"Dans edeceğim."

17 0 0
                                    



Kahkalar atarak etrafımdaki insanları süzerken her şey önemini ve gerçekçiliğini yitirmişti. Eren beni tamamen kıyafetlerime ters düşecek bir restoranta götürmüştü, midemi bir güzel doyurmuştum ve daha sonra bir bara gelmiştik. Anladığınız üzere sarhoş olmuştum. Fazla içmiştim, gerçi bünyemin pek sağlam olduğu da söylenemez ama fazla içmem bende iyice kafa yapmıştı. Benden daha fazla içen Eren'de hiçbir şey yoktu. Gözlerimi Eren'e yöneltip yüzünü incelerken fazlasıyla çekici olduğu kanısına varmıştım. Hareketleri pek olmasa da, giyinişi ve konuşma tarzı da ona artı katıyordu. Eren birbirine yapmış halde dans edenleri izliyordu. Ayaklandım ve Eren'e kısa bir bakış attım. Sorgular gibi yüzüme bakınca dudaklarımı kıpırdattım.

 "Dans edeceğim." dedim yüzüne karşı. Bir kol bileğimi sardığında geriledim. Sert bakışları ardından konuştu. 

"Otur şuraya." Kaşlarımı çattım ve bileğimi kurtarmak için kendimi geri çektim. "Bardayız farkındasın değil mi Erencik? Sarhoşum ve dans etmek istiyorum." diye bağırdım, rahatlıkla duyacağını bilsem de. Arkamı dönüp ilerlerken vücudumda adrenalin özgür bir şekilde dolaşıyordu. 

Ellerimle saçlarımı kaldırdım ve bağırarak insanlar arasında dans etmeye başladım. Tenime bir sürü ten çarpıyordu ama şuanlık dert etmiyordum. Kalçamı sağa ve sola sallayarak tüm kaslarımı dansa zorladım. Bir adam ellerini belime koyup bana eşlik ederken gözlerimi kısıp tanıyor muyum diye incelemeye başlamıştım. Adam dediğim de en fazla üniversiteydi. Üniversiteli adam oluyordu işte! Ve şuan bir adamın benimle dans etmesinde de rahatsız edici bir şey göremiyordum. İsmini bilmediğim adam eliyle beni döndürdü ve sırtımı göğsüne gelecek şekilde beni hareket ettirdi. Çok geçmeden belimdeki eller geri çekilirken ben hala dans ediyordum. Tekrar belime konan ellerle başımı omzumun üstünden bakarken Eren'i görmüştüm. 

Beni iyice kendine yasladı ve dudağını kulağıma getirdi. "Neden hiç dinlemezsin beni?" diye sordu. 

Omuz silktim. "Dans etmek istediğimi söylemiştim." 

Beni insanlar arasında çekerken "Çıkıyoruz buradan." dedi mesafe kokan sesiyle. Kapıdan çıkarken yüzüme vuran oksijenle daha iyi hissediyordum. Ellerimle yüzümü ovuştururken gözlerim dolmuştu ve ağzımdan benden bağımsız bir hıçkırık koptu. 

Etimden et koparılıyormuş gibi ağlamaya başladığımda kendime hakim olamıyordum ve içimde bir yerler canımı yakacak derece de sızlıyordu. Eren ellerimi yüzümden çektiğinde kaşık kaşlarıyla karşılaştım. 

"Neler oluyor, Deniz?" Kafamı bir şey anlamında sallarken kendimde konuşacak gücü bulamıyordum. Eren beni arabanın yanında olan binanın giriş merdivenlerine oturttuğunda kabanımı omuzlarıma koymuştu. Ağlayışlarım iç çekişlere dönerken eliyle çeneme dokunup yüzümü yüzüne çevirdi. 

"Neler olduğunu anlatacak mısın?" Yüzümü ayakkabılarıma çevirdim ve ıslanmış yüzümü elimle sildikten sonra güldüm. 

"Bir şeyim yok. Sarhoş olduğumda hep böyle oluyorum," diye mırıldandım ve yüzümü ona çevirdim. "Bir nevi rahatlıyorum gibi bir şey." 

"Sarhoş olduğunda neden ağlıyorsun?" Sorusuyla afalladım. İlgilenmesini beklemiyordum. 

Omuz silktim. "Patlıyorum sanırım. Sadece sarhoş olduğumda bu derece ağlayabiliyorum." diye yanıtladım sessizce. Eren omzuma elini atıp beni göğsüne çekince nefesimi tutmuştum. Kokusu beni rahatlatırken konuştu. "Neler yaşadığını bilmiyorum ama inan bana acı çekmene değmez, güzelim." dedi eli sırtımda dolaşırken.

Güzelim!

"Kendine acı çektirmemek için bencil olmalısın, sadece kendin varmış gibi düşüneceksin." diye devam ederken kaşlarımı çattım. "Senin gibi olmamı mı istiyorsun?" Göğsünün inip kalkışından güldüğünü anlamıştım. Ama sorumu cevapsız bıraktı. Telefonuma baktığımda saat gecenin 12 siydi ve annem beni eminim ki öldürecekti. Hızla kalkarken telaş yapmıştım. "Gitmemiz lazım." Eren saate kısa bir bakış attıktan sonra ayağa kalktı ve yanımda arabasına doğru yürümeye başladı.

Apartmanın önüne geldiğimizde yüzünü bana çevirdi bir şeyler dememi bekliyormuş gibi. "Bu gece için teşekkür ederim. İyi geceler." dedim kapının kolunu açacakken. Ama kolumdan çekilince elim kapının yakınına bile yaklaşamamıştı. Eren'e doğru çekilirken eliyle beni belimden iyice kendine çekti ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Şaşkınlıktan gözlerim açılırken ne yapacağımı bilmiyordum. Eren'de öpmüyordu zaten öylece dudağını dudağımın üstünde tutuyordu ama gözleri kapalıydı. Sert bir şekilde yutkunurken dudaklarını geri geçip gözlerini açtı. Tekrar bana yaklaşıp dudakları dudaklarıma değeceği mesafede durdu ve nefesini üfledi. Kısa bir şekilde üst dudağımı öpüp geri çekildiğinde mırıldandı.

"Asıl ben teşekkür ederim." Gözlerimi ardı ardına kırpıştırırken sözcükler boğazımda tıkanmıştı. Arabadan çıkıp apartmana girerken her yerim titriyordu. Özellikle sıcak dudaklarının değdiği dudağım!

Hasiktir az önce ne olmuştu öyle?

Benden önce SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin