Bölüm 10

268 35 26
                                    

Odadaki herkes bir süre olduğu yerde kalmış ve Nike'ın söylediklerini sindirmeye çalışmıştı. Lay! Haftalardır yanlarında olan adam 23 yıldır aradıkları kişi miydi yani? Baekhyun inanmayan gözlerle Nike'ı süzmüştü. Aslında Gullinkambi'nin bir dişi olduğuna o kadar emindi ki yanıldığını kabul etmek istemiyordu. Bundan da öte bu çocuk sürekli yanlarındaydı nasıl hiçbiri fark edememişti! Baekhyun emin olmak ister gibi "E..emin misin?" diye sormuştu. Nike kafasını salladığında bu kadar aptal olmuş olmasına bu kadar dikkatsiz olmasına lanetler okuyordu. Ona ön yargılı bakmasaydı belki daha çabuk fark edebilirdi. O gün yolda Lay ona eğilip kulağına bir şeyler söylediğinde aralarında kalan o kısacık mesafede çocuğun çırpınan kalbinde "Beni duy artık" diye inleyen sesi duyduğuda ne yapacağını şaşırmıştı. Şimdi Linna elinden alınmışken onu daha önce bulsa evladını koruyabilir miydi diye düşünmeden geçirdiği tek bir anı yoktu. Luhan yataktan hızla kalkmaya çalıştığında ona engel olan Sehun başarılı olamamıştı. Nike'ın eline sarılıp "Nike Linna!" diye inlemişti. Nike yıllar önce onun gözlerinden süzülen yaşları durduracağına onu ve Linna'yı koruyacağına yemin edişini hatırladığında bir kez daha öfkeyle dolup taşmıştı. Tıpkı annesi öldüğünde kucağında ağlayan 10 yaşındaki küçük çocuk gibi yine ellerini tutmuş ağlıyordu. Luhan'ın çaresizliği içini yakarken olanları anlamayan Sehun ve Kai ne yapacaklarını bilemeden etraflarında olanları çözmeye çalışıyordu. Baekhyun'un sesi ile hepsi yerinden sıçramış ve buyurgan sese dönmüştü.

"Aval aval bakmasanıza! Nike Gullinkambi'yi getirin demedi mi size! Acele edin onu da elimizden kaçıramayız."

Kai ve Sehun kendilerine gelip çıkmak üzereyken kapı savrularak açılmış ve hepsi saldırı pozisyonuna geçmişti.

"Çok şükür beni gördünüz! Size bağırmaktan sesim kesilmişti artık. Nasıl beni fark etmezsiniz ya!"

Lay'in kapıyı savurup içeri girişini ve Nike'ın yanına yürüyüşünü görenler ağızları açık bir şekilde onu izlemiş ve Luhan'ın ellerini sıkı sıkı tutan kızın tepkisini beklemişlerdi.

"Bu kadar uzun süre uyuyarak kime yardım etmeyi planlıyorsun Nike. Kalk ve şu yüzündeki yenilmiş savaşçı ifadesini at lütfen. Sizin başaramayacağınız bir şey olduğunu düşünmüyorum. 23 yıldır gelmenizi bekliyorum eminim aradığınız kişi de bekliyordur. Benim kadar bekletemezsiniz onu"

Lay elini kızın saçlarına koyduğunda Nike tutamadığı gözyaşlarını serbest bırakmıştı. Lay ağlayan kızın saçlarını okşarken odadaki herkes bayılıp düşecekmiş gibi duruyordu. Nike Linna'nın ne kadar dayanabileceğini düşündükçe akan gözyaşlarına engel olamıyordu. Kolları, bacakları koparılmış hareket edemeyecek kadar aciz hissediyordu. Nike bir saat boyunca ağladıktan sonra ayağa kalkmış ve Lay'in karşısında durmuştu. 

"Neden bana söylemedin! Bizi bekliyorsan en başında söylemeliydin!"

"Lanet olsun Nike beni suçlamayı bırakır mısın?! Kimliğimi biliyorum ama bunu kimseye söyleyemiyorum. Beni sen bulmalıydın bu yüzden sürekli rüyalarına girip durdum yanında durdum. Ama biriniz de beni fark etmedi. Neden Ailee olduğunu sanıyordunuz ki! Sırf size yakın olacağım diye ortağımı buraya gelmek için ikna etmek zorunda kaldım. Tamam, bağlantılarımız var ama bu kadar dolaylı olmamalıydı."

"Bir de üste çıkmaya çalışma bana!"

"Kim üste çıkmaya çalışıyor şu an da acaba"

İkilinin kavgası üzerine Luhan araya girip "Tatlı çekişmenizi izlemek eğlenceli olabilirdi ama şu an kardeşim bir caninin elinde ve ben bir an önce onu kurtarmak istiyorum. Şu yemini yapsanız da gözüm arkada kalmadan gidip her bir an önce her bir ejder şövalyesinin kıçına tekmeyi bassam!" diye bağırmıştı. Kai ve Sehun oldukları yere çökerken "Yavaş yavaş gelin ya" diye mırıldanmışlardı. Bir an da kabusa dönen hayatlarında üst üste bilmedikleri bir sürü şey gelmişti üzerlerine. Nike Luhan'ın sesi ile kendine geldiğinde Baekhyun "Ben çıkıp Espn'i bulacağım" demişti. Luhan sesli bir şekilde "O fahişe miydi?! O zaman öldürmeliydim onu! Linna'ma ilk elini sürdüğünde parçalamalıydım onu!" diye küfrettiğinde Baekhyun "Haber veririm" diyip altın rengi bir kuş olarak evden çıkmıştı. Lay "Vay anasını! Baek~ie'nin güçlü olduğunu biliyordum ama bu kadar büyüleyici olduğunu bilmiyordum" demişti. Kai ve Sehun oldukları yerde sakinleştirici almışlar gibi baktığında Luhan peşinden gitmek istemiş ama Nike onu durdurmuştu. Henüz kendine gelememişti ve bu sinirle onu hiçbir yere gönderemezdi.

Kan YeminiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin