KATRAN KARASI

7.1K 190 14
                                    

"Son halıyı silkeleyip geliyorum Ayşe Sultan."
Elimdeki halıyı terastaki divana bırakıp diğerini aldım. onu da silkeledikten sonra bitmişti sonunda. Uyanır uyanmaz kahvaltıdan sonra direk temizliğe başlamıştık. Bugün günlerden perşembeydi ve haftasonu Zilan'ın düğünü vardı. Hemen yan konakta oturdukları için , haliyle bize de misafir gelecekti ve bunun için de ummalı bir temizliğe girişmiştik.

Yağmur hanım Delal teyzemlere ( Zilan'ın annesi) sözde yardım etmek için gitmişti. Ama adım kadar emindim ki sırf işleri bize yıkıp , kızlarla dedikodu yapmak için gitmişti. Herzamanki yağmur işte ne diyebilirdik ki...

Yorgunluktan resmen yıkılmıştım. Evi dip köşe temizlemiştik, ve şu anda saat akşam 7, ye geliyordu. Hızla odama girdim ve soğuk suyla güzelce bir duş aldım. Odaya geçip üzerimi giydikten sonra tekrar banyoya geçip saçlarımı kuruttum ve tepeden bir topuz yaptım. Hava sıcaktı ve saçlarımla ugrasamazdım.

İşlerimi halledip aşağı merdivenlerden inerken konağın kapısı açıldı ve içeri abimler girdi. Dila yengem elindeki ekmek sepetini avludaki masaya bıraktıktan sonra, Serhad agabeyime bakıp gülümsedi. Abimde aynı şekilde karşılık verirken , onları bu şekilde görmenin sevinciyle onlara katılıp bende gülümsedim.

"Ağabey cilveleriniz bittiyse sofraya geçelim. Hani önümde dikildin ya önüme, sofraya gecemiyorum ve kurt gibi açım o bakımdan"
Yavuzun cümlesiyle herkes sesli gülerken, Serhad ağabeyim hoşnutsuz bir homurtu çıkardı. Herkes sofraya geçerken bende yavuzun yanına oturdum. Serhad ağabeyim " lavin'im yağmur nerede?" Diye sorunca
" Nerde olacak abi bugün evi temizledik hep beraber hanımefendi temizlik başlamadan kendini zilanlara attı" dedim çatık kaşlarla.

"Kimin kardeşi ya aynı ben" diyen Yavuz'a ters bir bakış attım. O da karşılık olarak güldü ve hepimiz yemeğe devam ettik.

" Sen karışma keçamın.  Bugün evi temizlediniz zaten yoruldun, bırak halleder onlar. Hem bu yağmur hanım evine teşrif etmiyor herhal." Kapının önünde duran anneme baktım. Haklıydı zaten bugün çok yorulmuştuk ve Dila yengem ne kadar desende yardum etmişti . Şimdi birde bulaşıkları halledip odama geçerim diyordu. Anneme hak veren bir edayla" doğru dersin daye de dinletemiyoruz senin bu gelinine ağabeyime sesleneceğim o kaldı vallahi" dedim.
Annem " hadi Dila odana çık dinlen keçamın" dedi. Dila yengem de bana ve mutfaktakilere gulumsedikten sonra odasına gitti.
Annem'in " Lavin kızım işin bitince yağmuru ara gelsin Serhad şimdi kızar laf yemeden gelsin eve hemen" demesiyle elimdeki son bulaşığı da makineye koydum kafamı onaylar şekilde salladım. Telefonumu elime alıp yağmurun adına tıkladım.
Birkaç kez çaldıktan sonra
" Efendim abla?" Dedi . Sesi gülerek geliyordu.
" Yağmur hanım bakıyorum keyfiniz yerinde ama üzülerek belirtmek isterim ki ; iki dakika içinde evde olmazsan Serhad ağabeyim son gördüğün kişi olacak!" Sesimi sonlara doğru biraz yükseltmiştim.
"Tamam tamam hemen geliyorum " diyen yağmura
"Çabuk " diye cevap verip telefonu kapattım.

Gerçekten bu kız bazı şeyleri abartıyordu. Tamam gitmesine kimsenin birşey dediği yoktu ama saat gece 11 e geliyordu ve bu saatte teyzemler bile olsa eve gelmesi hoş değildi.

Burda işim bitmişti. Uyumadan bir babama bakıp odama geçecektim. Botan ağabeyimle konuşmak istiyordum ama gerçekten halim yoktu. Merdivenleri çıktıktan sonra , terasa baktım fakat ne annem ne de babam ortalıkta yoktu. Yemekten sonra mutlaka buraya gelip sohbet ederlerdi. Kaslarım istemsizce catilirken adımlarımı çalışma odasına yönlendirdim. Kulağıma gelen uğultularla burada olduğunu anladım. Ama bir kişi daha vardı yanında . Biraz daha yaklaşınca Botan ağabeyim olduğunu anladım. Gülme sesleri geliyordu . Birden odaya girersem konuyu kapatabilirler diyerek dinlemeye başladım.
"Bav eğer sizin de rızanız olursa bir an önce istemeye gidelim" diyen Botan ağabeyimle donup kaldım.
Sevdiği kızdan bahsediyordu belli ki fakat bu kadar çabuk mu isteyecekti?
"Oğul nedir bu heyecan isteriz elbet isteriz. Birde Demirhanlardan  isteyecegiz kızı , merakın, telasin olmasın hayırlısıyla hallederiz . Fikret ağa bizi tanır bilir. Ağalar içinde de söz sahibi bir ağadır. Bizi kapısından geri çevirmez."
Babamın kurduğu cümleyle istemsizce kaşlarım çatıldı . Demirhanlar mı?
Hiç duymamıştım bu ismi fakat babamın dediğine göre aşiretten söz sahibi bir Ağa'nın aşiretiydi.
Artık odaya girmem gerektiğini hatırlayarak , kapıyı açtım ve içeri girdim. Babam ve abim beni görünce gulumsediler ve babam " gel keçamın gel hayırlı haberi ilk sen duy" dedi.
Hicbirsey duymamış gibi yapacaktım. Meraklı görünmeye çalışarak,
" Ne hayırlı işi babam? " Dedim .
" Botan bey sevdalanmış kızım aşiretten bir Ağa'nın kızına en yakın zamanda isteriz Allah'ın izniyle" dedi babam keyifli bir sesle.
Botan ağabeyimle göz göze geldik ve ikimizde gulumsedik.
" Hayırlısı olsun bav(baba). Zilan'ın düğünü geçsin hele bir o zaman gitsek daha iyi olur . Yine de karar , emir senindir." Dedikten sonra kalkıp babamın yanına yürüdüm ve yanağına kocaman bir öpücük kondurdum. Aynı şeyi Botan ağabeyime de yaptıktan sonra tam çıkacaktım ki aklıma gelen soruyla kendimi onlara çevirerek
"Ağabey dayemin haberi var mı?" Dedim. Soruma karşılık
"Var lavin'im var. İlk onun haberi vardı zaten. Babama konuyu açmış. Babamda bana açtı işte", demesiyle kafamı 'anladım' dercesine salladım. Ve odadan çıkıp kendi odama geçtim. Banyoya girip elimi yüzümü yıkayıp, saçlarımı da taradıktan sonda uxerimi değiştirdim ve yatağıma girdim. Bugünün yorgunluğuyla kendimi uykuya bıraktım.

Aşkın Buruk TebessümüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin