Eve döndüğümde zili çalıp birinin kapıyı açmasını bekledim. Karşıma annem çıkınca gülümsedim. Bayadır evde görünmüyordu. Elini uzatıp çantamı almaya çalışınca kolumu kaldırıp ona yardım ettim.
"Hoşgeldin birtanem." Sıcacacık, samimi dolu sözüne karşılık gülümsedim. "Hoşbulduk annecim." İçeriye geçince yanaklarından öpüp odama doğru ilerlemeye başladım. Çantamı odaya bıraktıktan sonra üstümü değiştirdim. Telefonumu elime alıp annemin yanına salona geçtim.
"Aç mısın güzelim?" Kafamı sağa sola sallayıp koltuğa zıpladım. Zıplamamla annemin bana tip tip bakması bir olmuştu. Gülerek cevapladım. "Hayır." Annem kafasını sallayıp dikkatini televizyona verirken elimdeki telefonun şifresini girip tumblr'a bakmaya başladım. Whatsapp'tan gelen grup bildirimiyle kaşlarımı çattım. 3 tane grubum vardı ve hepsi sessizteydi mesaj bildirimi gelmezdi. Bildirime tıklayıp whatsapp'a girmesini bekledim. Açılan grubu görünce gözlerimi sonuna kadar açıp yuhladım. Bugünki kişiler "içki tayfası" diye grup açmışlardı. Kişilere bakınca hepsinin bugün olanların olduğunu gördüm. İlk yaptığım iş tabiki Eren'in numarasını kaydedip durumuna bakmak olmuştu. Tabiki durumu "uygun"du. Konuşulan mesajlara baktığımda Eren üzerinden konuşulan iddianın Erene yazıldığını fark ettim. Bu durumda 1 hafta boyunca içecektik ve hesaplar Deniz dışında biz ödeyecektik.
'Size dedim lan ben Eren yatmaz diye.' bunu yazan Denizdi, haklıydı.
'Ben orada otururken siz bunları mı konuştunuz lan?' Erenin sorduğu soruyla güldüm. Evet bunları konuşmuştuk.
'Evet:D' sırf konuşmak için bunu demiştim. Gerisi gelen yazışmaları sessize alıp tumblr'a geri girdim.
Annem kalkıp odasına gittiğinde ışığıda kapatmıştı. Böyle daha güzeldi işte. Koltukta iyice yayılıp gözlerimi kapattım. Gelen mesaj sesiyle gözlerimi açarken Eren'den mesaj olduğunu fark edince dikleşip hemen mesajlara girdim.
'Eve gelebildin mi?' Cidden bunu mu soruyordun?
'Evet, teşekkürler.'
'Önemli değil.' Son yazdığına yazıcak bir şey bulamazken sohbetlere geri döndüm. Eren'in tekrar yazıyor yazısını görünce heyecanlanmadan edemedim.
'Ne yapıyorsun?' Bu mesaja saatlerce bakabilirdim. Her insanın dediği gibi normal bir şey sormuştu ama diyen kişi benim açımdan önemliydi.
'Uzanıyorum. Sen?' Böyle mesaj tipinde soru işareti veya virgül falan kullanmazdım. Sadece Eren öyle konuşuyor diye yazıyordum.
'Takılıyorum öyle. Yarın bir işin var mı?'
Ne?! Bu bir şeyler yapalım mı demekti? Bu çocuk bu kadar kolay lokma mıydı ya! Bende bunu ağır başlı bir şey sanmıştım ama yavşağın önde gideni sanırım.
'Hayır evde yayılmayı düşünüyorum." Daha açık reddemezdim sanırım. Zaten bir yere gidelim diyeceği vardıysada bu lafımdan sonra demez, hiçbir erkek demez.
'Tamam o zaman yayılmayı bırakıyorsun, Kadıköye geliyorsun.' Oha! Ciddi miydi bu? Bariz bir şekilde hayır dediğimi anlamayıp hala gel mi diyordu? Amaan sanki çıkma teklifi edicek amına koyayım öylesine beraber dolaşırız belki dünkülerde gelir.
'Neden?'
'Çünkü öyle.' Tamam be seninle inatlaşılmaz.
'İzin alabilirsem gelmeye çalışırım.'
'Saat 2'de boğada olursun.'
'Bakarım:D' Bu dediğimden sonrada beni boğmazsa iyidir.
'Tamam geliyorsun, benim işim var sonra konuşuruz.' Diyeceğim cevap tamam olacaktı ama bunuda dememe gerek yoktu. Sohbetlerden çıkıp telefonu kilitledim. Saat 11'e geliyordu. Ne çabuk zaman geçmişti böyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benden önce Sen
ЧиклитLiseye en yakın arkadaşıyla gelen bir genç kız, Liseye tek başına sonradan gelen delikanlı, İkisinin karakterleri birbiriyle tamamen zıt ama bildiğimiz bir şey var ki, Zıt kutuplar birbirini çeker. Evet bu kutuplar birbirini çekecek ama ikisininde b...