karaca, boğazını sıkıca tutan adamın gözlerinin içine bakmıştı. Gözlerindeki öfkeyi görmek gayet mümkündü. Cavit tamamen kontrolünü kaybetmişti. Oysaki bilinmiyordu böyle davranışların sebebi. Karaca, oksijen bittikçe gücünün de bittiğini hissediyordu. Ayağını kaldırıp Cavit'e bir tekme atabilirdi fakat dizleri güçsüzleşmiş gibiydiler. Ölüyor muydu?

Irmak, yediği tokattan sonra daha kendisine gelememişti bile ama kızı bu durumdayken kenarda duramazdı. Tekrar Cavit'i çekmeye çalışıyor, sakinleşmesi için ısrar ediyordu ama yapamıyordu. Adam ondan daha güçlüydü. Kendisi adamın ayağına sertçe vurduğunda Cavit bırakmıştı Karaca'yı. Karaca, yere düşüp öksürerek kıpkırmızı olan boğazını tutuyordu.

Fahriye: (ağlayarak) abla! Abla iyi misin?

Karaca: iyiyim... iyiyim ablacığım.

Sesi kısık bir şekilde çıkıyor, nefes aldıkça da boğazı yanıyordu. Bir hayli öksürdükten sonra gözü yaşlı adama baktı. Neydi bu böyle? Neydi bu dert geldi onların başına düştü?

Irmak: n'oluyo be sana?!! Ne yapmaya çalışıyorsun sen?!!

Cavit: ne mi yapmaya çalışıyorum?! Kızın gidip onunla bununla gezip tozuyor, senin haberin yok!!! Nasıl anasın lan sen?!! Senin analığını s****!

Irmak: benim kızım kimseyle gezmiyor!!! Sensin o kafana boş boş şeyleri getirtip sonra coşan!!!

Cavit: ben mi coşuyorum? Ben mi suçlu oldum şimdi?!

Karaca: anne gel

Irmak: evet, sensin! Çocuklarımı da beni de rahat bırakmayan sensin!

Karaca: anne gel gidelim!

Cavit: ulan senin o çocukların benim neyim oluyor lan?! BEN KİMİM LAN BU EVDE?!!!

Irmak: HİÇ KİMSE!!! SEN BU EVDE HİÇBİR ŞEYSİN!!!

Karaca: ANNE GEL DEDİM SANA! Siz yukarı çıkın!

Fahriye ile Emre, ablalarının demesiyle koşarak yukarıya çıkmışlardı. Karaca, annesini çekiştirerek götürmek istiyordu yoksa bu adam ikisini de öldürecekti.

Cavit: demek hiç kimseyim öyle mi? Kimse?

Karaca: anne bak kötü bir şey olacak! Yürü yukarı!

Irmak: rahat bırak çocuklarımı! Dokunma onlara!

Karaca, sonunda annesini salondan çıkartmış ve kapıyı kapatmıştı. Anahtarla salonun kapısını kapatıp annesiyle beraber yukarıya çıkmıştı. Bağırarak kapıyı açmaya çalışan Cavit, en son duyduğu kelimelerden adeta deliye dönmüştü.

Seslere evin önüne toplanan ahali, dış kapıyı çalıyorlardı. Komşulardan biri Irmak'ı çağırarak iyi olup olmadığını öğrenmek istiyordu. Ama ne Irmak ne de Karaca onlara cevap vermiyorlardı. Cavit'in küfür ederek onları kovması da çok şüpheliydi.

X: Irmak teyze! Karaca! Orada mısınız?! Açar mısınız kapıyı?!

X2: acaba polis mi çağırsak?

X: çağır sen. Karaca! Kızım eğer içerdeysen aç kapıyı! Cavit!

Cavit: ÇEKİN GİDİN LAN!!! BU AİLE MESELESİ!!! SİZİ HİÇBİR ******* İLGİLENDİRMEZ!!! SENDE AÇ ŞU KAPIYI YOKSA BAK VALLA KIRACAĞIM HAA!!! O ZAMAN SENİ DOĞDUĞUNA DEĞİL, NEFES ALDIĞINA PİŞMAN EDECEĞİM IRMAK!!!

Irmak: susmuyor, susmuyor! Rezil olduk!

Karaca: zaten çoktandır rezil olmuşuz biz. Boşver sen onları. Galiba polis çağırıyorlar. Kurtulacağız anneciğim.

SEVMEK SADECE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin