1.Bölüm

1.4K 81 84
                                    

🥀Hiç tanımadığınız birinin gülüşü daha ilk karşılaşmanızda hoşunuza giderse, karşınızdakinin iyi bir adam olduğundan tereddüt etmeyiniz...

Ölü Evinden Anılar, Dostoyevski🥀

"Eleonora : Artık gitmelisin Sergio. Seni görürlerse canını yakarlar.

(Genç aşık, kadının elini tutup gözlerinin içine bakar. Diğer eli de elbisesinin beline dolanmış, Eleonora'yı sarmıştır. Başı ve omuzları kadının üzerine doğru eğilir. Hava iyiden iyiye kararmış ve yukarıda yıldızlar belirginleşmiştir.)

Sergio: Yıldızlı geceler prenses. Ben yokken hepsi yoldaş olsun sana.

Eleonora: Sen yoksan yıldızlar da düşmandır bana.

Genç adam kadının elini istemeyerek de olsa, yavaşça bırakır. Son kez uzun bir bakış atıp arkasını döner. Sevgilisine bir daha bakmadan, hızla yürüyerek sahneden çıkar.

Perdeler kapanır."

Okuduğum metnin ilk perdesi bitince, eğilmekten tutulmuş zavallı boynumu rahatlatmak ve bir süredir yolculuk ettiğim otobüste aldığım yolu görmek için başımı kaldırdım. Otogara çok yakındık, yarım saate İzmir'e inmiş olurdum. Geçen yaz katıldığım ve ilk kez oyun sergilediğim tiyatro topluluğu ile bu sene de beraber olacaktım. Oyuncu kadrosu ve perde arkasındaki grup aynı kalmış, oyunumuz ise değişmişti.

Kapağını kapatıp dizimin üstüne koyduğum metnin adını sindirmek için bir kez daha okudum.
"Aşıklar Sarayı"

Oyun genel olarak sarayda yaşayan abla Elizabeth ve küçük kardeş Eleonora'nın saray dışından, alt kesimlerden adamlarla yaşadıkları aşkları anlatıyordu. İki prenses de sonunda korunaklı sarayın demir kurallarını yıkıp, babalarının yönettiği ülkede sıradan yurttaşlar olarak yaşayan iki beyefendiyle evleniyordu. İki perdeden oluşan, içinde toplum eleştirileri de bulunan şirin ve oldukça romantik bir oyundu.

Aslında, beyaz atının seyisine aşık olan Elizabeth'in hikayesi daha ön plandaydı. Güzel ve olgun prenses için Damla adındaki kumral yeşil gözlü bir arkadaşımız, küçük ve daha uçarı prenses rolü için de siyah saçlı ve mavi gözlü ben uygun görülmüştük. Ekip genel olarak rolleri paylaşınca da, oyunun sergileneceği İzmir'e gelip provalara başlamak vardı sırada. Eğer son anda gelişen ani bir sıkıntı yaşamasaydık, geçen hafta provalara da başlamış olacaktık.

Lakin benim sevgilimi oynayacak şuursuz Sergio'muz geçen cuma akşamı arkadaşlarıyla halı saha maçı yaparken ayağını kırınca, her şeyi bir hafta ertelemek zorunda kalmıştık. Teknik olarak bu bir hafta içinde yeni bir Sergio bulup çalışmaya başlamamız gerekirdi ama topluluğun tamamı sahnede veya sahne dışında görevlere sahipti. Sonuç olarak bir hafta ertelemeyle, üstelik de elimizde bir Sergio olmadan, daha fazla geç kalmamak için ülkenin dört bir yanından çaresiz, İzmir'e gelmiştik.

Telefonumu ele alıp, babamın eşi Neslihan ablaya İzmir'e varmak üzere olduğuma dair mesaj atıp tekrar cama döndüm. İlk perdeyi okumuş olmak beni bir süre idâre ederdi. Zaten Eleonora'nın okuma provasında repliklerini çalışabilmek için bile bir Sergio gerekiyordu çünkü neredeyse tüm konuşmaları karşılıklıydı. Bu sorunu acilen bir çözüme kavuşturmamız şarttı. Şu saatten sonra oyunu değiştiremez yahut erteleyemezdik.

Birkaç dakika sonra İstanbul'dan kalkan otobüsüm şehirler arası otogara girdi ve ben elimde neredeyse belime ulaşan kahverengi valizimle topluluğun içindeki diğer kızlarla kararlaştırdığımız pansiyona varmak üzere bir taksiye bindim. Neslihan abla az önce attığım mesaja kendime çok dikkat etmemi söyleyerek ve güzel bir tatil dileyerek karşılık vermişti. Birkaç gülücük emojisi atıp konuşmayı bitirdim. Babamın, eşleri konusunda haketmediği kadar şanslı olduğunu düşünerek geçirdiğim kısa bir yolculuğun ardından şirin pansiyonumuza vardım.

Yine Yaz GelecekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin