Karakter Tanıtımı

1.3K 61 36
                                    

Nike: Savaş tanrıçası! Ölümsüzlük pınarından içmiş ve evrenin son gününe kadar iyilik için savaşmaya yemin etmiştir. O günden beri evrende ne zaman dengeleri bozacak bir tehlike olsa vücudunda çıkan mühürler ya da rüyaları onun rehberi olmuştur. Kainatın en hızlı uçan ve koşan canlısıdır. Özgürlüğüne aşırı düşkündür. Yönetilmekten değil yönetmekten hoşlanır ve çileden çıkınca karşısındakini bakışları ile öldürebilir. Upuzun kumral saçları güneş ışığı altında altın rengini alırken savaş meydanında ateş gibi parlar ama sinirli olmadığı zamanlarda uzun boyu, yeşil gözleri ve bulutlar kadar beyaz teni ile herkesi büyüler. Oldukça güçlüdür ve hiç zaafı yoktur. Ona bu görevinde yardım eden 4 Stymphalia vardır. En büyük dostları ve tek ailesi olmalarına rağmen eğer mecbur kalırsa onlardan bile gözünü kırpmadan vazgeçebilir.

Stymphalia'lar: Çelikten daha güçlü kanatlara, gagalara ve pençelere sahip savaşçı kuşlardır. Yaratılış amaçları kötülük yapan insanları cezalandırmak olsa da zamanla görev alanları genişlemiş ve her kötülüğe karşı durmaya başlamışlardır. Yine de yaratışlarından dolayı temel besin maddeleri kötülük yapan insanlardır. Üç dönüşüme sahiplerdir. Savaşırken en güçlü formları olan yaklaşık bir kartal boyutundaki kuş halindedirler. Nike kadar olmasa da çok hızlı uçarlar ve kendilerine has savaş tarzları vardır. Her bir Stymphalia kuş formunda iken özel renklere sahiptir. İkinci dönüşümleri yarı insan yarı kuş formudur. Stymphaliaların insan silüetlerinin yanında omuzlarından süzülen kocaman kanatları vardır. Nike'a yardım eden Stymphaliaların dördünün de ikinci dönüşüm kanatları gök mavisi rengindedir. Stymphalia efsanesine göre sadece en güçlüler ikinci dönüşümde mavi kanatlara sahip olabilirler ve yüzyıllardır onlar dışında mavi kanatlı Stymphalia görülmemiştir. Bu yüzden en üstün tabaka olarak tanınırlar. Normal Stymphaliaların ikinci dönüşüm kanatları sakinlik anlamı taşıyan yeşil olur. Çok heybetli kanatlar olmasına rağmen kuş formundaki küçük kanatlarının yarısı kadar bile güçlü değildir. Yine de birçok canavara göre çok daha güçlüdürler ve ilk dönüşümlerindeki kadar hızlı uçamasalar da bu kanatlarla daha uzun süre yorulmadan havada kalabilirler. 6 yıl ayakları yere basmadan uçabilecekleri ikinci formları gösteriş düşkünü Stymphalia'ların genelde bulundukları formdur ve karşılarındaki çok güçlü bir düşman değilse bu formda savaşırlar. Nike'a yardım eden Stymphalialar çeyrek asır boyunca mavi kanatlarıyla uçabilecek yetenektedir. Parmakları kılıç kadar delici bile olsa nadiren  silah kullandıkları görünür. Son dönüşümleri olan üçüncü dönüşümleri en zayıf oldukları formlarıdır. Bir insan gibi görünürler ve güçlerinin sadece %20'sini kullanabilirler. Bedenlerinin çelik yapısını kısmen kaybederler. Bir insandan daha dayanıklı ama vuruşlara açık hale gelirler. Stymphalia'lar insanlarla etkileşim kurmayacaklarsa bu dönüşümden uzak dururlar. Nike'a yardım eden dört Stymphalia kainatın en güçlüleridir ve oldukça azalmış bir neslin son evlatlarındandırlar. Nike'a inanılmaz bir sadakat ile bağlıdırlar ve onun dudakları arasından dökülen emir ne olursa olsun sorgusuz sualsiz kabul ederler. Nike'a şaka yapabilme hatta onunla normal konuşabilme cesaretini gösteren tek varlıklardır. Dünya üzerinde 10 Stymphalia vardır. Yüzyıllardır doğan dişi Stymphalia olmadığı için ve son dişi Stymphalialar öleli yüzyıllar geçtiği için türlerinin nesli devam edemez. Öldürülmedikleri sürece Nike gibi evrenin sonuna kadar aynı yaşta kalacaklardır.

1. Stymphalia Luhan: Stymphaliaların en büyüğüdür. Her zaman neşeli olan dörtlü arasında en acımasız ölümlerin sebebidir. Meleksi yüzü ona bir masumluk kazandırsa da kurbanları önce çelikten pençeleri arasında işkence çeker ve inanılmaz acılarla kıvranır. Kurbanı ölüm için yalvarmadığı sürece onları öldürmez ve ne zaman ki düşmanı onu öldürmesi için yalvarırsa Luhan onun kalbini vücudunun içinde iken parçalar. Düşmanları kalplerinin delindiğini hissederek ve Luhan'ın gözlerine bakarak son nefeslerini verir. İlk dönüşümündeki rengi bembeyazdır ve tüyleri üzerinde en ufak bir leke yoktur. İnsan etini grupta en çok seven ikinci Stymphaliadır hatta diğerlerinin aksine tercihi dişi insanları yemeği yapmaktır. Kai, Luhan'ın bir insan kızına aşık olduğunu karşılık alamadığı ve hala onu unutamadığı için böyle davrandığını iddia etse de buna dair hiçbir kanıtları yoktur. Luhan bu iddiayı ne kabul eder ne de reddeder.

2. Stymphalia Baekhyun: Stypmhalialar arasındaki en güçlü kişidir ama asla lider olmak istemediği için kendini gölgeler arasında saklar. Dörtlü arasındaki en ağırbaşlı ve en merhametli Stymphaliadır. Nike bu yüzden onunla sürekli dalga geçse de Baekhyun buna hiçbir zaman kulak asmaz. Savaşmadığı zamanlarda diğerleri gibi kendini eğlenceye vermek yerine kendini yardıma muhtaç olan tüm varlıklara yardım etmeye adamıştır. Kendini dünyevi zevklerden soyutlamıştır bu yüzden bir aziz gibi yaşar. İlk dönüşümdeki rengi altındır. Gök yüzünde uçan altın bir heykeli andırır ve kurbanlarına çok hızlı bir ölüm yaşatır. Baekhyun karşısındaki nasıl bir varlık olursa olsun hayati organını iki saniye içinde tespit eder ve gagasının tek darbesi ile onları acı çekmeye fırsat bulamadan öldürür. Karşısındaki ne kadar büyük bir günah işlemiş olursa olsun öldürdüğü her kurbanının üzerine bir damla gözyaşı bırakır. Böylece onlardan af dileyip arındırdığına inanır. Nike emretmediği sürece insan eti yemez. Nike bunu bildiği için Baekhyun'un güç toplaması gerektiğini düşünmediği sürece onu zorlamaz ve eğer bir insanı yemesini isteyecekse en affedilmez suçlara bulaşanları seçer onun için. Nike'ın en güvendiği adamı ve sırdaşıdır.

3. Stymphalia Kai: Grubun en gürültücü ve en çapkın üyesidir. Nike'dan en çok azar işiten ve onunla en çok kavga eden Kai Baekhyun'dan kat be kat güçsüz olsa da birkaç yıl içinde Luhan'ın gücünü aşacak yeteneklere sahiptir. Olduğu ortamı anında canlandırır ve savaş alanında düşmanları ile ağız dalaşına girdiği için Nike'ın emri ile Baekhyun'a yakın savaşmak zorundadır. Kurbanlarına sarılmayı sevdiği için çok sık yara alır. En sevdiği öldürme biçimi kurbanını kanatları arasına alıp simsiyah olana kadar yakmaktır. İlk dönüşüm formunda simsiyah bir kuştur ve bu renk ile gurur duyar. Geceleri onu görmek imkansızdır. İnsan etini en çok seven üye odur ve tercihi katil genç erkeklerdir. Dişi insanları yemez ama Nike'dan korktuğu için onlarla flört etmeye de yeltenemez.

4. Stymphalia Sehun: Gruba en son katılan Stymphaliadır. Kai ile yaşıt olsa da saf cesareti ve kendine olan aşırı güveni yüzünden yaptığı hatalar ile sürekli Kai'nin şakalarına maruz kalır. Çok çabuk kanar ve aldatılır. Nike bunun dengeleyemediği gücünden kaynaklandığını söyler ve Sehun bu dengeyi yakalayıp olgunlaştığında Baekhyun'a yakın bir güce ulaşacağını düşünür. Bu yüzden en çok koruduğu ve gelişimini takip ettiği savaşçısıdır. İlk dönüşümündeki rengi parlak bir mordur. Sehun'un ne Luhan kadar vahşi ne de Bakhyun kadar masum bir savaş stili vardır. Savaş tarzının belirsizliğinin yanında dikkatsiz ve ani saldırıları yüzünden herkesi endişelendirir. Yine de inanılmaz gücü ve refleksleri sayesinde savaş meydanından uzaklaştırılamaz. İnsan eti yeme konusunda Baekhyun gibi katı kuralları olmasa da Kai gibi insan eti olmadan yaşayamam demez. Nike'ı ablası gibi görür ve Nike'da onu ablası gibi korur.

Gullinkambi: Ötüşü ile uyutulan ejderhaları uyandırıp tüm evrenin sonunu haber verecek kuştur. Uyanması için yüzyıllar vardır.

Ejderha kanıyla yıkanmışların soyundan gelen ve ejderlere hükmedebilenler bir yolunu bulup gullinkambiyi uyandırmışlardır. Yalnız gullinkambi vaktinden önce uyandığı için 25 yıllık kozasında gelişim süresinin geçmesini beklemek zorundadırlar. Ejder şövalyelerinin planına göre 25 yıl dolmadan gullinkambi bir ejder şövalyesi tarafından kan yemini ile gerçek suretine geçip onların emrine girerek uyuyan ejderleri uyandırmak için ötecektir. Böylece uyanan ejderhalar her tarafı kasıp kavururken evrene hükmedenler ejderlere hükmedebilen ejder şövalyeleri olacaktır. Ama bir sorun vardır. Gullinkambinin kozasının hangi varlık olduğunu ve şu an evrenin hangi köşesinde bulunduğunu kimse bilmiyordur. Nike bir yolunu bulup onlardan önce gullinkambi ile kan yemini ederse evrenin normal akışta gelecek sonuna kadar kozasında kalacak ve yemin ettiği zamanki haliyle kimliğini bilerek görevini bekleyecektir. Nike'ın rüyasında gördüğü bu felaket üzerine ejder şövalyeleri ile bir savaş başlamıştır. Nike ve 4 Stymphalia 23 yıldır ejder şövalyelerinden önce gullinkambiyi bulabilmek için dünyayı dolaşıp onlara engel olmaya çalışan ejder şövalyeleri ile savaşıyorlardır. Bu  yolda onlara tek yardım eden Nike'ın rüyalarında duyduğu cılız sestir. Zamanları kısalırken tüm evrende o sesi arayıp bulmayı bulmayı başarabilecekler mi?

Kan YeminiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin