Giriş.

105 2 0
                                    

En gergin olduğum günlerden birisindeyim sanırım. Deniz manzaralı pencerenin önünde sağımda Ece, solumda ise çatık kaşlarıyla denizi sinirli sinirli izleyen annem. Olduğum yerde dönüp sırtımı denize verdim ve kalçamı peteğe yasladım. Başımı sola çevirip gizlice Eceyi dürtükledim. Bakışlarını bana çevirdiğinde annemin duymamasına özen göstererek kulağına doğru konuştum.

"Ece gel bakalım şu müdüre vallahi annem beni doğrayacak." Ece yavaşça anneme bakıp durumu anlayınca başını anlayış içinde salladı ve harekete geçti. Kalçamı yasladığım petekten alıp Ece'nin koluna girip merdivenlere doğru yürümeye başladık. 4 kat aşağı inip kantin ve çevresine baktıktan sonra bahçeye çıkıp baktık. Yaklaşık bunu bi 5 kere tamamlayınca pes ederek annemin olduğu yere gitmeye karar verdik. Merdivenleri bitirip pencerenin önüne yürürken ayağımı sinirle yere çarptım.

"Hay sikeyim ya! Lan annem nereye gitti?" Arkamı döndüğümde soluk soluğa yanıma gelmeye çalışan Eceyi sürüklemeye başladım. "Annemi bulamamız lazım hadi." Ece sinirle kolunu çekiştirip kaşlarını çatıp konuştu.

"Deniz bir dur ya! Geldiğimizden beri aşağı yukarı yapıyoruz kızım ölüyorum. Müdürün de en içten dileklerimle amına koyayım. Kaç saattir şu herifi arıyoruz! Yemin ediyorum oturup ağlayacağım artık." Üzgün bir şekilde konuşmaya devam etti.

"Lan acaba gelmese miydik şu okula?" Elimle ağzına patlatıp elimi onu suçlarcasına doğrulttum. "Ece sıçtırma ağzına ya. Sen değil miydin şu okula gidelim gidelim diye tutturan? Aha bak geldik işte. Mızmızlanmada bul şu adamı."

Kantine inip orda test çözen bir kaç öğrenciye sorarak konferansta olduğunu öğrendik. Tabii ki en güzeli de konferansın diğer bina da olması!

Küfür ede ede diğer binada 3 kat çıktıktan sonra koltuklardan birince oturan annemi gördüm. Beni gördüğü an kaşlarını çatıp eliyle hızlı bir şekilde gel işareti yaptı. Arkamı dönüp Eceyi kolundan tuttuğum gibi oraya çekmeye başladım. Elimize tutuşturulan iki kağıdı doldurmaya başladık.
"Ece,"diye mırıldandım.

"Hıı,"Ece başını çevirmeden sormuştu.

"Hepsini aynı dolduralım, aynı sınıfta olalım." Kafasını kaldırıp bana baktı. "Zaten öyle salak."
Kağıtlara bakıp kafamı salladım. Kağıtlar elimizden alındığında dua ediyorduk.
"Allahım nolur aynı sınıfta olalım!"
"Amin!"
Müdürün konuşmasını duyunca ikimizde sesimizi kesip dikkatle dinlemeye başladık
"Ece Erbay 9-C sınıfı." Heyecanla Eceye baktığımda ifadesiz bir şekilde bakıyordu.

"Ay şimdi benimki okunacak. Aynı sınıfta olmazsak valla ağlarım ya! Kızım kimseyi tanımıyoruz sik gibi kalırız." Ece beni susturup müdüre odaklandı.

"Deniz Öztuna 9-G sınıfı." Hızla kafamı Eceye çevirdiğimde dudaklarından belli belirsiz küfür okudum.

"Napıcaz abi? Vallahi girmem ben. Ya hayır ya istemiyorum!" Annemin dürtüklemesiyle ona döndüm.

"Hadi gidin sınıflarınıza." diyip yerinde hızlıca kalktı.

"Anne ya dur. Müdürle konuşsana aynı sınıfa alsın bizi nolur!" Annem gözlerini devirip sert bakışlarından birini fırlatınca ayağa kalkıp peşinden gitmek zorunda kaldım. Eceyle yan yana yürürken ikimizinde gemilerimi batmış gibiydi. Okullar başlayalı 2 hafta olmuştu ve biz yeni bir okula gitmeyi istemiştik, aynı sınıfta olma umuduyla. Ama şimdi farklı sınıflardaydık ve bunun korkutuculuğu kanımı dondurmuştu.

"Bundan sonra seni okula getirmem götürmem. İlk kazandığın okulda kalacaktın. Minibüsle mi geliyorsun ne yapıyorsan yap. Ha tabi bir de inip Allah bilir kaç saat yürüyeceksin." Sinirle gözlerimi yumup konuştum.

"Anne tamam." Annem bana kısa bir bakış atıp önüne dönüp söylenmeye devam etti.

"Yok burda arkadaşım var! Yok burası daha iyi! Yok buranın ortamı daha güzel! Al gördük okuluda ortamı da. Adamlar bizimle ilgilenmiyor bile! Okul desen zaten yıkık dökük kaç yıllık okul. Allahım sabır ver!"

"Anne tamam!" Arkasını dönüp gözlerimi kısarak bana baktı.

"Gidiyorum ben!"

Sağa doğru giderken Eceyle ikimiz de okul binasının içine doğru ilerliyorduk.

"Kızım haklı ama annen. Bu okulu görünce bende korktum açıkçası görünüşü kötü." Sinirle dönüp dişlerimi sıktım. "Ece harbiden dayak yiyeceksin kızım! Zaten sinirliyim keste sesini yürü." 9ların katına çıkarken okulu yapan güzel sövüyordum. 4 kat ne be?

Yine pencerenin önüne geldiğimizde çantamı yere koyup elimle şakaklarımı ovuşturmaya başladım.
"Ya Ece napıcaz? Ayrı sınıflardayız. Kaçıncı hafta bir de, herkes kaynaşmıştır şimdi. Yeni yetme gibi kalıcam sınıfta vallahi. Olum harbiden çok gerildim ya." Kollarını göğsünde buluşturup bana döndü. "Neyse lan yapıcaz artık. Teneffüslerde görüşücez zaten." Başımı isteksizce onaylayıp yüzümü denize döndürdüm.

"Eh,"dedim "Manzarası hiçte fena değil."

Zil sesiyle elim ayağıma dolanmış bir şekilde Eceye döndüm. Sınıflara girmemiz gerekiyordu ama ben hiç istemiyordum.

"Hadi gidelim artık biraz daha kalırsam hiç giremeyeceğim." Eceyle yatay beşlik çakıp yumruklarımızı tokuşturduk. Bulunduğumuz yerdeki sınıfına giden Eceye son kez bağırdım. "Yolun açık olsun kardeşim!" Bana bakıp sırıtarak omuz silkti ve kapıyı açıp içeriye girdi.

Koridorun sonundaki sınıfa geldiğimde üstümü düzeltip derin bir nefes alıp kapıyı tıklattım. Kimseye bakmadan öğretmen masasına ilerleyip hocanın yanında durdum. Hocanın hizasındaki sıralardan duyduklarımla gerginliğim iyice artmıştı.

"Bu kız kim?"

"Yeni mi?"

"Kim ya bu?"

Gözlerimi devirip hocaya doğru yaklaştım. "Yeniyim hocam."

Hoca başını sallayıp kaleminin kapağını çıkarıp kafasını bana çevirdi. "İsmini ve numaranı söyle kızım."

"Numaramı öğrenemedim hocam. Deniz Öztuna." Hoca dediklerimi yaparken konuştu. "Boş bir yere geç kızım." Hocadan uzaklaşıp sınıfta göz gezdirdim ve boş gördüğüm bir çocuğun yanına doğru ilerlemeye başladım. Oturduğumda herkesin bakışlarının bende olduğunu görebiliyordum. Sıraya iyice gömülüp dişlerimi sıktım ve küfür mırıldandım.

Yeni şeylerden nefret ediyordum. Olacaklardan da korkuyordum. İşte buna kocaman bi hasiktir denilirdi. Dirseğimi sıraya yaslayıp başımı yumruk yaptığım elimin üzerine koydum.

"Hasiktir."

Benden önce SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin