Kai 30 kadar Sehun'a seslenip "Ufaklık neredesin?" dediğinde hepsi aynı anda "Buradayım" diye bağırmış ve Sehun yanına geliyorum dediğinde 30'u da Kai'ye doğru uçmuştu. Kai okkalı bir küfür salladığında benzer bir tanesi de Sehun'lardan gelmişti.
"Bir tane bastıbacakla uğraşamıyordum şimdi 30 taneler" diye mızmızlanan Kai bir tane gürzlü şövalyenin Baekhyun'a diğerinin de Nike'a gittiğini gördüğünde Baekhyun'a bağırıp "Baek~ie senden bir tane olmadan da 30 Sehun ile uğraşmak yeterince zor" diye bağırmış, genç adam gürzlü savaşçının gürz tutan kolunu tek bir hamlede koparırken Khar'ın "O benim!" diye bağırdığı duyulmuştu. Baekhyun'a doğru giden diğer iki şövalye bu ses ile durmuş ve Nike'a giden şövalye ise Espn tarafından katledilmişti. Kai "Düşmanlarımız bile bize yardım ediyor gördün mü ufaklık" diye bağırdığında gerçek Sehun ile aynı anda bağıran kopyaları "Kes sesini de şu kopyalardan kurtul" diye bağırmıştı. Kai gülerek "Hiç onu öldürmem için yalvarmamıştı. Bu düşündüğümden daha zevkli olacak" diye dudaklarını yalamıştı. Lay korkulu gözlerle "Gerçeğini görebiliyor musun?" sormuş ve Kai'nin çok rahat bir şekilde "Hayır" demesi ile çocuğun karnına yapabildiği kadar hızlı vurmuştu.
"Deli misin? Gerçeğini öldürürsen ne olacak!"
"Ne yapayım hepsi gerçeği olabilir"
"Ne yani kazara arkadaşını mı öldüreceksin! Nike seni öldürür"
"Bu ailenin üvey evladı benim zaten. Şuraya bak evcil hayvanımız bile Sehun'u koruyor ya!"
"Evcil hayvan mı?"
Lay'in bağırması onlara doğru gelen ve Kai'ye gürz sallayan ejder şövalyeleri ve Sehun'ların saldırılarıyla eriyip kaybolmuştu. Kai akrobatik hareketlerle gürzlerden kaçabiliyordu ama arkadaşının yeteneklerini de kopyalayan lanet olasıca kopyalar yüzünden sıkıntı çekiyordu. Üstüne üstlük ilk dönüşüme de geçemiyordu. Lay'i mavi kanatlarının arasına aldığında "Sıkı tutun" demişti.
"Sehun sen şu şövalyeleri hallet ben de kopyalarını. Görev paylaşımı yapalım"
"Gerizekalı olduğunu söylemiş miydim Kai? Ben bunu düşünemedim çünkü. Şövayelere yaklaşamıyorum bile ve vücudumun kontrolünü giderek daha da kaybediyorum. Bir şey yap"
Kai bu sefer daha ağır bi küfür ederken "Neden en kolay iş hep bana düşüyor?" diye söylenip bir şövalyenin gürzlü kolunu kopartmış ve birine de tekme atarak bayılmasını sağlamıştı. O ne kadar azaltsa da yüzlercesi dağı tırmanmaya devam ediyor ve Sehunların sayısı her an daha da artıyordu.
Baekhyun, Kai'nin sızlanmalarından dolayı bir türlü kendi savaşına zaman ayıramıyor sürekli ona yardıma gitmeye çalışıyordu ama karşısındaki adam ejder şövalyelerinin ikinci komutanıydı. Bu da kraldan sonra en güçlü ikinci kişi demekti.
"Başka tarafa baktığına göre bu savaşı önemsemiyorsun herhalde Baekhyun"
Khar bunları söylerken genç adamın boynuna salladığı kılıç son anda yer değiştirip Baekhyun'un yüzünde büyük bir yaraya neden olmuştu. Baekhyun elini kaldırıp yanağındaki parlak mor kanı sildiğinde gözü çarmaha gerilmiş kıza takılmıştı bu seferde. Linna gözlerini sımsıkı yummuş ifadesiz bir şekilde öylece bekliyordu. Onu tanımayan biri bu duruşu önemsemiyor gibi algılasa da çocukluğunu onunla geçirmiş Baekhyun ne kadar korktuğunu en iyi anlayandı. Tıpkı Luhan'ın korkularını ve endişesini gördüğü gibi. Hayatında en değer verdiği kişinin bu halini gören Luhan aklını kaybetmiş gibi saldırıyor bu da Chanyeol gibi karşısındakini kışkırtmakta uzaman biri için avantaj oluşturuyordu. Tek umudu Nike'ın işini bir an önce bitirip onlara yardıma gelmesiydi yoksa durum düşündükleri kadar kolay hallolmayacaktı ama Baekhyun en büyük şoku onda yaşamıştı. Mina, Nike ile baş başa savaşıyor ve Nike'ın hızının avantajlarını ona karşı dezavantaja çeviriyordu. Baekhyun, aldığı kılıç darbeleri yüzünden her tarafı kanayan ve savaşın şiddetinde saç örgüsü açılan kıza baktığında Khar'ın diğer kılıç darbesini fark edememiş ve Linna'nın sesi ile irkilmişti. Kızın melodik sesi çocukluğunda ilk kez Nike ile konuştuğunda duyduğundan daha olgun ve çok daha sihirliydi. Öyle ki bir süre savaş meydanındaki herkes durmuş ve onu dinlemişti. Linna'nın bağırışlarıyla afallayan Khar hedefi şaşırınca Baekhyun'un boynuna gelmek üzere olan darbe arkasındaki Sehunların birinin kafasını uçurmuştu. Linna masmavi gözlerini açmış direk ona bakıyordu. "Dikkatini ver aptal! Önce kendini işini hallet ki diğerlerine yardım edebilesin" dedikten sonra susan kız yine gözlerini kapatmıştı. Baekhyun, Linna'yı ikinci kez konuşurken görüyordu. Ama o zamanlar Luhan'ın hayallerini koruyan ses şimdi de Baekhyun'un hayatını kurtarmıştı. Kafasını diğerlerinden çeviren Baekhyun hafifçe gülümseyerek "Abilerine aptal demek çok yanlış bir hareket ufaklık" diye mırıldanmış ve Khar'ın ataklarına ciddi bir şekilde karşılık vermeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan Yemini
FantasyMitolojinin tozlu sayfaları günümüzde açılıyor! Gerçeklik ve hayal, savaş ve barış, dostlar ve düşmanlar... Ne aradığını bilmeden evrenin her köşesini dolaşan beş savaşçı ve herkesin kaderinin bağlı olduğu değerli bir hazine... Bu hazine avını kim k...