Aşkın Buruk Tebessümü

NİYET

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Seviliyorsunuuz🌼

Sınır
Oy:40
Yorum:15

1 ay sonra

"Lan uyu bak, küçük müçük dinlemem uçururum beşikle beraber"

Genç kadın duyduğu sesle gözlerini kara zorla araladı. Sanki her bir göz kapağı 40 kiloydu. Bulanık gören Lavin, elleriyle gözünü ovuşturdu ve gördükleriyle yataktan sıçraması bir oldu. Mirza beşiği son hız söylenerek sallıyordu ve beşikte bir o yana bir bu yana giden oğlu, kıyametleri koparırcasına ağlıyordu. Hemen beşiği giden Lavin durdurarak oğlunu kucağına alıp sakinleştirmeye çalıştı. Mirzaya şok olmuş şekilde bakan Lavin, içinden geçenleri söylemeden edemeyecekti.

"Sen çıldırdın mı Mirza? O beşik o kadar hızlı sallanır mı? Daha 1 aylık bu bebek farkında mısın? Ya kafası köşeye falan çarpsa?"

Uykulu gözlerini ovuşturan Mirza karısına istemeden de olsa hak verdi. Fakat oğlu gecenin bir yarısı boğazını yırtarcasına ağlayıp, uykusunu kaçırınca ister istemez susturmak için her yolu denemek istemişti.

"Ona birşey olmaz sen korkma. Hayır gecenin köründe niye ağlar bir insanevladı ya? Karnın tok, altın temiz, ne güzel beşiğinde sabaha kadar sallanıyor. Sus işte! ne kendini yırtıyorsun oğlum? Bizi de sinir hastası ediyorsun."

Kaşlarını çatarak mirzayı dinleyen Lavin hayretler içerisindeydi. Tam bir aydır oğlu doğmuştu ve doğduğu günden beri Lavin uykusunu aldığı tek bir gün bile hatırlamıyordu. O kadar yaramaz bir çocuk değildi ama geceleri sürekli ağladığı için Lavin de Mirza da uyuyamıyordu. Bazen gazı olduğunu düşünüp doktorun yazdığı damlayı veriyorlardı ama hayır, oğlu gerçekten geceyle gündüzü karıştırıyordu. Gündüzleri ful uyuyup, geceleri baykuş gibi uyanıktı.

"Oldu olacak birde döv çocuğu! İki dakika gözlerimi kapattım resmen beyin kanaması geçirmesine ramak kalmış oğlumun. Git yat Mirza, ben sakinleştirebilirim!"

Oğlunun ağlaması bir türlü susmuyordu ve üstüne birde karısından trip yiyen Mirza derin bir nefes vererek lavine yaklaştı. Yanağına öpücüğünü kondurup yüzünü avuçladı. Karısı bir yandan haklıydı ama Mirzanın da haklı olduğu yerler vardı.

"Çok yoruluyorsun biliyorum, o yüzden kaldırmak istemedim seni zaten ama susmuyordu ne yapayım? Yarın erken saatte toplantım var ve uykusuz kalırsam gün içinde aşırı huysuz biri oluyorum. En iyi sen biliyorsun. Şimdi izninle uyuyorum."

Kocasına hak veriyordu Lavin. Mirza gerçekten 1 aydır eli kolu gibi birşeydi. Annesi, Dila yengesi de lavinden hemen 2 gün sonra doğum yaptığı için ister istemez çok fazla gelemiyordu ama delal hanım lavine annesini aratmıyordu. Torununa çok ilgi gösteriyor ve evdeki herkes gibi kucağından indirmiyordu. Mirza da Lavinle beraber geceleri çok uykusuz kalmıştı. Şimdi mirzalık birşey yoktu. Oğlunu emzirip, beşiğine koyacaktı ve Mirza uyuyabilirdi. Avuçları arasında olan yüzünü eline bastırıp usulca gülümsedi ve kafası salladı Lavin.

"Tamam, iyi geceler."

Karısını tekrar öpüp, hâlâ ağlayan oğlunun boynuna ve yanaklarına öpücükler kondurarak geri yatağına döndü. Lavin Ali'yi emzirdigi için Ali artık ağlamıyordu. O sebeple Mirza kısa sürede tekrar uykuya daldı. Kucağında göğsünü emen oğlunun saçlarını okşadı Lavin. Tam 1 aydır mucizeleri hayatlarındaydı. Konağa herşeyiyle huzur getirmişti Mirza Ali. Lavin hiç olmadığı kadar bütün hissediyordu kendini. Bazen annelik çok zorluyordu ama gün sonunda oğlunun yüzünde gördüğü en ufak bir gülüş bile tüm yorgunluğu da zorluğu da alıp götürüyordu. Annelik için şunu söylemek mümkündü lavine göre; bu dünyada kadınlara verilmiş en kutsal ve değerli mevki.