Bölüm 6

332 37 40
                                    

Nike sinirle üst kata çıktığında bu çocuğa neden katlanması gerektiğini bir türlü anlamıyordu. Anlamayacaktı da... Kai'den rica etse bu densizi yemez miyidi onun için? Nike bir süre düşündükten sonra saçmaladığını fark etti. İlla biri öldürcekse o ben olmalıyım diye geçirdi içinden. Bu zevki kimseye bırakmamalıydı. Luhan yukarı çıktığında bu düşüncelerle boğuşuyordu.

"Öldürme plaları yapıyorsan beni de kat işin içine. Benimde listemde birkaç kişi var. Ama Lay için yardım etmem. Çocuk tek kelimeyle mükemmel."

"Ya fazla mükemmel"

Nike elindeki yastığa sarılıp kendini koltuğa bıraktığında Luhan'da yanına uzanmıştı.

"Sen neden çıktın da o mükkemel adamın yanında kalmadın?"

"Biraz nefes almaya ihtiyacım vardı. Sen olmayınca Baek tek başına bazılarına engel olamıyor da"

Nike kafasını çevirdiğinde Luhan'ın gözünü kapattığını görmüştü. Beyaz teni ile bir çocuk kadar masum duruyordu. Çok nadiren içten gülümsese de Nike o gülümsediğinde yağmur sonrası gökkuşağını izliyormuş gibi hissederdi. 

"Söz veriyorum Lulu en yakın zamanda gideceğiz buradan"

"Biliyorum. Sıkma kendini bu kadar ben iyim. Gerçekten iyim."

Luhan kafasını çevirip Nike'a gülümesediğinde Nike söz veriyorum ama daha ne yaapacağımı bilmiyorum bile diye geçirmişti içinden. İkisi sessizce orada öylece uzanırken merdivenlerdeki tıkırtıları duymuşlardı. Nike kafasını kaldırdığında Mina'nın kocaman açılmış gözleriyle karşılaştığında aşağıdaki aptalların ne yaptığını merak ediyordu. Hızla uzandığı yerden kalkıp "Mina bir şey mi söyleyecektin?" demişti. Luhan yattığı yerden kalkma zahmetine bile girmezken Nike soluğu minik kızın yanında almıştı bile. Kız kekeleyerek "Ben gidiyordum da veda etmek istedim özür dilerim" diyerek hızla merdivenlere yönelmişti. Nike peşinden koşarken aşağı inmişti ama Mina çoktan çantasını kapmış geceye çıkmıştı bile. 

"Kai Mina'yı yalnız bırakma"

Kai ayağa kalktığında diğerleri ne olduğunu anlamamıştı. Lay kafasını çevirip merdivenlerde yavaşça inen Luhan'ı fark ettiğinde neler olduğunu merak ediyordu. Nike yerine geri oturduğunda Sehun ve Baekhyun merakla onu süzüyordu. Nike onları görmezden gelerek Lay'e dönmüştü.

"E sen gitmiyor musun artık?"

"Gitmiyorum. İtirazın mı var?"

"Var efendim. Kaptıyoruz."

"Baek kalabilirim değil mi?"

Bakehyun gülerken Nike'ı kollarının arasına almıştı. "Sakin ol Nike sen misafirperver birisin. Hem o senin patronun" demişti. 

"Ben Ailee ile böyle oturduğumuzu hiç hatırlamıyorum ama."

"Ailee buzlar kraliçesi ise ben ne yapayım. Ben gayet sıcak kanlı biriyim değil mi Sehun?"

"Sen en iyi patronsun hyung. İdolümsün"

Nike Sehun'a bakarken minik serçesinin bunları söylüyor olabildiğine inanamıyordu. Sehun ona en bağlı Stymphalia değil miydi? Ağzından çıkanları daha söylemeden duymayı kendine görev edinen minik serçesi şimdi can düşmanın tarafını mı tutuyordu? Lay ona dil çıkarırken dünyayı hiç sevmediğini bir kez daha kabul etmişti. Yanaklarını şişirdiğinde Luhan da gidip ukalanın yanına oturmuştu. Lay bir yandan diğerleri ile sohbet edip bir yandan da Baekhyun'un kolları altında ona ölümcül bakışlar atan kızı süzüyordu. Onu kızdırmak çok hoşuna gidiyordu. Kim olduğunu bilmeden ona böyle kafa tutması hoşuna gidiyordu. İçinden pis pis sırıtırken genç kızın onu bakışlarıyla dövmesine izin vermişti. Yukarıda ne olduğunu deli gibi merak etse de soramayacağını biliyordu. Kapı açılıp Kai girdiğinde kız ok gibi yerinden fırlamıştı. 

Kan YeminiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin