#9

1.4K 97 36
                                    

Yaslandığı duvarla temasını kesmeden ağırlığını bir ayağından diğerine verdi genç kız.

Dün onu tehdit ederek buraya çağıran Malfoy, 7 dakika geçmesine rağmen hala ortalarda gözükmüyordu.

Kitaplarını tutuşunu sıklaştırdı.Buraya gelmek için ayaklandığında yanlışlıkla çarptığı sehpanın sesiyle Ginny'i uyandırmıştı. Ve onu kütüphanede tek başına da güvende olacağına ikna etmek zorunda kalmıştı.Eh Malfoy'u öldürecekti.

Yerinde kıpırdandı. Bir yandan da sevgili(!) Malfoy'un onu neden 3. kat koridoruna çağırdığını anlamaya çalışıyordu.

O sırada karşısındaki koridordan bir çıtırtı duydu. Telaşla kafasını o yöne çevirdi. Önce parlak kırmızı gözler gördü sonrasında ise bir miyavlama duydu.

'Oh. Hayır..' diye mırıldandı ve kaçabileceği koridorları taradı.Sağda karar kıldıktan sonra koşmaya başladı. Bir yandan da arkasında Flich'in iç gıdıklayıcı sesini duyuyordu.

'Kim var orada?..Sizi küçük veletler.!'

Adımlarını daha da hızlandırdı. Aptal Malfoy yüzünden yakalanıp okuldan atılmak en son isteyeceği şeydi.

O sırada bileklerine dolanan parmaklarla yana doğru savruldu ve daha ne olduğunu bile anlamadan kendini dar bir yerde duvar ile Draco arasında buldu. Draco'nun bir eli şu anda ağzının üstünde olmasaydı her şeyi unutup çığlık atabilirdi.

Draco direk gözlerinin içine bakıyordu.Gözleri masmavi bir okyanus gibiydi. Daha önce hiç böyle bir mavi tonu görmediğini düşündü Hermione. Sonra düşünceleri için kendini azarladı, böyle düşünmesi yanlıştı.

Hermione içindeki bu karmaşayla uğraşırken Draco'nun elini çoktan çekip ona sorarcasına baktığını görmemişti.

"Şu dar yerden çıkalım mı yoksa burada durup yüzümü incelemeye devam mı etmek istersin Ganger?"

Hermione gözlerini kırpıştırdı ve kendine geldi.

"Saçmalama Malfoy, hem beni neden çağırdın buraya. Senin yüzünden Filch'e yakalanabilirdik ve okuldan atılabilirdik."

Draco alayla kıza baktı.
"TANRIIM,Granger haklısın ya atılsaydık! Mantıklı düşün Garnger karşında bir Malfoy var."

Bunu söylerken bir yandan da koridorda yürümeye başlamıştı Draco. Hermione de söylenerek peşine takıldı.

"Evet bazen karşımda beyninden büyük egosu olan bir Malfoy olduğunu unutuyorum."

Draco güldü.
"İltifatlaar, iltifatlar."

Birkaç adım daha attıktan sonra durdu ve gözlerini kapattı o sırada duvarda beliren kapı Hermione'yi şaşkına uğratmıştı.

"Sen.. sen bunu yapmayı nereden biliyorsun?"

"Hogwarts sadece sizin mi eviniz sandın İnek?"

Kız gözlerini devirip elini büyük oyma kapıda gezdirdi.

"İhtiyaç odası hakkında çok okumuştum ama asla gerçekten görmeyi denemedim."

"Her şeyi bu kadar dramatikleştirme Granger, hadi girelim."

"Dedi,Dramaking?"

Draco kapıya elini uzatıp aralarken bir yandan da kıza göz deviriyordu.

"Asla pes etmeyeceksin değil mi?"

"Sen kazan diye mi? Asla."

Hermione içeri adımını attığında gözlerine inanamadı. Oda çok büyüktü. Bir tarafta zümrüt yeşili karşılıklı iki tane koltuk vardı ve yerde gümüş bir halı, parkeler duvara dayalı duran çalışma masasıyla uyumlu bir ahşaptı. Duvarlar ise siyahtı.Odanın bir kısmında çift kişilik bir yatak vardı ve üzeri siyah çarşaflarla örtülmüştü. Diğer tarafta ise küçük tek kişilik bir yemek masasıyla küçük bir buz dolabı vardı.

Yine De ? |DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin