Uzun bir süre gibi akıp giderken dakikalar kafamı çevirip Eceyi bulmaya çalıştım. Bana doğru yürüdüğünü görünce daha hızlanıp yanına gittim.
"Hadi Denizlerin yanına gidelim." Elektrik çarpmış gibi irkildim. O yüzsüz arkadaşı da yanındaysa hiç gitmek istemiyordum. Ama cevap vermeden önden gitmeye başladım.
"Bir şey mi oldu Deniz?" Kaşlarını kaldırmış bana bakarken başımı sağa sola salladım. "Ne olabilir ki?" Üstelemeyince yürümeye başladık. Denizi gördüğümde birbirlerine sarıldılar. Neyse ki yanında uyuz arkadaşı yoktu. Rahatladığım için omuzlarımı büyük bir rahatlıkla düşürdüm. Ve Denize selam verdim. Deniz ikimizin ortasına geçip bana bakarak sordu.
"N'aber?" Omuz silkip cevapladım. "İyidir, sen?" Başıyla eh dercesine sallarken dudaklarımı birbirine bastırıp sağıma soluma bakmaya başladım. Ece ve Denizin konuştuklarını duyduğumda sohbete katılmak istemediğim için arkamdaki duvara yaslandım ve kollarımı göğsümde birleştirdim. Gelen geçen öğrencilere bakarken çok güzel kızların olduğunu fark etmiştim. Bu da ister istemez insanın moralini düşürüyordu. Sıkıntıyla nefesimi dışarı verirken kafamı sağa çevirdim ve onu gördüm.
Bora yanındaki 3 tane kızla bir şeyler konuşuyordu. Anladığım kadarıyla konuştukları şey normal bir muhabbetten uzaktı. Yüzü çok ciddiydi ve dudağı dışında hiçbir kası hareket etmiyordu. Her zaman ki gibi siyahlara bürünmüştü. Tek bir farkı siyah kazağı yerine kısa kollu bisiklet yakalı siyah tişörtü vardı. İstemsizce onu dikizlerken kendimi bulduğumda kaşlarımı çattım ve bakışlarımı uzaklaştırdım. Daha adımı bile sormamıştı ve ben bu pis çocuğu dikizliyordum. Yaslandığım duvardan ayrıldım ve Ecelere daha çok yakınlaştım.
"Ya ben çok sıkıldım." İkisi de başlarını bana çevirirken yüzlerini inceledim. Onlarda sıkılmışa benziyorlardı. Kaşlarımı kaldırıp bir şeyler söylemelerini beklerken Deniz elini ensesine götürdükten sonra başını Boranın olduğu tarafa çevirdi ve gözleri irileşti.
"Vay şerefsiz. Bizim yanımıza gelmek yerine kızların yanına gidiyor." Bu söylediklerine Ece gülerken boş bir ifadeyle ona bakıyordum. "Lan oğlum! Gel şuraya." Bora kendisine denildiğini fark edip gözlerini karşısındaki kızdan alıp bizim tarafa baktı ve kızlara el sallayıp yanımıza geldi. "Notları konuşuyordum. Eksiklerimi üçüde yazacaklarmış." dediklerine gülerken anlamamanın etkisiyle suratına bakıyordum.
Hasiktir.
Kızlar beyefendimiz için eksiklerini yazacaklardı! Bu kadar mı asılıyorlardı bu çocuğa? Edepsizler!
Büyük bir tiksintiyle Boraya bakarken Denizle bir şeyler konuşuyorlardı. Tamamen kendini beğenmişti. İğrenç.
"Senin ismin ne?" Sorulan soruyla kafamı çevirdiğimde bana sorulduğunu anlamam pek zor değildi. Burda adımı bilmeyen tek kişi Boraydı. Ece kendini tutamayıp lafa atlayınca gözlerimi devirdim.
"İsmini çok düşünmene gerek yok." Ece gülmeye başlarken anlamsızca ona bakıyordum. Bora kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu.
"Ne yani Ayşe Fatma falan mı?" söylediklerine hepimiz gülerken kafamı sağa sola salladım.
" Hatice falan o zaman düşünmeme gerek yoksa."
"Aslında Aslı tipi var bunda." Hayretle Denize bakarken şaşırdım. Aslı tipi ne be!"Çok düşünmene gerek yok çünkü ismim Deniz." Bora kafasını anlamış gibi sallarken konuştu.
"Heh öyle desenize aklıma en iğrenç isimler geldi."
"Bora, bizimkiler geliyor." Kafamı Denizin gösterdiği yere çevirip gelenlere baktım. 2 kız, 3 erkek. Daha ne kadar tanımadığım insan gelebilirdi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benden önce Sen
Chick-LitLiseye en yakın arkadaşıyla gelen bir genç kız, Liseye tek başına sonradan gelen delikanlı, İkisinin karakterleri birbiriyle tamamen zıt ama bildiğimiz bir şey var ki, Zıt kutuplar birbirini çeker. Evet bu kutuplar birbirini çekecek ama ikisininde b...