7

15 3 27
                                    

"neden ama ya?" evet bunu soran kişi bendim ve annemi ikna etmeye çalışıyordum şuan.

"Gidelim işte ya" sitem dolu sesimi bi kere daha ayaklar alına sererken, cevap bekliyordum.

"saat 9 Selen hem sen Akşın'ı sevmezsin ki" diyen, annemdi bu sefer.

Neymiş efendim dün onlar bizdeymiş bugün bizim gitmemiz olmazmış, hem saat geçmiş  bilmemne bilmemne.

Hepi topu karşı komşumuzdu ve 10 adım ilerleyip evlerine gidicektik.

"anne nolur sun gidelim ya bişi soracağım hem çok önemli olmasa senden bişey mi isterim" dediğim de kaşları çatılmıştı, "benden niye bişi istemiycekmişsin hem o ne demek bakim?" demesiyle nefesli bi 'öfff' çektim.

Daha ne kadar batabilirdim ki?!

"gidiyo muyuz gitmiyo muyuz?" dedim bi önce ki bıkkın sesimle.

"evet, kalk giy çeketini"

"iyi yukardayım ben bi daha da senden bişi- ne bi dakika sen..." dedim evet mi demişti o?

"kız yürü hadi, valla vazgeçeceğim!"

"ay tamam hadi gidelim madem" annemin bana 'manyak nu kız' bakışlarını yok sayarken.

Kapıya doğru ilerledim ve kırmızı montumu alıp üstüme geçirdim.

Annem de uzun şalımsı çeketini alıp kapıyı açtı ve geçmem için baktığın da dışarı çıktım.

Altım da beyaz spor ayakkabılarım ve üstüm de beyaz v yaka tişörtüm, altımda da tabii ki siyah taytımla.

Ben önden önden ilerlerken annemin homurdanmasını tabii ki duyuyordum, ama bişi demiyçektim zaten şurdan şurasıydı yani.

Kapıyı açan Reyhan Ablaya sarıldım ve lafa girip "ben Akşın'a gelmiştim de Reyhan abla görebilir miyim?" dedim alalecele.

"tabii kızım yukar da odasında" demesiyle kafamı salladım ve terlikleri alıp giydiğim gibi sağda ki merdivenlere yönelip yukara çıktım.

Tam karşımda ki oda Rüzgar'ındı ve onun çaprazında kalan Akşın'ın ve onun yanındakinde de banyo vardı.

Yani ilerleyip 1. Kapıyı geçmemle kapının açılmasıyla durakladım.

"Selen?" bu ses, altın da havluylu üstüne hiç girmiyorum Rüzgar'dan başkasına ait değildi.

"ne işin var burda senin?" dediği hala merak dolu sesiyle, O'da kestiremiyo neden burda olduğumu tabii.

Ellerimi yüzümdeydi hala ama napabilirim ki refleksle gitmişti ve benim hiç indiresim yoktu.

Adam çıplak bilmem anlata biliyo muyum?

"ya ben şey..." dedim, ama bu sözüm onun yanıma daha çok yaklaşmasıyla son bulmuştu.

"Sen ne? " dediği, ellerimi tutup yere indirirken.

Gözlerimi sımsıkıya kapatmış olmam beni daha da çok dehşete kaptırırken,"Akşın'a geldim işte" dedim bian önce bırakması için çıkan sesimle.

"Peki, gözlerini aç" benden ne istediğinin farkın da mıydı bu çocuk?

Nefes alamamazlıktan ölüp gidiçektim burda, hayır yani anne sözü dinlemek lazım işte.

Siz siz olun, anne sözü dinleyin!

Yanağıma buz gibi dudaklarının baskısıyla, ilk gözlerim aralanmıştı sonra da bakışlarım geri çekilen Rüzgar'a kaymıştı.

Ben O'na bakarken o ilk yutkunup geri çekilmiş ve sonrasın da şu halime gülmüştü.

O az önce beni mi öpmüştü?

Gerçek miydi yani bunlar?

İçimde ki gerizekalı kelebekleri eve gidince, tek tek avlayıp mangalda cıs bıs edip yiyeçektim. Yeter ulan!

Bune böyle, her boka ayaklanıyosunuz!

Yan tarafa salladı kafasını "bak şu odada cadı, dikkat et" dediğin de kafamı salladım.

Aklıma bi şarkı sözü gelirken, engel olamadım kendime.

"Böyle de güzeldi gözleri", dedim sanki aklımdan geçenleri dilime vururken.

Hala elleri ellerimdeydi ve ben gidemiyodum.

Ne kadar zor olduğu anlatılmaz yaşanırdı.

Ve ben şuan yaşıyordum öyle değil mi?

Yada ölmüş müydüm?

Kesinlikle olabilir!

"ben gidiyim" dedim, hala çıplak olduğu gibi bir gerçek vardı tabii.

Ve ben bunu düşündükçe, kıpkırmızı kesiliyordum.

"git" dedi.

O bunu diyince, kolay oluyodu sanki(!)





Gel desem işin vardır filan ‡ Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin