5

12 3 44
                                    

"noluyo ya ne kaçırdım ben?" diyen Aşkına kaydı bakışlarım, ben  bilmiyorum ki demek istedim.

Rüzgar'ın bir gram eksilmeyen siniriyle yanıma gelip koluma kavramasını izledim ve hayır canımı açıtmıyodu sadece sıkı sıkıya kavramıştı kolumu.

O'na bakmamak için yüzümü aşağıya indirmiştim ve o bi diğer boşta kalan eliyle çenemi kavrayıp yukarı kaldırdı.

"Rüzgar" dedim, hala çenem de olan elini kavrarken, "seni ilgilendirmez" dedim bakışlarım gözlerin de kalırken.

Elini benden öyle sert çekip gitmişti ki, bian dengemi sağlayamayacağımı sanmıştım.

Gözlerinde ki kırgınlıga ve bu kadar öfkeyle nasıl başa çıkabilecektim ben?

Derin bi nefes gönderdim dudaklarımdan ciğerime, Aşkın'a bakarken yanıma gelmiş sürekli sorduğu saçma sorulara odaklanmaya çalıştım ama nafile. Olmuyodu işte, yapamıyodum.

Gözlerinde ki o kırgınlık...
Canımı yakmıştı ve belli ki O'nun da canını yakıyodu.

Aklım da beliren tek soru; Neden?
Neden O'nu bu kadar alakadar ediyo ki?

Aşkın'ın en sonun da "öffff Selen bişi demicen mi?" demesine, 'hayır' anlamın da kafamı salladım.

Aşağıya indiğin de kendimi yatağa attım ve sırtım yatağa gelecek şekilde gözlerimi kapatıp dinlenmeye çalıştım.

Rüzgar'ın bu kadar tepki vermesini anlamıyodum, hayır yani sana ne dimi?

Dışar kapısının 2. kez sesiyle Reyhan ablaların da gittiğini anlamıştım.

Ne hoş!

Annemin ayak seslerini duymamla gözümü tekrar kapadım ve uyuyo numarası yapmaya başladım.

Tamam bunu hiç bi zaman yemiyodu ama hiç değilse saçma sorular yada nedenler duymaktan iyiydi.

"Gine mi aynı numara?" dedi sesinde ki eminlik tonuyla, "Peki" ve ardından kabullenmesi.

"Rüzgar senden hoşl-"sözünü kesen brnim sinirden kendime hakim olamadığım sözlerdi.

" evet biliyorum Rüzgar benden pek hoşanmıyo ama bil bakalım ne var... Ben de ondan hoşlanmıyorum hem niye hoşlanayım onun gibi bi odun parçasından! " sonun da kısalan sesime ve nefessiz kalışıma küfürler etmek istiyodum. Bu sözlerimi tavana bakarken sarf etmiştim ve şöyle bişi var ki ben kendi oyunumu bozmuştum.

Göğsüm hala inip kalkerken annemin baş ucuma gelip oturmasıyla  yüzümü bi diğer yana çevirdim, hayır onun gülmesini görmek istemiyordum şuan.

Aklınca ben galibiyet aldım falan mı sanıyordu?

Elini annıma üstüne koyarken "sen niye bu kadar salak oldun acaba kime çektin bilemiyorum ki", demesiyle tekrar gözlerine çıkardım bakışlarımı.

"ateşin de yok ama senin" demesiyle, çatılan kaşlarımı sanki mümkün olabileçekmiş gibi daha da çok çattımne diyodu Allah aşkına bu kadın?

Niye ateşim olacakmış benim?!

"ya anne ne diyon sen Allah aşkına?" dedim bıkkın çıkan sesimle, en sonun da, pes etmiştim.

"zamanla görürsün ne demek istediğimi, zaten şimdi desem yok öyle bişi diceksin hemen" dedi ayağa kalkarken.

Gel desem işin vardır filan ‡ Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin