8

14 2 29
                                    

Giderdim gitmesine de, şu elini benden bi çeksen mi ki?

Belime koymuş olduğu ellerine baktın ve sonrasın da yüzüne döndürdüm bakışlarımı.

Ağzından 'haa' diye bi mırıltı çıkarken 1-2 adım geriledi, sanki yeni anlamış gibiydi.

Eli ensesine giderken hafif ovmaya başlamıştı.

"kusura bakma unutmuşum ben, sen git hadi. "

Yapma işte şöyle!

Nasıl bu kadar odun gibi durupta içinden bi 'kibar beyefendi' çıkabiliyordu.

Kafamı salladım 'olur' dercesine.

Arkamı bakmamayı özen göstererek kapıya ilerledim ve 2 kere tık tıkladıktan sonra 'gel' komutuyla kapıyı açıp ve sonrasın da tekrar kapattım.

İçer de yatağa oturmuş şaşkın şaşkın bana bakan bi adet Aşkın vardı da.

"Hoş buldum" dedim masanın yan tarafında ki tavan da asılı olan salıncağa ilerlerken.

Evet odasın da salıncak var ve bu aşırı derece süper bişi.

Yatakta otuturuken o bana, bende onun bişey anlamak istercesine inip kalkan kaşlarına bakıyordum.

Ne salakca ama!

" Sen bize mi geldin?"

"sanki hiç gelmiyormuşum gibi konuştun?"

Düşüncelerimi dile getirirken beni onaylarcasına kafasını salladı,e sonuçta geliyorum ama tek bi farkla, hiç yukar kata çıkmamıştım.

"geliyosun da işte, aman her neyse. Eee noldu annemlerin konuşmasından sıkıldın buraya mı geldin ve siz ne zaman geldiniz ki?"

"az önce geldik ve hayır sıkılmadım ama sana sormam gereken bi soru var"

"neymiş?" dedi, bütün sorularını sanki sona topluyorum çünkü senin ki daha heyecan verici dermişçesine.

Yada bana öyle gelmiş olabilir.

Neyse

"bana Emir'in numarasını versene?" dedim boş çıkan sesimle.  Hayır, heyecanlı değilim vede neden olayım ki?

İkinci bi şokla bakıyodu bana sanki 'ayranı sonuna kadar içersin de sonun da ki ses herkesi sinir eder ama sen yapmaya devam edersin ve karşında ki kişiler de ne yapmaya çalışıyosun sen' bakışı atar ya o şekilde.

"Napcan sen Emir'in numarasını?"

Al birini vur ötekine!

Abisi kılıklı!

Sorgusuz sualsiz versen ne olur yani?

Ölür müsün?

Ah ulan Elif daha neler yaptırtçan sen acaba bana?

Sıkıntılı bi nefes verdim, hayır yani bi numara almak bu kadar zor olmamalıydı!

' kıçıma sokacağım' demek istiyordum!

Ama sadece istiyordum yani, bunu dışa vuracak kadar kafayı yememiştim.

"öfff Aşkın veriyo musun vermiyo musun?", dedim ayağa kalkerken.

"Boşver ya napcan sen o malın  numarasını Rüzgar'ın kini vereyim ben sana hı?"

Anın da kafamı olmaz anlamın da aşağı yukarı salladım.

Napıcaktım ben o malın numarasını ya?

"Eyi be ne inatçı çıktın sen de ver yazayım numarasını" demesiyle onayladım.

Ve taytımın içine karın kısmıma soktuğum telefonu alıp elim de tuttum, söyle de gideyim dercesine yüzüne bakıyordum.

"ver ben yazarım" demesiyle elim de tuttuğum telefonu alıp bi yerlere girmeye başladı.

Şifresiz olduğu için!

Napabilirim ki benim saklıcak bişim yok ve bundan şifrem de yok.

"al" dediği elin de telefonu sallarken "bu iyiliğimi de unutma".

Kesin unutmazdım zaten!

Aldım telefonu ekranına dokunup rehbere kaydettim 'A' olarak.

Zaten Elif'e verip silecektim,daha napayım dimi ama?

Bana hala bakan Aşkın'a çevirdim bakışlarımı 'ne' dercesine.

"insan bi teşekkür eder yaa! Hem ben sana nası bi iyilik yaptım yatıp kalkıp bana dua edcen."












Gel desem işin vardır filan ‡ Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin